4.Bölüm Çırpınış "Kitabımı Nasıl Çıkardım" Videosuyla Birlikte

105K 2.1K 1.2K
                                    

4

Çırpınış

Aden kendine geldiğinde gözleri, elleri ve ayak bilekleri bağlıydı. Zeminin dalgalanması ve kürek sesleri sandalda olduğunu gösteriyordu. Bilincini kaybetmeden önce İstanbul'un, "İşte şimdi tamamen elimdesin" dediğini hatırladı.

Ona koklattığı ilacın yoğun kokusu midesini bulandırmıştı. Bağırıp yardım istemek için ağzını açtığında kustu. Üzerine gelmemesi için yana döndü ama kurtulamadı. Hem ilacın hem de kıyafetlerine bulaşan kusmuğun kokusundan iğrene iğrene acı içinde inlemeye başladı.

"Demek kendine geldin." İstanbul'un sesiydi bu.

"İmdaaaaat" diye bağırdı.

İstanbul kürek çekmeyi bıraktı ve hemen onun ağzını bağladı.

"Mmmm..." Artık sadece iniltiler çıkarabiliyordu. Yüzü bembeyazdı.

"Aden korkma lütfen. Burada denizin ortasındayız. Seni kimse duyamaz. Beni dinlersen sana zararım dokunmaz ve her şey daha kolay olur. Canını yakmak istemiyorum."

"Mmmmm."

Kalp atışları düzensizdi. Bunu ona söylemek istedi. Ağzındaki bağı çözmek için diliyle ittirip uğraşsa da hiçbir faydası olmadı. İnleyerek sesini duyurması imkânsız görünüyordu. Sağa sola dönüp bağlarından kurtulmaya çalıştı.

İstanbul onu omzundan yakalayıp durdurdu. "Tamam, ağzındaki bağı çıkaracağım. Ama seni uyarıyorum, eğer rahat durmazsan seni yine bayıltmak zorunda kalırım. Zaten bunu birkaç kez yaptım. Bir kez daha etere maruz kalırsan ayılamayabilirsin."

Yanında neden eter taşıyor bu diye sordu kendisine ve panikle düşünmeye başladı. Yoksa beni kaçırmayı zaten kafasına koymuş muydu? Kim bu adam? Benden ne istiyor?

"Beni iyi anladın mı?"

Aden başını salladı. İstanbul ağzındaki bağı çıkardı ve yeniden küreklere asıldı.

Aden'in gözleri, el ve ayakları hâlâ bağlıydı. "Kalbim" diye inledi. "Ölüyorum."

"Gereksiz panik yapma" dedi İstanbul yatıştırıcı bir sesle. "Şu an kalbinde ritim bozukluğu olabilir. Bu çok normal bir durum, sonuçta anestezik bir maddeye maruz kaldın. Birazdan geçer."

"Ağzımı tekrar bağlama lütfen. Nefes alamıyorum."

"Yeniden bağırmazsan buna gerek kalmaz."

Tehdit işe yaramış, Aden sakinleşmişti. "Benden ne istiyorsun? Beni neden kaçırdın?" İstanbul'un ne yapmayı planladığını bilmemek Aden'i dehşete düşürüyordu. "Tuvalete gitmeliyim."

İstanbul kürek çekerken çok yorgun görünüyordu. "Biraz sabret lütfen. Az bir yolumuz kaldı."

"Çok sıkıştım. İmkânsız, dayanamam."

"Sık dişini."

"Burası neresi? Neredeyiz biz?"

"Söyledim ya, denizin ortasındayız."

Parmak uçlarıyla zar zor yetiştiği gözlerindeki bağı indirdi ve etrafı inceledi. Dıştan takma motorlu, eski ve küçük bir sandaldaydılar. Adaya az bir mesafe kala motor arıza yapmış, yolun kalan kısmında kürek çekmek zorunda kalmıştı.

Aden başını kaldırıp, dışarı bakarak yerlerini anlamaya çalıştı. Karanlıktı, çok fazla şey göremiyordu. Adalara yaklaşmışlardı. Elindeki bağdan kurtulmak için düğümlere ulaşmaya çalıştı, olmadı. Isırmayı denedi. Bir ısırık atsam gerisi gelir diye düşünüyordu.

Yarım AdamUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum