“Bilmediğini bilmek en iyisidir. Bilmeyip de bildiğini sanmak tehlikeli bir hastalıktır.”
İlim, Allah'ın kainatta koyduğu kanunların insanlar tarafından keşfedilmesidir. Bu bakımdan fenni ilimlerin her biri Allah'ın varlık ve birliğini ve sonsuz gücünü bizlere göstermektedir. Din bilimle ters düşmez. Çünkü bilimin gerçekçi olarak ifade ettiği konularda dinle tamamen ittifak etmektedir. Bu bakımdan dinimiz mutlak doğru olan bilimsel çalışmaları hiç bir zaman reddetmediği gibi aksine kabul etmektedir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de geçen bir çok bilimsel ayetler mevcuttur ve bugün bilim de bunu doğru kabul etmektedir. Bilimin her yaptığı çalışma doğru sonuçlar vermeyebilir. Mesela, bugün bilim tarafından doğru kabul edilen bir olgu yarın reddedilebilir ve ona zıt bir olgu kabul edilebilir. Ancak Kur'an-ı Kerim'de geçen ifadelerin hiç birisinin aksi isbat edilememektedir. Demek ki bilimsel çalışmalarımızda Kur'an-ı Kerimi kendimize kılavuz edinmeliyiz ki doğru neticelere varabilelim. Aksi takdirde Kur'an-ı Kerim'e zıt düşen hiç bir çalışma bilim tarafından geçerlilik kazanamayacaktır.
İnsanı ve kâinatı anlatan bir kitap olarak Kur’ân-ı Kerîm, hiçbir şeyi eksik bırakmamış, her şeyi önemine ve büyüklüğüne göre anlatmıştır. Hz. Muhammed (s.a.v) ile kemâle erdirilen ve noktalanan din ve aynı zamanda bu dinin kitabı Kur’ân-ı Kerîm, evrensel olması yönüyle bütün zamanlara ve mekânlara hitap etmektedir. Bu özelliğinden dolayıdır ki o, müfessirinden fakîhine, sosyologundan psikoloğuna, mutasavvıfından filozofuna, fizikçisinden kimyacısına herkese, her asırda, her tabaka ve seviyede ders verir. Kur’ân-ı Kerim’in, bütün insanlara ders vermesi, onun bir kimya ya da fizik kitabı gibi konuları ele alması demek değildir. O, her şeye değeri ve gereği kadar yer vermesinin yanında, muhataplarının sahip oldukları bilgi ve kültür seviyesini de gözden ırak tutmaz. Evrenimiz nasıl var oldu? sorusunu kuranda bulabiliriz. Başlangıçta bir gaz bulutu (nebula) vardı, sonra big bang (büyük patlama) meydana geldi, ikincil olarak galaksilerin oluşmasına sebep olan ayrılma oldu. Güneş ay ve üzerinde yaşadığımız dünya . Bu bir
''big bang ''(büyük patlama) olarak isimlendirilir. Ne zaman evrenin yaratılışı hakkında haberimiz oldu? Yaklaşık 30-40 yıl önce bilim adamları keşfettiğinde Big bang Kuran'da Enbiya (21) suresi 30 ayette 1400 yıl önce zaten bahsedilmiş; ''İnkar edenler görmediler mi ki göklerle yer bitişikken biz onları ayırdık.''
Bugün bilim bize diyor ki; Evren genişliyor, Kuran 1400 yıl önce Zarıat(50) suresi 47 ayette söylemiştir.Evren’i kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz. Gözlemsel ve teorik çağdaş kozmoloji bilimi kesin bir şekilde zaman içindeki bir noktada, bütün evren'in bir “duman” bulutundan başka bir şey olmadığına işaret ediyor. [Steven Weinberg -İlk Üç Dakika s.94 – 105.]
Bugün bilimin bizlere söylediği şey Evrenin ilk aşamalarda kütleler oluşmadan önce gaz formundaydı.
''Sonra Allah duhan halindeki evren'e yöneldi.'' [Fussulet11]
Fussulet suresi'nin 11 ayetinde ''Duhan'' dır duhan esasen gaz değil duman anlamındadır. Ve Bugün bilim bizlere Evrenin ilk safhası çok sıcak olduğu için ''Gaz' yerine duman kullanmak daha doğru ve bilimselliktir diyor. Dikkat edin bilimin henüz 30-35 yıl önce yeni keşfettiği evrenin ilk safhada duman forumunda olduğunu Kuran'da 1400 yıl önce söylemiştir.Ben okuldayken güneşin sabit olduğunu öğrenmiştim. Güneş dönüyor fakat belli bir yörünge etrafında dönmüyor. Bu benim okulda öğrendiklerim. Güneşin sabit olduğunu belli bir yörüngede dönmediğini öğrendim. Ama Kuran Enbiya (21) suresi 33 ayette diyor ki; ''Geceyi ve gündüzü , güneşi ve ayı yaratan O (Allah)'dur her biri bir yörüngede yürür.'' Kuran diyor ki; Güneşin yörüngesinde dönmesinin dışında kendi ekseninde de dönüyor.Bilimsel keşfi 20'nci yüz yıl zaten 1400 yıl evvel kuran'da yazılmış. Aynı zamanda bugün öğrenmeye başladık ki bitkilerin cinsiyeti olduğunu ki önceden bilmiyorduk. Kuran Taha (20) suresi 53 ayette bundan bahsediyor. "O (Allah) çeşitli bitkilerden çift çift yarattı."Diğer bir taraftan bugün öğrendik ki iki tip su vardır. Tatlı ve tuzlu.''Ve aralarında bir bariyer(engel) vardır'' Buna Kuran'da Furkan (25)suresinin 53 ayette değinilmiştir ve Rahman (55) suresi 19-20.ayette ''İki denizi birbiri ile karşılaşacak (birbirine kavuşacak) şekilde akıttı ve ikisi arasında engel vardır. İkisi birbirinin sınırını geçemez. Diğer bilimsel konular hakında kur'anı kerime baktığımızda şu ayetler karşımıza çıkmaktadır;
YOU ARE READING
DAMLADAN DERYAYA
SpiritualAnne rahmine''rahmet'' olarak düşen damla, kıvrıla kıvrıla nasıl deryalara kavuşur? İnsanın kendi özüne ulaşmak için yaşadığı büyük yolculuk... Bu büyük yolculukta şimdiye kadar benim kendime hitaben ve sen arkadaşıma da seslenerek yazacağım bu sa...