Bölüm 7: Boşanmamak

4.2K 470 47
                                    

Kutay yine haklı çıkmıştı. Şirkete kayyum atanmış, mal varlığına el konmuş, bankadaki hesaplar dondurulmuştu. Ayrıca nereden kaynaklandığını anlamadığı bir icra takibi nedeniyle villaya haciz gelmişti. Duyarsız gözlerle, koltukların, halıların, elektronik malzemenin, kısaca evdeki tüm eşyanın bir takım adamlarca toparlanıp götürülmesini izlerken, avukatını dinleyerek aldığı önlemler için kendisini tebrik etmekteydi Tuğra. En azından derhal boşaltması istenen villadan çıktığında başını sokacak bir yer bulabilecekti, hem de epey müddet idare edecek parası ve mücevherini güvenceye almıştı. İki saat içinde tüm ev boşaltılıp, adamlar gittikten sonra, çalışanlarını boş salona topladı genç kadın. 

"Bu zor zamanlarımda gösterdiğiniz yardım ve desteğiniz için teşekkür ederim." dedi konuşmakta güçlük çekiyordu, "Sizdeki samimiyeti ne kendimin, ne de kocamın ailesinden gördüm. İşler düzelinceye kadar, maalesef ki yollarımızı ayırmak mecburiyetindeyiz. Bu zarflarda, altı aylık maaşınıza denk bir ödeme var. Ancak bu kadarını ayarlayabildim. Kendinize iyi bakın. Bir ihtiyacınız olursa, bana ulaşmaktan çekinmeyin. Elimden geleni yaparım."

Herkesin parasını verdi, tek tek helalleşti ve ardına bakmadan kapıdan çıktı genç kadın. Hayatındaki bir sayfayı kapatıyor, yenisini açıyordu. Bindiği takside o gece kalacağı otele yol alırken, her şeyin daha güzel olacağı bir gün diledi.

****

Yakut için zaman neredeyse hiç geçmezken, Tuğra için yokuş aşağı gidiyordu. Bir anda elindeki her şeyi yitirmiş, alıştığı lüks, para ve zenginliği kaybetmişti. Otelde iki gece kalmış ve hemen kendisine eşyalı bir daire kiralamıştı. İstanbul'un mütevazi semtlerinden birinde, üç oda bir salon, daha önce yaşadığı yerlerin mutfağından bile küçük bir yerdi burası. Ancak çatı katındaydı ve manzarası muhteşemdi. 

Yeni evin, semtin heyecanı, elinde kalan tek mal varlığı, kocasının ve kendisinin kıyafetlerinin yerleştirme telâşı derken geçen bir kaç günün ardından, Haziran güneşinin denizden batışını izliyor, diğer yandan da durum değerlendirmesi yapıyordu genç kadın. Kocası hapisteydi, ne zaman çıkacağı ve sonrası meçhuldü. Evet yüklü bir miktar parayı, paha biçilemez mücevherlerini kurtarmıştı. Ancak çalışanlara ödeme yaparken, sonra da taşınırken harcadığı nakdin yanı sıra pırlantalarından bazılarını elden çıkarmıştı. Elinde kalan miktar, sakladığı altınlar ile diğer mücevherler halen daha önemli bir yekûn tutsa da Kutay ve yaptığı araştırmanın masraflarını, kira, mutfak ve zaruri giderlerini unutmamalıydı. Ayrıca hazıra dağ dayanmazdı. 

Bu durumda çıkan sonuç şuydu: Çalışacaktı. Böylece günlük giderlerini ve kirasını cari kazancından, diğer masrafları da birikimlerinden karşılayabilirdi. 

İnanılmaz ama gerçekti: Tuğra Gürışık, çalışacaktı!

 Tabii ki öncelikle bir iş bulmalıydı. Bununla ertesi günkü görüşten sonra ilgilenmeye karar verdi.

 ***

"Endişelenme," dedi genç kadın sakince, "ben her şeyi hallettim."

Yakut, sinirle dişlerini sıktı: "İstersen," dedi konuyu yeniden açma mecburiyeti duyuyordu, "boşanabiliriz."

"Elbette," diye cevap verdi Tuğra arkasına yaslanarak, gözlerini kocasının süzülmüş yüzüne dikmişti şimdi, "boşanabiliriz. Ama şartlarım var."

Ağır bir kasavet çöktü adamın içine, her nedense karısının bu kadar çabuk pes etmesini beklemiyordu: "Neymiş?" diye sordu, hayal kırıklığını gizlemeye çalışarak.

Hınzırca gülümsedi genç kadın: "Öncelikle," dedi, duraksadı, anın keyfini çıkarmak ister gibiydi, "temize çıkacaksın ve buradan kurtulacaksın. Devletin el koyduğu ne varsa hepsini geri alacaksın. Sonra da yarısını bana tazminat olarak vereceksin. Ancak böyle kurtulabilirsin benden."

TUĞRA İLE YAKUT (SEVGİLİ OKUR SERİSİ)Where stories live. Discover now