Batman

1-Onuru için 1.Bölüm

James Gordon, odasında pürosunu içiyordur. Odaya aniden dalan Harvey Bullock ile göz göze gelir.
"Ne oldu Harvey? Öylesine bakmak için mi odaya girdin?"
"Gordon, Samwell konuşma sırasında öldürüldü!"
"Nasıl yani!? Öylece öldürüldü mü? Kim yaptı görmediniz mi?!"
"Korkarım ki hayır..."
Koşar adımlarla morga inerler, Gordon cesedi incelemeye başlar. Biraz bakınır ve Harvey'e bir şey söylemek üzere sağına döner.
"Harv- buraya geldiğinden haberim yoktu."
"Gelmedi zaten, şu an dışarıda kovalamacada."
(Robin kostümü)

"Seni göndermesi de bir şey."
"Cesedi incelememe izin var mı?"
"Tabiki Robin."
Robin her yerine bakınır, sonra boğazına dokununca bir şey fark eder.
"Boğazında bir şey var."
"Harvey, bize adli tabipi getirir misin?"
Harvey başını sallayıp morgdan çıkar. O sırada Chinatown'da bir çete itfayeci birini bağlamış işkence ediyordur. Adamlardan birisi;
"Ben işemeye gidiyorum çok eğlenmeyin."
"Si*tir git. Siz ikiniz de daireyi koruyun, herhangi bir yakalanma riskini göze alamayız."
Adamlar gider ve dairenin farklı girişlerinde beklemeye başlarlar. Bir anda bir cam kırılma sesiyle herkes irkilir. Silahlılardan birisi;
"Ne oluyor adamım?"
"Bilmem... Johnathan! Johnathan iyi mi--"
Adamın sesi kesilir ve herkesin içini bir korku sarar. Silahlı adam diğer odaya koşarken bir anda düşer, odanın biraz dışına düşer ve kalanı gölgededir.
"Yardım edin!"
Gölgeye doğru çığlıklarla çekilir. Diğerleri birbirine bakınır.
"Baylar teslim olmalı mıyız sizce?"
Karanlıktan bir ses.
"O şekilde canınız daha az acıyacak."
Adamlardan biri silahını bırakır.
"Bağışla"
Bir anda o adam dışında herkes gölgeye çekilir, bağrışma ve sessizlik bir anda olur.
"Bu merhametimin bir göstergesi."
Batman adama bir tane yumruk atıp hızlıca bayıltır.
(Batman kostümü)

İtfayecinin yanına gelir, ağzındaki bez parçasını çıkarır.
"Neden burada olduğunu biliyor musun?"
"Emin değilim..."
"Konuştukları bir şey duydun mu?"
"Duydum. Star bankasında hesabı olan herkesi kaçırıp susturuyorlarmış, tabi patronları gelince."
"Patronları kim biliyor musun?"
"Hayır, üzgünüm Batman."
"Sen şuraya otur, ben bunları bağlayıp seni polis departmanına götüreceğim."
Telsizden bir ses gelir.
"Orası güvenli mi?" Bir süre sonra "Size diyorum!" Diye yükselir ses.
Batman telsize yaklaşır içinden "Dent" diye geçirir.
"Bu kim Batman?"
"Patron." Adamları bir kenara toplar ve itfayeciyi de alır. Telsizle:
"Gordon, Chinatown 2. Cadde, Nelson mahallesinde Rainbow binasında bir çete var. Bir ekip gönder ve alsınlar."
"Batman, sana acilen burada ihtiyacımız var."
"Yoldayım." Batmobile ile en hızlı şekilde gitmeye başlar. Yarım saat sonra gelir.
"Neydi bu kadar önemli olan Robin?"
"Batman, bu cinayeti kim kurgulamış bilmiyorum ama sonuna kadar planlı orası kesin."
"Ne demek bu şimdi, Deadshot gibi mi?"
"Hayır birisi ne zaman ne yapacağını önceden kurgulamış ve elini kolunu sallayarak yapmış."
"Bu da yakından tanıyan birisi demek oluyor..."
"Kesinlikle, bu karısı bile olabilir. Ne olmuşsa yediği bir şey yüzünden olmuş, yutağı taşlaşmış."
"Soluduğu hava da olur."
"Belki de, bu konu hakkında ne yapacağız."
"Sorgulayacağız, kamera kayıtlarını topla Batcave'e gel."
Ertesi sabah Bruce Wayne basın toplantısına çıkacaktır. Ofisinde kahvesini içerken kokusundan rahatsız olur. Şüphelenir ve Lucius'un yanına gider.
"Lucius, bu kahvenin içindeki kimyasalları ayrıştırmanı istiyorum. Ne olursa kimse içmesin. Toplantıdan sonra geleceğim."
"Pekala Bay Wayne."
Toplantı televizyonda yayınlanır televizyonu izleyen bir adam görünür ve;
"Şimdiye çoktan ölmeliydin o***** çocuğu!!"
Televizyona bardağı atar ve ayağa kalkar, paltosunu giyinip dışarı çıkar. Bir kış günüdür yakası sonuna kadar kaldırılmıştır. Sadece gözleri görünüyordur, kahverengi paltosuyla şapkasını indirerek her yerini kamufle eder. Kar hızlanır ve adam bir bara girer. Barmenin olduğu tarafa gider ve oturur.
"Bana her zamankinden."
"Zeytinli mi zeytinsiz mi?"
"Kedili."
Barmen masaya dosyayı koyar. Adam dosyayı alır ve Bruce Wayne ile alakalı yerleri okumaya başlar. Aklından "O halde başka yollarla öldürmeliyim, son derece güvenlikli birisi." Dosyayı kapatır ve masadan kalkar. Bruce ve Lucius hala arıyordur.
"İçine ne koyduysa kendi kendine tepkime yaratmıyor, korkarım Bay Wayne bu bizi gereğinden fazla zorlayacak."
"Sanmıyorum Lucius."
Oradan biraz alıp başka bir kaba koyar, içine tükürür.
"Çok az bekleyeceğiz şimdi."
Arkasına yaslanır ve telefonundan haberleri okumaya başlar. Aradan 30 dakika geçer ve kahvenin taşlaştığını görürler.
"Dedim Lucius, sabır."
"Hep zeki oldunuz Bay Wayne."
Taşı incelemeye başlarlar.
"Pekala, daha önce böyle bir şey görmedim."
"Ne yazık ki ben de Bay Wayne."
Tim Batcave'de kameralara bakıyordur. Bir adam içeri girer ve şarabı hazırlar, mutfakta bırakıp çıkar. Samwell şarabı içip dışarı çıkar, 27 dakika sonra konuşmaya başlar ve konuşma sırasında boğazını tutup yere yığılır.
"Bruce bunu görmeli, değil mi Alfred?"
"Katılıyorum efendi Drake."
Bruce eve dönüyordur arabayla. O sırada tepedeki helikopterden bir halat ateşlenir ve arabanın tavanına isabet eder. Bruce bir şeyler olduğunu anlar, direksiyonu kırar ve araçtan atlamak için denizin kenarına kadar gelir. Helikopter arabayı çekmeye çalışır ve arabanın önü havaya kalkar, Bruce denize atar kendini ve kıyıda yuvarlanır. Kendine geldiğinde 3 saat olmuştur.
"İyi misin?"
"Tim?"
"Hayır ben Tim değilim."
Görüşü biraz daha iyileşince karşısında Nightwing'i görür.
(Nightwing kostümü)