7.Bölüm ''Endişe''

160 13 0
                                    

Berk

Buğlem'i kaçıncı arayışımdı bu bilmiyorum ama yine cevap alamamıştım. Başına bir şey gelip gelmediğini merak etmeye başlamıştım açıkcası. Neden aramalarımı cevaplamıyor ? Başına bir şey mi geldi ? Teslimatta sorun mu çıktı ? Serdar Ortaç'ın kafamda deli sorular şarkısı beynimde uğuldayıp duruyordu. Bir kez daha arayıp cevap alamayınca telefonumu umutsuzca cebime koyup kafeye gidip gitmemem gerektiği konusunda kararsız kaldım.

Birkaç dakika geçmeden telefonum çalmaya başladı , sonunda Buğlem diye mırıldanarak telefonumu cebimden çıkardım. Sedat Tuncer  yazısını gördüğümde ne yapacağımı şaşırıp boş boş telefona baktım. Kesin Buğlem'in yapacağı teslimatı sormak için arıyordu. Ne diyecektim şimdi ona ? Buğlem'e ulaşamıyorum dersem, beni her ne kadar sevip oğlu gibi görse de, kafamı duvarlara sürter çıkan kıvılcımlarla da sigarasını yakardı.

Ben bunları düşünürken telefonum ısrarla çalmaya devam ediyordu. Umutsuz bir şekilde telefonu açıp tedirginliğimi gizlemek istercesine boğuk  bir sesle " Alo? " dedim. " Nasılsın aslanım? " dedi Sedat abi , sesi samimi geliyordu. Şaşırmıştım açıkcası çünkü Sedat abi her ne kadar işinin ehli olsa da teslimatlar olurken üzerinde bir gerginlik olurdu. Bu sıcak yaklaşımı beni rahatlatsa da hala Buğlem konusunda gergindim.

" İyiyim Sedat Abi , bir şey mi oldu?" dedim.

" İşlerini hallet , dokuz buçukta her zamanki yerde ol" dedi ve kapattı telefonu. Buğlem'i sormadığı için rahatlamıştım fakat şimdi aklımda beni neden çağırmış olabilir sorusu dolaşıyordu. Buğlem'i bir kez daha aradım ama yine cevap alamamıştım. Bir yandan Buğlem'i diğer yandan Sedat abiyi düşünerek yolumu her zamanki yere yani İki Tek Meyhanesi'ne çevirdim.

Burası herkesin bildiği bir mekan değildi ama gerçekten çok sağlam bir yerdi. Mekanın girişinde " Her akşam İKİ TEK şifadır, hem ruha hem bedene. " yazıyordu. Mekanın ışıkları göründüğünde bu düşüncelerden sıyrılıp saate baktım , 21.31' i gösteriyordu. Arabamı parkedip içeri doğru ilerlemeye başladım. Sedat Abi çoktan gelmişe benziyordu. Masaya oturduğumda tabaklardan elimi koyacak yer bulamamıştım. Belki de gerginliktendi. Emin değilim.

" Buyur abi" dedim.

" Uzun zamandır iş dışında birlikte vakit geçiremez olduk hep o yeni kızlasın kıskanıyorum valla" diyerek güldü Sedat Abi.

O , bu cümleyi kurana kadar farkında değildim ama gerçekten de öyleydi. Sürekli Buğlem'le olmak istiyordum , onu merak ediyordum , korumak istiyordum. Belki de Büşra'ya çok benzemesindendi ona karşı böyle olmam. Büşra hayatını kaybettiğinde ben on dakuz  Büşra ise daha on sekizindeydi. Lanet olasıca bir araba kazasında hayatını kaybetmişti.

Buğlem ise ona o kadar çok benziyordu ki o yanımdayken sanki Büşra hala hayattaymış gibi hissediyordum. Ben bunları düşünürken Sedat abi farkına varmış olmalı ki " Ona bu kadar çok benzediği için mi böylesin Buğlem'e karşı " dedi. Zaten düşüncelere dalmıştım bir de böyle bir şey duyunca iyice afalladım. Konuyu değiştirmek istercesine " Ne içersin abi " dedim.

Niyetimi anlamış olmalı ki üstüme gelmedi. Sedat abi çok iyi bilir Büşra'yı nasıl sevdiğimi , özlediğimi...

Bir konuşmasında iş olmazsa olmazdı Sedat Abi'nin. Büşra konusunda fazla üzerime gelmemişti ve o da konu değiştirip ciddi bir sesle iş konuşmaya başlamıştı. Yaklaşık bir saat kadar teslimatlardan, alım-satım işlerinden ve üretimden konuşmuştuk. Ben genelde teslimat işlerine bakardım. İş ile ilgili raporları verdim. Buğlem'in teslimatlarını anlattım.

''Buğlem işinde çok iyi. Yeni olmasına rağmen yıllardır tecrübesi varmış gibi hareket ediyor. Onu kaybetmesek çok iyi olur. Onunla ilgili büyük planlarım var.'' dedi konuşmanın sonunda. Buğlem'in şu an nerede, ne yapıyor olduğunu bilmediğimi çaktırmamaya çalışıyordum. Bir an önce kalksam iyi olur diye düşündüm.

Aceleyle bardağımın dibinde kalan rakıyı bir anda içip " Sedat abi ben Buğlem'i alsam iyi olacak'' diyerek kalktım masadan. Bir anda kalkınca yalpalamıştım ama içtiğim miktara bakılırsa vücudum çok az tepki göstermişti. Her şeye karşı herkesten biraz daha fazla dayanıklıydım ve sanırım beni güçlü kılan da buydu.

Meyhaneden çıkıp arabama bindim. Motoru çalıştırdım ve Buğlem'i bıraktığım yere yönlendim. Arabayı sürerken bir yandan da Buğlem'i aramakla meşguldüm. Yine açmaması beni çok şaşırtmamıştı. Kafenin önünde 15 dakika kadar bekledikten sonra ümidi kesip evi aradım. Yine açan olmamıştı.

Kaybolmuş olabilir miydi ? Bu ihtimali düşünerek arabayla sokaklarda turlamaya başladım. Kalabalık sokaklardan geçerken yavaşlayıp Buğlem'i görme umuduyla insanlara dikkat kesiliyordum. Hiçbir yerde yoktu. Kızgınlığımın yerini endişe doldurmuştu. Peki ya teslimatta sorun çıkmış olabilir miydi ? Bir polis merkezinin nezarethanesinde olması da hiç uzak bir ihtimal değildi.

Bir saat kadar dolandıktan sonra eve gitmeye karar verdim. Zaten yeterince yoğun bir gün geçirmiştim ve başım zonkluyordu. 

Apartmanın girişine park edip apartmana girdim. Asansöre bindim. Büyük bir sabırsızlıkla asansörün durmasını beklerken Buğlem'in eve gelmiş olmasını diliyordum. Asansörden çıkıp evin giriş kapısına yönlendim. Bu akşam giydiği ayakkabıları yerdeydi. En sonunda derin bir nefes aldım ve sessizce kapıyı açıp içeri  girdim.

İçeri girer girmez Buğlem'in odasına yönlendim. Kapı kapalıydı. Buğlem içerde olmadığı sürece kapı kapalı olmazdı. Kapıya hafifçe birkaç kez vurdum.

''Buğlem ?''

Ses gelmemişti. Uyuyordu galiba ya da beni iplemiyordu. Birkaç kez daha seslendikten sonra pes ettim. Buğlemin odası benim odamın hemen yanındaki odaydı. Sola döndüm ve odama girerken tişörtümü çıkarıp sinirle yere çarptım.

Günün yorgunluğuna yenik düşerek kendimi yatağa bıraktım ve tavanı izlemeye başladım. Gözkapaklarım ağırlaşmaya başlayınca daha fazla direnmeyip gözlerimi kapattım.

Buğlem'in yan odada olması bana huzur veriyordu. Büşra yanımdaymış gibiydi. O bu eve geldiğinden beri yıllar öncesinde yaşıyor gibiydim. Büşra'yı sarıp sarmaladığım günlerde yaşıyor gibiydim.

Berk'in ağzından bir bölüm olduğu için farklı kelime ve cümle kalıpları, farklı bir düşünce tarzı gerekiyordu. Bu yüzden bölümün büyük bölümünü Zeynep Toklu yazdı. Bölüm, Berk'in hayatı hakkında belirtmem gereken ufak bir ayrıntıyı içerdiği için biraz kısa oldu. Yine de oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

Kırılma NoktasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin