Bölüm 13 (Bir Karakter Oluşturmak 2) Makale bölüm 2

1.2K 51 13
                                    

Selam! Hadi kaldığımız yerden devam edelim. Siyah yerler benim eklediklerim.


VIII. Karakterin Motivasyonu
Karakterlerin öykü boyunca yaptıkları hareketlerin altında uygun bir motivasyon yatar. Diğer bir deyişle: Karakterlerin amaçlarının ve davranışlarının arkasında mantıklı ve anlamlı bir "neden" vardır. Bu istek ve niyetler, kim oldukları ve öykü içinde bulundukları koşullara bağlıdır.
Motivasyonlar dinamiktir. Karakterlerin hareketlerinin temelini oluşturur ve onları yönlendirirler. Bazı motivasyonlar köklüdür, yaşamın tüm akışını yönlendirirler. Bazı motivasyonlar ise duruma bağlıdır. Öykünün gelişimine bağlı olarak değişirler. 

Motivasyonların yapısı tutarlılık gösterir. Bu nedenle karakterlerin hareketlerini doğrularlar.
Yazar, karakteri yönlendirecek bazı motivasyon dinamikleri belirler. Dahası, yazar, karakterlerin (mantıklı ve tutarlı) amaçlarına ulaşmalarını sağlayacak motivasyonlarla ilgilenmek zorundadır.
Karakterin amacı mastar fiille belirlenir: ".....-mak/-mek"

-Suçluyu yakala-mak

-Cinayet kanıtını ele geçir-mek

Bunlar film boyunca karakterin aksiyonlarını belirleyen genel amaçlardır. Ancak, daha durumsal aksiyonları belirleyen de gene amaçlardır:
-Napalm bombalarından kaç-mak
-Bozulan motoru tamir et-mek

Genel amaç: Hayatta Kalmak

 Durumsal amaç: Yanan binadan bir çıkış bulmak

Karakter öykü içinde bir amaçtan diğerine ilerledikçe, yazar her amacın arkasındaki motivasyonun hem karaktere, hem de duruma uygun olmasını sağlar.
Bu nedenle kendinize sık sık sormalısınız: Karakterim bunu niye yaptı? Tepkisi aşırı mı, yoksa az mı? Tepkisi, verilmek istenen ruh halini tam olarak yansıtıyor mu? Tutarlı mı, değil mi? Vs.
Bu arada: aksiyonu doğrulayabilmek adına motivasyon ararken, "karakterim sarhoştu, esrar çekmişti, ne yaptığını bilmiyordu" gibi bahaneler uydurmayın sakın. Seyirci bunları yutmaz. Karakterin değil, yazarın esrarı fazla kaçırdığını düşünecektir: "Çekmiş çekmiş yazmış!" Bu tür açıklamalar öykünün genel yapısıyla tutarlıysa durum değişir elbette. Örneğin Gemide filminde olduğu gibi. Burada karakterlerin uyuşturucu etkisi altında hareket etmeleri, bir dizi kriz/bunalım, çelişki ve çatışmanın zeminini sağlar. Kimi gençlik filmlerinde ise genel motivasyon bizzat motivasyonsuzluktur. Hayatta yapacak bir şey yoktur, o yüzden de nasıl esiyorsa öyle yaşanmaktadır. Örneğin Trainspotting'de olduğu gibi. Ancak yine de filmin bir dramatik hedefi ve kişilerin bir tutarlılığı vardır. Bu, pek çok durumsal motivasyonun yaratılmasına bağlı: kız tavlamak, eroin bulmak vs.... Her şeyin ötesinde, film kahramanının temel amacı, motivasyonsuzluğu yenip, kendine hedefler bulmaktır; vatan ve millete olmasa bile, kendine faydası olan biri olmaktır. Dolayısıyla filmin çatışması "bu hayattan kurulabilecek mi?" sorusu ve bu soruyla ilgili bir dizi sınavın atlatılması (uyuşturucu tedavisi görmek, iş bulmak, düzenli bir hayat kurmak) üstüne kuruludur. Kahraman bu işi bir ara kıvıracak gibi görünse de sonunda vazgeçer: "Ev sahibi olmayı seç, televizyon sahibi olmayı seç, evlen, çoluk çocuğa karış, bankada hesap açtır... hayatı seç!... Pekiyi ama böyle birşeyi neden yapayım ki?"

IX. Karakterin Klişe Olması Sorunu (Daha çok yazarın klişe olma sorunu bu bence)
Klişe karakterler yaratmak kolay, klişe olmayan karakterler yaratmak ise zordur. (Bu lafın kendisi de biraz klişedir aslında)
Klişe karakterler basit, tek boyutlu, yapmacık ve fazlaca belirgindir genellikle. Bunlar kolayca tanımlanabilirler:
-yoksul sanatçı
-alkolik muhabir
-arayıştaki şair
-dar görüşlü şerif
-deli profesör
-altın kalpli fahişe
Klişe tiplerin bir avantajı, seyirci tarafından kolayca tanınmalarıdır. Fakat burada tanınan, klişedir aslında, karakter değil.
Klişe tiplerin türleri vardır. Örneğin esas oğlanın yanında gezinen, ama onun kadar zeki ve akıllı olmayan erkek. Buna "İkinci Adam" da deriz. Genellikle filmin sonunda, esas kız kadar güzel ve uyanık olmayan "İkinci Kız"ı alır.Dokunmayın Şabanıma filminde Kemal Sunal esas oğlandır ve filmin esas kızına (Ahu Tuğba) ilgi duyar. Bu ilgiden kaynaklanan girişimler bir dizi komik duruma neden olur. Bir de Kemal Sunal'ın yanında yer alan ve onun kardeşini canlandıran bir yardımcı erkek karakter (Haluk Akçatepe) vardır. Bu küçük kardeş Kemal Sunal'a oranla daha çok itilir kakılır ve Kemal Sunal'a oyun oynayayım derken her defasında salak durumuna düşer. Otoriter babanın (Hulusi Kentmen) estirdiği teröre karşın filmin sonunda Kemal Sunal güzel ve akıllı kızla evlilik izni koparır. Şamar oğlanı olan erkek kardeş de bu sırada hizmetçi kızla bir ilişkisinin olduğunu itiraf eder. Otoriter baba başta biraz kızsa da (tokatlar eşliğinde: "Neeeeee? Sennn de mi?... Vayyy ittt! Vayyy eşşşekk!") sonunda ona da evlenme izni çıkar (Hem döver, hem severiz netekim). Çifte düğün mutluluğu yaşanır. Herkes hakkettiğine kavuşmuştur.
Özgün tipler ise kökleşmiş bir tipin ilkörnekleridir (arketipleridir). Biriciklikleri o kadar önemlidir ki, tümüyle özgün bir tipi temsil ederler. Sonradan onların çok sayıda taklitkleri yapılır. Örneğin Faust, Othello ve Don Kişot gibi.

Bir Kitap Nasıl Yazılır?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin