Boşluktayım...

43 5 5
                                    

Evet.Hepinize merhaba.

Uzuuuunnn bir süre yeni bölüm atamadım.Kusura bakmayın...

Neyse işte yeni bölüm.Yedekte bir bölümüm daha var.Bundan bir-iki gün sonra da onu yayınlarım...

Iyi okumalar...
👽👽👽👽👽👽👽👽👽👽👽👽👽
"Anne ben iyiyim.Gerçekten gitmek istemiyorum!" Diye direttim bir kez daha beni eve göndermek isteyen anneme.
Şuan hastane de sadece Ben,Azra,annem,
Çiler ve Ebrar vardı.Çiğdem'i de teyzeme bırakmıştık.
Erkekler de üstlerini değiştirmeye gitmişlerdi.3 gündür hastanedeydik ve ben 3 gündür bir gram bile uyumuyordum. Babamda da hiçbir gelişme yoktu...
Doktor da 'Hâlâ hayati tehlikeyi atlatamadı...' Diyip duruyordu...Ama atlatacaktı benim babam! Güçlüydü o! Dünyanın en güçlü babasıydı...

                         *******
Araslar geldiğinde Ozan beni kolumdan tutup yemekhaneye doğru sürüklemeye başladı.Evet...3 gündür bişey de yemiyordum...3 gündür okula da gitmiyordum. İşin garibi;Meriçler de gitmiyordu...Kızlar zaten gitmezlerdi.

Yemekhaneye indiğimizde burnuma gelen yemek kokularıyla yüzümü buruşturdum.
Kaç gündür yemek yemiyordum normaldi sanırım.Ve cidden canım hiçbirşey istemiyordu.
Kızlarla bir masaya oturduğumuzda Meriçler de gelmişti masaya.Ne işi vardı ki bunların burda?! Hayır ne gerek vardı?...

Araslar da ellerinde tepsilerle geldiklerinde herkes yemek yemeye başlamıştı.Ama ben hiçbirşey yemiyordum.Ebrar sırtımı sıvazladı ve;
"Kuzum hadi ye birşeyler..." dedi.Acıyla gülümsedim ve;
"Yok...Acıkmam lazım.Babam uyanınca iskender yiycez biz.O da tok karınla yenmiyor." Dedim ve gözümden bir yaş düşmesine izin verdim.Herkesin yüzü düşmüş ve kaşıklarını,çatallarını bırakmışlardı.

Çınar da acıyla gülümsedi ve;
"Çisem ben...Annemi hiç görmedim...Ve hiç onun kokusunu duymadım...Bana hiç masal anlatmadı...Veya güzel güzel yemekler yapmadı...Yani...Sen babanı tanıyorsun.Ve onun ne kadar güçlü bir insan olduğunu biliyorsun.O uyanacak... Umarım uyanır... Ve haline de şükret olur mu?..." dediğinde Meriç onun ensesini tuttuğunda ona sarıldı ve sessizce ağlamaya başladı.
Doğruydu...Benden daha beterleri de vardı ama...Ben de yüz kere babamı yoğun bakımda görmedim ki...Ister istemez kendini parçalıyor insan.

Çınar kafasını kaldırdı ve bize bakmadan lavaboların olduğu koridora yöneldi.Ediz elini alnına koyup kafasını olumsuz anlamda salladı.

Ebrar kaşığa biraz çorba alıp bana doğru uzattı kafamı 'istemiyorum' anlamında salladım.Ebrar'ın omuzları düştü ve arkasına yaslandı.Çınar geldiğinde ona bakmak için kafamı kaldırdığımda yemekhaneye koşarak ve telaşla giren Çiler'i gördüm.Bize doğru koştu ve;
"Çisem...Baba-" diyemeden ben yerimden fırlayıp merdivenleri 3'er,5'er çıkmaya başladım.Allahım n'olur bişey olmasın...Lütfen Allahım...Sen onu bizden alma...

Yoğun bakıma koşarak doktorlar ve hemşireler girerken annem cama yapışmış onları izliyordu.Koşarak yanına gittim ve;
"Noldu anne?!" Dedim.Annem burnunu çekip;
"Bilmiyorum kızım..." dedi.Evet 3 gündür bazı aralıklarla böyle yoğun bakıma girip çıkıyorlardı ama babamı kontrol etmek için girdiklerini söylüyorlardı...

Bizimkiler geldiğinde onlara kısa bir bakış atıp cama geri döndüm.Hemşireler perdeyi çekince ofladım ve sanki bileceklermiş gibi bizimkilere dönüp;
"Noldu?! Neden çektiler perdeyi?!" Diye bağırmaya başladım.Annem daha çok ağlamaya başlayınca kendimi tutamayıp yere çöktüm.Bedenimi saran güçlü kollar beni koltuğa oturttu.Bitik haldeydim...Gitme baba! Gidemezsin anladın mı?! Gidersen bende giderim tamam mı?! İntihar ederim anladın mı beni?! Yok olurum baba!...

Seçim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin