Geri odama girip masamdaki kahveye baktım. Başımdan aşağı döksemde beni kendime getiremezdi. Bende olanları bir kenara bıraktım ve işimi yaptım.

⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬

Telefonu çaldı Davi kendi telefonundan arıyordu. Aratan Junior olmalıydı. Açmak istemesemde Davi'nin aramızda harap olmasını istemiyordum. "Efendim yakışıklı." dedim sesimi canlandırmak için uğraşmadım bile. Halim yoktu.

Zaten ses ona ait değildi. "Eve gelecek misin?" diye mırıldandı Junior. Harika şimdi de kandırmaca oynuyorduk heralde. Saat on bire yaklaşıyordu ve beni yaklaşık dört saat önce evde olmam gerekirdi.
Gidemiyordum.
Ayaklarım gitmiyordu.

"Belki." dedim ilk başta kapatmayı düşünsemde. Derin bir nefes aldı. İkimizde sessizce birbirimizin soluklarını dinledik. Bir adamın herşeyi böyle çok sevilir miydi?

"Seni alayım?" tekrar sesini duyunca devam etmek istemedim. Az önce soluğuna bile aşıktım şimdi sesini duymak istemiyordum. "Hayır." deyip kapattım ve hıncımı çıkarmak için telefonu masaya fırlattım. Burada uyumak evde giyinme odasında uyumaktan iyiydi. Ancak sabah aynı kıyafetlerle aynı makyajla iş yerinde görünürsem dedikodu yayılırdı.

Saygınlığıma ihtiyacım olduğu için bu düşünceyi attım kafamdan. Otel hiç olmazdı direkt gazateci sürüsü başıma üşüşürdü. Ayağa kalkıp ayağımı acıttığı için iki saat önce çıkardığım topukluları geri giydim. Ayaklarım hâlâ şiş ve acıtıyordu.

Anlaşılan tek çarem eve gitmekti. Ceketimi giyip çantalarımı topladım ve şirketten çıktım. Güvenliğe selam verip ilk taksiye atladım. Hava çok soğuktu ve deri ceket ısınmak için iyi bir yöntem değildi.
Beynimi meşgul etmek için radyodaki şarkıya odaklandım. Eve gelince de parayı ödeyip indim. Karşımda duran ev o kadar ev gibi hissettirmiyordu ki.
Ruhum daralıyordu.

Henüz bahçe kapısından girmeden evin dış kapısı açıldı. Junior'ın bakışlarına karşılık vermedim. Dışarısı beklemek için oldukça soğuk olduğundan içeri girdim.
Üstümdekileri çıkarmak istiyordum ama tekrar odaya kilitlenmek de istemiyordum.
"Mare sana yemek ayırdı. Isıtmamı ister misin?" sessizce konuşmasını Davi'nin uyuyor olmasına verdim. Kafamı iki yana sallayarak reddettim. Merdivenleri tırmanıp odaya girdim ve üstümü değiştirdim. Arkamdan açılan kapıyı duydum ama dönüp bakmadım. Banyoya gidip makyajımı sildim. Göz makyajım her zamankinden fazla ve koyu olduğundan uzun sürmüştü. Yüzümü yıkayıp odaya geçmek için döndüğümde kapıyı kaplayan bedenini gördüm. Başlamıştık yine köşe kapmacalara.
"Neymar lütfen uzun bir süre bana yaklaşma, yorgunum." deyip gögsünden ittim ve telefonumu alarak odadan çıktım.
Misafir odası beni beklerdi.

ÜÇ GÜN SONRA


"Gemma oteli halletmeye gidiyorum ağabeyim sorarsa haber verirsin." deyip apar topar çıktım. Nate sonunda işe dönmüştü ve omuzlarım artık tüy kadar hafifti.

Her zaman otele James ile gittiğimden araba sıkıntım yoktu ancak son olanlardan sonra ne o bana beraber gitmeyi teklif etmişti ne de ben ona.
Onu özlediğim gerçekti.
Arkadaşım olarak hayatıma yerleşmişti bir bakıma ve ben onu özlemiştim. Birazdan onu görecektim de ama nasıl davranmalıydım bilmiyorum. Sonuçta bir adım atmıştı.
Parmağımdaki yüzük kendini hatırlatmak istercesine olduğu yeri sıkıştırdı.
Ah Junior!
Dün eve gelmemişti ve Davi meraktan çıldırmıştı. Onu tabi ki aramamıştım zaten o da aramayacağımı anlamış olmalı ki Davi'ye gelmeyeceğini ve bir günlük seyehat edeceğini arayıp söylemişti.
Ben de merak etmiştim ama bunu Junior bilmek zorunda değildi.

PUZZLE  (Neymar Jr)Where stories live. Discover now