Bu gün okulun başlangıcının birinci günü. Tüm tatil boyunca birsürü şey yaşamıştık. Bir sürü olay, birsürü korku dolu günler... Ve artık yeni bir başlangıcın adımını atacağız. Beş bela avcısı bugün yeni güne uyandı ve yeni hayatına giriş yapacak. Yepyeni bir sayfa, geriye dönük tek bir anı bile yok artık. Geçmişe dair tüm dolu sayfaları yırtıp boş sayfalara, yeni maceralar, yeni yaşanmışlıklar eklenecek. Biz beş kişiyiz belaya direnen beş kişi. Bugün yeni bir gün, başlangıcın ilk adımı.
Yatağımdan gözlerimi ovuşturarak kalktığımda hızlı adımlarla buketin odasına gittim.
"Buket hadi kalk onbeş dakikamız var. Bizi almaya geliyorlar!" Dedim bağırarak . Mırıldanarak yatağında doğruldu, sonra yavaş adımlarla kalkıp telefonunu aldı eline.
"İyide saat daha altı, erken değilmi?" dedi uykulu gözlerle küçük panda gibi suratıma bakarken.
"Bilmiyorum, akın mesaj atmış onbeş dakikaya oradayız hazırlanın diye"
"Evet kağan da bana yazmış ".
Buket kalkıp yatağını düzenlendiğinde, o sırada bende lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra elime tarağı alıp karman çorman olmuş saçlarımı taramaya başladım. Hiç uğraşamayacaktım, saçlarımı apar topar tarayıp yukarıdan at kuyrugu yaptım. Gardırobuma goz gezdirdiğimde, koyu kot pantolonumu ve bebe mavisi kapşonlu sweatshirt alıp giydim. Sonra, çantamı alıp oturma odasına geçtim. Yaklaşık on dakika sürdü hazırlanmam. Dayanamayıp buketin odasına gittim.
"Hadi buket ne yapıyorsun, gelecekler şimdi. " Dedim dolabın yanındaki ayıcığı üzerine atarken.
"Bakıyorum da pek bir heyecanlandın." Ne yalan söyleyeyim heyecanlanmıştım . Çünkü bir haftadır barışı görmüyorum. Özlemiştim onu, ben onu o benimle konuşmazsa bile çok özlüyorum. Her geçen gün daha çok artıyor ona olan özlemim.
"Of buket daha saçını bile yapmamışsın."
"Yaparım şimdi "
"Zaten bende saçlarımı dolaşıklığını açamadım, baksana şuna kabarık kabarık " dediğimde ufak bir kahkaha attı.
"Hadi gel saçlarını yapalım. Barışın karşısına böylemi çıkacaksın şu haline bak, gelirlerse gelsinler biraz beklesinler ." Dediğinde yanına gidip saçlarımı yapmasına izin verdim.
"Çokmu kötü olmuş "
"Şimdi daha güzel olacak " saçlarımı tarayıp yukarıdan daha güzel bir at kuyruğu yaptı. Saçımı bitirdikten sonra ışık hızıyla aynaya bakmadan çıktım odadan . Sevmiyordum saçlarımla fazla oynanmasını.
Salona gidip bukete son sesimle " çabuk ol " diye bağırdım.
Telefonumun titreşimiyle hemen elime aldığım telefonun mesaj bölümünü açtım.
(bilerek adının yanına gülücük koydum çünkü akını her yazdığım zaman yüzümde gülücükler oluşuyor. O yüzden rehberde de öyle kayıtlı. )
AKIN 😂 = Kapının önündeyiz çıkın.
Alya: tamam çıkıyoruz şimdi.
"Buket hadi kapıda bizi bekliyorlar!" dediğimde koşar adımlarla kapının önünde beliren bukete baktım.
"Bakıyorumda ayakların birbirlerine dolaşıyor, kağanı çok özledin heralde " dedim biraz önce söylediği lafına karşılık.
![](https://img.wattpad.com/cover/114316996-288-k916556.jpg)
YOU ARE READING
GÜN IŞIĞI ESİRİ.
Teen FictionBir terslik vardı. Etrafta sadece ormanın ruh titreten uğultusu vardı. Damarlarımda ki kan, bu denli ıssızlığa alışkın olmadığından katran olmuştu. Gün ışığına esir olmuştuk usul usul. Orman ve gün ışığı! Bedenini bırakmak istemeyen ruhun alacak...
BÖLÜM 7 "Biz beş kişiyiz belaya direnen beş kişi. "
Start from the beginning