13.Bölüm(Yandım!)

Začít od začátku
                                    

'' Zekamı kıskanıyorsunuz diye böyle diyorsunuz değil mi?'' güldüğünü duyabiliyordum. Sırtıyla bakşıyorduk malum... başını olumsuz anlamda sallayarak dalga geçti.

'' Ama ne demezsin...'' Ayaklarımı yere vurmaya başladığımda aniden durdu. Yüzünü bana döndüğünde , çatık kaşlarıyla karşılaştım.

'' İki dakika rahat dursan ölür müsün?'' omuzlarımı silkip sinir etmek için, başımı olumlu anlamda salladım. İç çekerek tekrar önüne döndü. Pes etmişti. Merdivenleri kullanıp alt kata indik ve daha önce denk gelmediğim bir odanın önünde durmuştuk. Görevliye seslenip kapıyı açtırdı. İçeri girdiğimizde, etrafa göz gezdirdim. Giysiler dışında aksesuar ve kostümlerinde olduğunu farkettim.

'' Ayşe.'' 

'' Efendim.''Korkmaz Bey,aksesuar kutusundan bir şey çıkararak gözümün önünde tuttu.

'' Kuyruğunun burada ne işi var.'' Elinde tuttuğu sahte bir maymun kuyruğuydu. Kaşlarımı çatarak koluna bir tane geçirdim.

'' Patronun olduğumu unutuyorsun heralde.'' omuzunu ovuşturarak sinirle baktı. dudaklarımı birbirine bastırarak omuz silktim

 dudaklarımı birbirine bastırarak omuz silktim

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.


Umurumdaydı sanki. Ona meydan okurken Adım atıyordum ki... kendimi yere yığılı elbiselerin arasına düşerken buldum. 

'' Yeter be kızım! ben kaldırmaktan yoruldum ama sen düşmekten yorulmadın.'' Kahkahalarının arasında boğuk çıkan sesi bile güzeldi bu adamın. Düşünceme saydırıp kendimi savunmaya geçtim. Sana gülüyor salak. Sen hala sesinin güzelliğine övgüler yağdırıyorsun.

'' Gömün beni buraya ya! hiç  kaldırmaya zahmet etmeyin. Ben bu sakarlıkla fazla yaşamam zaten.''  Güldü.

'' Gel buraya.'' tam beni kaldırmak için eğilmişti ki o da nasıl becerdiyse sol tarafıma yüz üstü düştü. O an öyle bir kahkaha attım ki sesim bütün odada yankılandı.

'' Gülme komşuna gelir başına.''

'' Sana da, komşuna da...''

'' O gerçek değilki, yani mecaz anlamda söyledim. Komşu deyimde...''

'' Sana kim dedi komşuyu anlat şempanze! Deyim olduğunu biliyorum. Allah'ım bir de ciddiyetle anlatmaz mı? Sen aklını nerede düşürdün?''

'' Ama Korkmaz Bey Ağlarım şimdi. Nazımı da siz çekersiniz başınıza kalırım. Çok konuşmayın bence.''

'' Yok. Yok. Aklımı kaybeden benim. Yeter ki sesin gelmesin.''kalkmak yerine sırt üstü uzanarak kollarımı göğsümde bağladım. ve gözlerimi yumdum.

'' Tamam sustum.'' Son gördüğüm Korkmaz Bey'inde doğrularak ayağa kalkmasıydı. Tam uykuya dalıyordum ki birinin kolumdan dürtmesiyle aniden gözlerim aralandı.

'' Uyumaya mı geldin?'' dudaklarımı birbirine bastırarak doğruldum.

'' Birazcık uyusaydım yani ne olmuş?''

'' Ben seni fazla şımarttım. Ondan böyle rahat davranıyorsun. Giy şunu seni dışarıda bekliyorum.'' Elinde tuttuğu gayet şık bir elbiseydi. Hatta şirkette kıyasla fazla lüks kalırdı. Burada onla dolaşamazdım ki dizin azıcık altında siyah balık etek, üst kısım dantel işlemeliydi. Dekoltesi tahmin ettiğim gibi yoktu sadece sırtı biraz açıktı üst kısmı sade taşlarla çiçek desenlerine bürünmüştü.

'' Korkmaz Bey böyle bir ortamda giymem uygun olur mu?'' işaret parmağıyla etrafta gezdirdi elini.

'' Bir baksana, daha uygunu var mı?'' dediği gibi; her taraf açık seçik kıyafetlerle doluydu. Haklı olduğunu ima eder gibi, başımı salladım. Karşılık vererek kapıya yöneldi. Kutudaki boğa kostümü takıldı gözüme. Korkmaz Bey odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı ki elime kostümü alarak ona seslendim.

'' Korkmaz Bey!'' kapı açıldı içeri panikle girdi. Muhtemelen kendime sakarlığımla zarar verdiğimi düşünmüştü.

'' Akrabalarınızdan birine rastladım.'' Boğayı gözünün önünde salladığımda, gözünden adeta alev fışkıracaktı.

'' Ben şimdi sana gösteririm boğayı.'' üzerime doğru gelmeye başladığında, çocuk gibi gülerek ,odanın diğer tarafına doğru koşturdum; ancak oda küçük olduğu için, beni yakalaması uzun sürmemişti. Elleri sırtımda yer aldığında hala gülüyordum.

'' Özür dilerim ama sizde aynısını yaptınız.'' Gözleri yüzümle temas halindeydi. tepki vermiyordu gülmüyordu. Boş gözleri kavramıştı gözlerimi. Yutkundu 'Ne oldu' der gibi başımı salladım. Acaba kötü bir şey mi yapmıştım. Tamam itiraf etmeliydim ona değer veriyordum o benim patronum ve kabullenmesekte dostumdu. Ona ters bir laf söyle ihtimali bile, içimi burkuyordu. Elleri gevşedi aramızdaki mesafeyi genişleterek ellerini çekti. Odadan öyle bir çıkışı vardı ki korkmadan edemedim. Dalgınlık ve endişe arasında üzerim de ki ucuz kıyafeti çıkararak Korkmaz Bey'in giymemi istediği elbiseyi üzerime geçirdim. Siyah stilettolarımda elbise için özenle yaratılmış gibiydi. Muhtemelen ayakkabılarımı bile, göz önünde bulundurarak seçmişti kıyafeti. Elbiseyi giydiğimde başım önde dışarı çıktım. Kapıda bekliyordu. Bileğimden kavradı ve beni tekrar sürüklemeye başladı.

'' Bu kadar alınacağınızı bilseydim yapmazdım kusura bakmayın lütfen.'' ses etmiyordu. Çocuk mu bu adam? sen kalk benim başımdan aşağı su dök beni rezil et o kadar tehdit savur ben alınmayayım tek bir takılmama alın hemen. Çocuk işte! üst kata çıktığımızda aniden duraksadık. Allah'ım niye engelsiz bir yolumuz olmaz ya...

'' Selam enişte.'' iki kişiden çıkan ses kulaklarıma dolduğunda Korkmaz Bey aniden bana dönerek, yüzümde gezdirdi bakışlarını; Çünkü o iki kişi kızdı ve bana bakarak sırıtıyordu.

SİZ BİTTİNİZ!

Kübra

Merve...


ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)Kde žijí příběhy. Začni objevovat