BD -14. BÖLÜM: TAKİP MESAFESİ

Start from the beginning
                                    

"Ne istiyorsun benden? Neden bana bunu yapıyorsun?"

"Seni korumak istiyorum sadece. Seni, sevgini hak etmeyenlere karşı korumak istiyorum. Seni kandıranlara karşı, ayıranlara karşı, yalan söyleyenlere karşı korumak istiyorum" Karşımda diz çöktü ve benimle aynı hizaya geldi.

"Beni en çok sen kandırdın. Bana en çok yalanı sen söyledin. Şimdi de yalan söylüyorsun. Şimdi de kandırıyorsun beni. Kendine karşı koruyabilir misin? Beni kendinden uzak tutabilir misin?" Sözlerim karşısında dumura uğradığını görebiliyordum. Aramızda devam eden uzun süreli sessizliğin ardından daha fazla orada duramayacağımı anlayarak kalktım yerimden. Benimle birlikte o da kalktı. Önde ben arkamda Selman eve doğru yürüdük. Her adımımda bedenim ağırlaşıyordu. Her adımımda sorguluyordum hayatımı. Nerede yanlış yapmıştım? Nerede boşluk vardı ve taşlar yerine oturmuyordu? Eve adımımı attığım sırada erkeklerin olduğu odadan Agah abim çıktı. Beni gördüğünde üzerimde yoğunlaşan bakışları arkamda Selman' ı gördüğünde değişmişti.

"Siz nereden geliyorsunuz?" Cevap verecek takati kendimde bulamadığımda hiç bir şey söylemeden merdivenleri tırmanmaya başladım. Ardımdan seslendiğini duyuyordum ama umursamadım. Odama girmek için adımlarımı sayarken kimse ile karşılaşmadığım için şanslı olmalıydım. Odama girip saatlerce uyusam da içimde ki bu huzursuzluğu atabilecek miydim? Emin değildim...

Yarım saat sonra...

Kollarımı bedenime sardığımda içimde oluşan üşümenin etkisini azaltmak için uğraşıyordum. Kimse umurumda değildi ve olmayacaktı. Beni kendi kafalarında belirledikleri kalıbın içerisinde şekil almam için bekletiyorlardı. Olmayacaktım... İstedikleri gibi olmak bana göre değildi. Ben kendi bildiğimi yapmaya devam ettiğim sürece yanımda kendi isteği ile kalanları daima kucaklayacak, yoluma taş koyanları asla hayatıma sokmayacaktım.

"Annecim neden böyle yapıyorsun? Sen babanı bilmiyor musun? Adamları kırmamak için böyle söyledi. Yoksa senin fikirlerin bizim için önemli" Saçlarımı okşarken ki ses tonu içimi ısıtmıştı. İhtiyacım vardı birileri tarafından sarılıp sarmalanmaya. Selman' ın şefkati yetmiyordu ve yetmeyecekti. Bakışlarım annemin yüzünde gezinirken dudaklarımdan çıkan cümlenin ağırlığını ben de kaldıramadım.

"Siz beni seviyor musunuz?" annem dehşete kapılmış bir halde baktı yüzüme. Sözlerimin etkisi büyük olmuştu anlaşılan. Ama haklı olduğumu biliyordum. Son zamanlarda ağırlıklı olarak terk edildiğimi hissetmem benim suçum değildi. Yakınlık göremediğim ailem tarafından sevilip sevilmediğimi sorgulamak benim hakkımdı.

"Seviyoruz tabi yavrum o nasıl söz?"

"Sevilmiyorum anne. Hissediyorum bir şeyler eksik. Bak tam şuram senin her bakışında çok acıyor" elim ile kalbimi işaret ediyordum. İçeride bir yerlerde sızlayan bir şeyler vardı. Canımı yakıyor, nefesimi kesiyordu.

"Anneler kızlarını çok sever"

"Sen beni sevmiyorsun ama. Seni dinlemiyorum, senin sözünden çıkıyorum diye sevmiyorsun" yataktan kalktım ve odadan dışarıya attım kendimi. Artık duvarlar üzerime üzerime gelmeye başlamıştı. Biraz daha aynı yerde kaldığımda kafayı yemekten korkuyordum. Selman ile çardakta ki konuşmamız iyi sonuçlanmamıştı. O her ne kadar ilgili davransa da bir şeyler dönüyordu ardımdan. Bana karşı her hareketini sorguluyor, aklıma yatmadığı sürece onay vermiyordum. O konuşmalar yeniden zihnimde canlanırken annemle bu konuşmayı neden yaptığımı anladım. Selman aklımı kurcalamış, olmadık fikirlerle süslemişti beynimi.Zihnimde ki Dehlizlerde yatan şüphelerimi gün yüzüne çıkarmış, ailemi sorgulamama sebep olmuştu. Bana iyilik mi yoksa kötülük mü yapmıştı bilmiyorum. Tek bildiğim anneme bunları söylediğimde hissettiğim rahatlamaydı. Adımlarım balkona yönelirken etrafıma bakmadan yürüyordum. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Biraz olsun düşünmeyi istiyordum. Sedire oturdum ve gökyüzünü izlemeye başladım.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now