1. Bölüm | Elmaslar

30 0 0
                                    


Kaşif, bilinmeyeni keşfeden kişiye denirdi. Evet, eskiden denirdi. Fakat zaman kendisi ile birlikte var olanları da değiştirmekte çok etkili. Bu gün bilinen evreni keşfe çıkmak, sahra çölünde üst üste binmiş kumların içinde yüzmekten farksız. Bu yüzden kaşiflerinde çalışma şekli değişti. Artık bir grup avcı, hırsız ve katilden başka bir şey değiller. Onlara istedikleri parayı verdikten sonra her şeyi yaptırabilirsiniz.

Kaşif bağlantı kablosunu uzay elbisesinde ki deliğe takıp çevirdi ve kilitleme işlemini gerçekleştirdi. Dışarıda ki fırtına onu kilometrelerce öteye savurabilirdi. Ayakkabılarında ki manyetik mıknatısı çalıştırdı ve gemiden çıktı. Bileğinde ki panelden mıknatısın gücünü daha da arttırdı. Mıknatısın artan gücü adım atarken daha fazla güç sarf etmesini gerektirse de savrularak bir kayaya çarpmak son isteğiydi. Hemen önünde ki sondaj makinesine bir göz attı. Uşak anlık rapor vermeye devam ediyordu. "Efendim fırtınadan dolayı sondaj ile bağlantı kuramıyorum, elle kontrol gerekmekte." Kaşif bilekliğinde ki panelden aydınlatma sistemini aktif hale getirdi. Gemide ki güçlü fenerler kaskında ki sensörler vasıtası ile baktığı yönü algılayarak aydınlatabiliyordu. Sondaja yaklaşınca gördü ki sorun düşündüğünden daha büyüktü. "Sondaj motoruna büyük bir taş saplanmış, hasar tamir edilemez."

Uşak yapılması gerekeni biliyordu. Gemiden ayrılan dört drone kaşifin çevresini sardı. İki drone kollarına, diğer iki drone da bacaklarına yapıştı. Kaşif droneların itme gücünü kullanarak sondajı yan yatıracak ve maden yatağının ağzını açacaktı. Zaman azalıyordu. Yarım saat önce yüzeyine indiği bu kuyruklu yıldız kara deliğe giderek yaklaşıyordu. "Kara deliğin yörüngesine girmemize 8 dakika kaldı efendim, hemen ardınd-" "Bir karadeliğin neler yapabileceğini biliyorum Uşak, kes sesini." Şuan yapabileceği fazla bir şey yoktu. Makineyi İtmeye çalışabilirdi fakat bu etkisiz olurdu. Hızlı bir darbe makinenin ayağını yerden keserse fırtına onu yan yatırabilirdi. Bir kaç adım geri çekildi. Manyetik mıknatısın gücünü sonuna kadar arttırdı. Yere sabitlenmişti artık. Dronelar tam güce ulaştığında mıknatısı kapattı ve sondaj makinesine doğru atıldı. Makinenin sol ayağı yerden kesilince fırtınanın etkisi ile beraber olduğu yerden bir kaç metre öteye düştü. Kaşif kaburgalarında ki acıyı aldırmadan mıknatısı aktif hale getirdi ve kendini tekrardan güvene aldı. Şimdi tam zamanıydı. "Ayrıştırma işlemini başlat" dedi ve dronelar vücudundan ayrılırken gemiye doğru yöneldi. Bundan sonra yapabileceği bir şey yoktu. Geminin kapısı açıldığında zar zor kendini içeri attı ve yere düştü. Bu sırada dronelar maden yatağında ki elması depolamaya başlamışlardı. Ayağa kalkıp göğsünde ki çarkı çevirdi. Uzay elbisesinin kilitleri açıldı ve kaskını çıkardı. Mıknatısı tamamen kapatıp ana gövdede ki merdivenlerden çıkarak kokpite yöneldi. Pilot koltuğuna oturduğunda Uşak hemen yanında belirdi. Kendisi geminin yapay zekasıydı. Kaşif, yapay zekanın turuncu renkteki hologramik görüntüsü sayesinde daha etkili bir iletişim kurulacağına inanıyordu . Belli bir sureti yoktu. Yansıması bir insanı anımsatıyordu sadece. Onu bu şekilde programlamıştı.

Hız kesmeden kalkış için gerekli hazırlıkları yapıyordu. Geminin kıçında ki ayakları çoktan çekmişti. Ön ayaklar zar zor tutsa da droneların gemiye dönmesi ile birlikte kalkışın gerçekleşmesi gerekiyordu. "Ne kadar kaldı Uşak?" "45 saniye sonra karadeliğin çekim alanına girmiş olacağız efendim." Zaman az, dronelar ise can sıkıcı derecede yavaştı. "Ne kadar topladılar?" "Ayrıştırma işleminin sadece %85'i tamamlandı efendim." "Zaman yok, dronelar geri çağır. Gidiyoruz." Motorlar aktif hale gelmişti. Ön ayakları çektiğinde, yine geminin ön yüzünde ki motorları çalıştıracaktı. Bu sayede fırtınanın itme gücüne karşı koyarak havalanacak, ses hızını aşarak ani bir manevra ile kuyruklu yıldızın yüzeyinden ayrılacaktı. Droneların gemiye dönmesi ile süreç başlamıştı. "Bu gemiye tek bir taşın sürtmesini bile istemiyorum Uşak, herhangi bir darbe bizi rotamızdan çıkarırsa geberip gideriz." Emir belliydi. Uşak geminin tepesinde ki güdümlü topun kontrolüne geçti. Ön ayakların çekilmesi ile ön motorlar aktif hale geldi. Fırtınaya direniyordu fakat biraz daha havalanması gerekliydi. Kalkış motorlarını kapatıp itiş motorlarına tam güç verdi. Bir saniyeden daha kısa sürede ses hızını aştı direksiyonu sağa kırıp sert bir manevra ile yıldızın yüzeyinden uzaklaşmaya başladı. Kuyruklu yıldız kara deliğe kapıldığında onlar çoktan Dünya 8'in yolunu tutmuşlardı bile. "Genel bir rapor istiyorum Uşak, kontrol sende. Rotadan ayrılma." Kaşif odasına çekildiğinde duvarda ki büyük ekrana Uşak'ın raporu yansımıştı. Gemide herhangi bir hasar yoktu. Dronelardan iki tanesi çarpan taşlar sebebi ile biraz hırpalanmıştı fakat merkezi işlemcilerinde bir sıkıntı yoktu. Halledilebilirdi. Görevini tamamlayamamıştı. Elinde yeterli oranda saf elmas yoktu yine de bu güne kadar kimse onun topladığı oranda da elmas toplayamamıştı. Görevi tamamlayamadığı için de ödülün tamamını alma konusunda sıkıntılar yaşayabilirdi.

KaşifWhere stories live. Discover now