Goldie, kocaman bir başlık attı. "Harry Potter"

Ardından ise Felsefe Taşı'ndan itibaren araştırdığı, ezberlediği, bildiği, tahmin ettiği, okuduğu her şeyi gümüşi defterin arasına kazıdı.

*

Goldie, Kitap kucağında uyuya kalmıştı. Bir rüya görüyordu. Daha çok bir kabus sayılabilirdi çünkü bir akvaryumdaydı. Suyun altındaydı ve nefes alabiliyordu. Altın renkli bir balık Sirius'un sesiyle kendisine 'balık' diyerek dalga geçiyordu.

Sirius'un sesi zamanla inceldi ve yükseldi. Artık balık 'Goldie uyan' diyordu. Goldie, gözlerini açtığında Marlene tarafından sarsıldığını fark etti. Gözlerini kırpıştırdı. Rüyanın sersemliği ile nerede olduğunu kavrayamamıştı.

"Hadi Goldie!" dedi Marlene tekrar Goldie'yi sarsarak.

"Uyandım." Diyebildi sonunda Goldie. Hafif sırtını doğrulttu. Kitap kollarının arasındaydı ve uyurken nu deli gibi sıkmıştı. Elleri acıyordu.

"Sonunda uyandın!" dedi Marlene. Hala pijamalarıylaydı ve saçları yeni uyandığının belirtisi olarak karışıktı.

"Dün gece seni çok merak ettik. Nerelerdeydin?" dedi Marlene endişeyle.

"Biraz dolaşıp geldim." Dedi Goldie homurdanırcasına. Sabahı Aster'ın sözlerini hatırlamasıyla tatsızlaşmıştı.

"Neden o kitaba sarıldın?" dedi Marlene gözlerini gümüşi kitaba yönelterek.

"Günlük yazıyorum sanırım." Dedi Goldie esneyerek. "Uyuya kalmışım." Diye ekledi.

"Günlük tuttuğunu bilmiyordum." Dedi Marlene arkasını dönerken. "Yine de çabuk hazırlanmalısın. Kahvaltıya ineceğiz."

Goldie, orada kalıp uyumak isterdi çünkü gecenin yarısında yazı yazmıştı. Yine de Melez Prens'e kadar ancak gelebilmişti. Asıl hikaye şimdi başlıyordu.

Hızlıca giyindi. Çantasını hazırladı ve en dibe Kitab'ı koydu. Artık onu yanından ayırmamalıydı. Bunu birinin okumasını asla istemezdi. Uygun bir zamanda kimsenin açmaması için çeşitli tılsımlar yapmayı deneyecekti.

Bugün cumaydı. Bunun anlamı ise Bitkibilim ve Sihir Tarihi derslerinden sonrasını boş olmasıydı. Goldie, James'in ne durumda olduğunu merak ediyordu. Diğerleri onun üzerinde ki büyüyü kaldırmaya çalıştıklarına emindi. Daha da kötüsü, James'i tedavi ettirmeye götürmek yerine Severus'tan zorla düzeltmesini isteyebilirlerdi. Sirius'un arkadaşlarına bir zarar geldiğinde ne kadar saldırganlaşabileceğini Goldie iyi biliyordu. Fakat böyle bir durum kendi hayırlarına olmazdı.

Büyük Salon'a geldiklerinde gözleri hemen James' buldu. James ve Remus yan yana oturmuşlardı. Goldie, James'in bakışlarında ki boşluktan hala büyünün etkisinde olduğunu anladı. Onların karşılarında oturan Sirius ve Peter ise bir yandan yemek yiyor bir yandan gülüşüyorlardı.

Goldie'nin gözleri masayı süzerken Aster'ı da fark etmişti. Goldie, James ile konuşursa Aster'ın kendince uydurmalarına devam edeceğini biliyordu. İşin komik yanı, Goldie James'e uğursuzluk büyüsü bile yapsa Aster 'ters psikoloji yapıyor, kendince sevmediğini kanıtlamaya çalışıyor, utangaç kız' diyerek aynı etiketi yapıştıracaktı üzerine.

Marlene ve Lily her zaman olduğu gibi Çapuclulara yakın fakat konuşamayacak kadar uzak bir yere yerleştiler. Goldie, onların yanına oturmadı.

"Derste görüşürüz!" dedi ve cevap beklemeden Sirius'un yanına oturdu.

"Günaydın!" dedi heyecanla. "Ne yaptınız?

"Hiçbir şey!" dedi sıkıntıyla Remus. Bir yandan çatalıyla tabağını karıştırıyordu. Soluk yüzü ve hiç iştahlı görünmeyen ifadesi vardı.

Golden Black ➳ the MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin