-1-

99 20 19
                                    

Selamlarrr, ben Ege. Ve o da Ceren.
Burada yeniyiz, ve henüz hiç hikayemiz yok. Bu yüzden de Yepyeni, sıcak sıcak bir hikaye ile geldik...
Hikayemizi kısaca anlatacak olursak iki arkadaşın telefondan birilerini arayıp işletmesi ve en sonunda çok yanlış birine denk gelerek yaşadıkları olaylar üzerine...
Hikayede ara ara güleceksiniz, ara ara duygulanacaksınız...
Iyi Okumalar...

...

... Telefonu kapattığımızda ikimizde kahkahaya boğulmuştuk.

- Caner, bir kişiye daha mı arasak?

- Arayalım da, bu sefer ne diyerek şaka yapacağız?

- Bilmem, sen bulursun bir şeyler.

Telefonu tekrar elime aldım ve internetten bulduğum numarayı tuşladım. Bu sefer bir kebap salonunu arayacaktım.

- Caner, gecenin bu saatinde kebap salonu mu aranır? Hem açık da değildir.

Caner eliyle bilgisagar ekranını Öykü'ye gösterirken:

- Bak, internet sitesinde GECE 03:00'A KADAR AÇIKTIR! yazıyor ve şu anda saat 01:30, yani arayabiliriz.

Telefonun ARA tuşuna bastım, beş saniye sonra telefonu bir adam açtı:

- Güneş Kebap Salonu buyrun?

- Merhaba, size bir soru sorabilir miyim?

- Tabii, buyrun?

- Şimdi ben bir kebap istesem ama kebap beni istemese, kebabın fikirlerine saygı duyarmısınız yoksa kebabı bana zorla gönderir misiniz?

Telefon başındaki adam hiçbir şey söylemeden telefonu yüzüme kapadı.
Öykü ile beraber gülme krizine girmiştik.

- Caner bir daha ara, bu diğer yaptıklarımızdan da komik oldu.

Öykünün dediğini başımla onaylayarak telefonumu elime alıp tekrar aynı numarayı tuşladım.
Aradan yaklaşık on saniye sonra telefon açıldı.
Telefonun diğer ucunda yine aynı adam vardı:

- Güneş Kebap Salonu buyrun?

- Merhaba, siparişiniz vardı.

- Nasıl anlamadım, ne siparişi?

- Kebap sipariş etmiştiniz.

- Burası zaten Kebap Salonu.

- Biliyorum ama bizim kebaplar daha güzel.

Adam tekrardan telefonu yüzümüze kapatmıştı. Ikimizde çok eğlenmiştik ve son kez aramaya karar verdik. Telefondan tekrar aynı numarayı tuşladım ve telefon bu sefer hemen açıldı. Telefonun başındaki yine aynı kişiydi:

- Güneş Kebap Salonu buyrun?

- Neler var orda?

- Tavuk şiş, döner, lahmacun, adana kebap, urfa kebap.

- Tamam o zaman ben bir tane spagetti alayım.

Adam yine birşey söylemeyerek telefonu kapadı.

- Caner, hadi bu sefer rastgele bir numaraya şaka yapalım.

Öykünün dediğini başımla onaylayarak telefonumu elime alıp
rastgele bir numara tuşladım.

Ilk aradığım zaman telefonu meşguldü. Tekrar aynı numarayı çevirdim, yine meşguldü. Tam pes edecekken telefon çaldı:
Arıyor...
0532.......

Bu az önce aradığımız kişiydi. Telefonu açıp, sesi hoparlöre aldım.
Benden önce adam konuştu:

- Burak, öldürdüğümüz adamı ormana gömdünüz değil mi?

Ikimizde şoka uğramıştık ve içimizi bir korku sarmıştı.
Adama cevap verdim:

- Evet abi, ben Burak. Adamı gömdüm.

- Aferin Burak, iyi iş başardın.

Öykü ile birbirimize baktık ve şakayı bitirmemiz gerektiğini, yoksa kötü sonuçlar olabileceğini düşündük.
Şakayı bitirmek için adama cevap verdim:

- Eee... Şey, Aslında ben Burak değilim
ve hangi adamdan bahsettiğinizi bilmiyorum.

- Ne? Nasıl? Seni küçük Velet! Eğer az önce söylediklerimi polise söylersen çok kötü ol...

Adamın sözünü bitirmesine izin vermeden telefonu kapadım ve arama ekranına numarayı tuşladım:
155...

...

Selamlarrr, biliyorum hikayenin biraz heyecanlı yerinde kestim ama ilk bölümün de burada sonuna geldik...
Umarım hikayeden keyif alıyorsunuzdur.
Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. 😊👋👋👋

Katil AranıyorWhere stories live. Discover now