Her Malın Bir Alıcısı Vardır

212 30 47
                                    

Göğsümdeki reaktörün beni öldürmek üzere olduğu yetmiyormuş gibi, bir de korsan bandı takan herifin laflarını üzerimde röbdöşambrım varken dinlemek zorunda kalmıştım. Neymiş babam beni aslında çok severmiş de, ondan  zeki tek insan benmişim de... meseleyi mal Sitiv'e bağlayamadan başıma bir ajan bozması verip beni babamın tozlu eşyalarıyla garaja kapattı. Bir an dahi bir milyoner miyim, adı sekiz-on kelimeden oluşan bir istihbarat biriminin  amelesi miyim şüphe duydum. Üstelik bu sefer başıma ajan diye verdikleri, Natalie gibi kızıl saçlı, beyaz tenli bir afet değil. Coulson adında bir doğal afetti.

Hissediyorum. Bu herif daha bir çok anıma salça olacak.

Bu kadar baskıya rağmen yine de aklıma müthiş bir fikir geldi. Dahi, yakışıklı ve mütevazı bir milyoner olmanın getirileri hep bunlar. Tam garajı işlem için hazırlayım derken Coulson gene kapıda belirdi. Bir de ne göreyim, ben düzeneği hazırlayayım derken bu parlayan gözlerle Sitiv'in kalkanını bulmuş. Suratı dönmüş şu gözlerinden kalp fışkıran emojiye. Girmiş adeta transa:

"Bunu nereden buldun?"

Ahaaa, birdiler iki oldular. Coulson'da kalkana bir bakış. Al git desem kalkanı eve götürecek, yatağa yatıp kalkana sarılıp bu  Amerikan bayraklıyı hayal edip sabaha kadar öyle uyuyacak. Sinirlenip kalkanı elinden aldım. Yaptığım düzeneğin altına koydum sanki başka bir şey yokmuş gibi. Bu Coulson'ın içi gitti var ya...

Sanki çizilecek vibranyumdan kalkan. Onu babam yaptı bir kere. Bir şeycikler olmaz.

Neyse  bunu başımdan atıp yerime oturduğumda aklım yaptığım keşifte değildi. Aklım Coulson'un tavrındaydı.

Tamam beş yaşından beri adama "Aq Malı Sitiv" diyorduk ama, demek ki her malın bir alıcısı vardı. Üff al Coulson'ı vur Sitiv'e. Ben yeni reaktörümle aksiyona koşmaya gidiyorum. Belki Coulson yerine Natalie'yi bana kadrolu olarak verirler. Tabii adı oysa.

Aq Malı Sitiv!Where stories live. Discover now