Yataktan kalkarak kıyafet odasına girdim ve kapıyı kilitledim. Burada tek kişilik geniş bir koltuk vardı onda uyuyabilirdim.

⤵ ◾ ⤵ ◾ ⤵ ◽◾

Yerde uyandım.
Aslında çok deli uyumazdım fakat tek kişilik koltuk geniş olmasına rağmen bana yetmemişti. Sere serpile yatardım genelde. Bu yüzden parkenin üstünde uyandım. İnattan ve öfkeden  bu hale düşmüştüm. Sinirimi buradan anlayabilirsiniz.

Güneş henüz doğuyordu. Odayı zaten terk edemeyeceğim için sırtımı duvara yaslayıp dizlerimi kendime çektim ve boydan boya olan pencereden güneşi izledim. Yarım saat kadar düşündüm. Herşeyi.
En çokta onu.
Sonra aklıma ağabeyimin borcumuzu ödeyeceğiz lafı gelince bugün şirket hesabını kontrol etmeyi aklıma not ettim. Eğer borcumu ödersem belki bu saçmalık biterdi.
Hislerim bitmese bile bu saçmalık biterdi.

İçeriden telefonumun çaldığını duyunca sessizce kilidi açtım. İkisini de uyandırmak istemiyordum. Fakat Junior çoktan uyanmıştı ve benden önce telefonumu eline almıştı. İstemeyerek adımlarımı ona doğru attım. Yeterince mesafe bıraktıktan sonra önüne gelince telefonu almak için bir hamle yaptım ama o kolunu arkasına çekip beni savuşturdu. Telefon hâlâ çalıyordu. Kafamı çevirip Davi'ye baktım. Uyanacak gibi görünmüyordu.
Avucumu açıp bekledim. Telefon için onunla uğraşacak değildim. Eninde sonunda vermek zorundaydı. Gözlerimiz birbirine kilitlenmişti ve telefonu verecek gibi durmuyordu. "O adam arıyor." dedi sesini kısarak. Zaten uykuluyduda sesi, henüz açılmamıştı. Bu sesle içimde birşeyler kıpırdanmaya başlayınca ağlamak istedim. Gözlerim doldu. Onu özlemiştim.
Son zamanlarda o kadar çok beraberdik ki şimdi hemen önümde duruyordu ama ben ona dokunamıyordum. Sadece birkaç santim vardı ellerimin saçlarıyla buluşması için. Tüm vücudum özlemle sızlıyordu.

Gözleri açtığım elime kaydı ve kafasını iki yana salladı. "Onunla konuşmayacaksın." dedi sanki benim yerime karar verebilirmiş gibi. Elimi indirdim ve adımlarımı geri atıp banyoya girdim. Güzelce uzun uzun banyomu yaptım ve ağladım. Sonra pişman oldum çünkü gözlerim kızarmıştı ve burnum tıkanmıştı.

Banyodan çıktığımda yine yatakta sırtını yatağın başlığına yaslamış oturuyordu. Gözlerimi görmemesi için çok bakmadan giyinme odasına gidip çamaşırlarımı giydim. Bordo uzun kollu dar bir tulum giydim ve altına siyah ince topukluları giydim. Arkamı döndüğümde kapıda beni izleyen Junior'ı görmemle irkilip adımlarımı geri attım ama çabuk toparlandım. Bedeni neredeyse tüm kapıyı kaplıyor olmasına rağmen yanından sıyrılıp çıktım. Saçlarımı tarayıp kremledim ve arkamda bir topuz yapıp öndeki saçlarımdan birkaç tutamı bıraktım. Çantamı da hazırladığımda, makyaj için aynanın önüne oturdum. Koyu bir göz makyajı yaptım, dudaklarıma sadece parlatıcı sürüp kalktım. Burun spreyimi burnuma sıkıp onu da çantama attım lazım olabilirdi.

Şimdi tek sorunum kilitli olan kapıydı. Çekmeceleri karıştırdım. Yatağa yastıkların altına baktım. Yoktu.
Büyük ihtimalle üstündeydi. Sinirle soluyup ona döndüm. Geç kalacaktım onun yüzünden üstelik ağabeyim hâlâ şirkete gelemediği için benim erken gitmem gerekiyordu. Eğer telefonum olsaydı Mare'yi arayıp kapıyı açmasını söylerdim. Ama yoktu.

Sinirden gözlerim dolduğunda yanıma yaklaştı. Elini koluma sardığında geri çekmek için çabaladım ama artık hiç gücüm yokmuş gibi hissediyordum. "Rahat bırak beni." dedim sonunda gerçek bir iletişime geçerek. Bir adım geri attığımda ayağım aynaya çarptı. Junior hemen mesafeyi kapattı. "Seni yeterince rahat bıraktım. Artık beni dinleyeceksin."

Tabi ki dinlemeyecektim. En azından bunun için elimden geleni yapacaktım. Sinirle kıyafer odasına döndüm ve kapıyı kapattım. Yani kapatıyordum. Junior engellemeseydi. Bu sefer kararlı görünüyordu ama sorun şuydu ki bende kararlıydım.
Kolumdan kavrayıp kenardan sıvışmamı engelledi. Kapının kapanışını duydum daha sonra kilit sesini. Şimdi herşey onun elindeydi.

Sırtım kapıya sertçe dayandı. Artık ikimizin de tahammül sınırı azalmıştı. Üstümdeki varlığını istemediğimden kolumu elinden kurtarıp onu ittim. Kokusunu alınca beynim uyuşuyordu adeta. Düşünemiyordum.

"Özür dilerim." uykulu sesini duyunca alayla burnumdan bir nefes verip ona arkamı döndüm. Zaten sırtım tutulmuştu bütün vücudum gerilince daha kötü oluyordum ve o beni geriyordu. "Tris hiçbirşeyi bilerek yapmadım. Sadece uzun zaman sonra   görünce şaşırdım." sözleri kulağımdan adeta çizgi filmlerdeki gibi birinden girip diğerinden çıktı. Konuşabilirdi ona cevap falan verecek değildim.
"Tris lütfen böyle olmak istemiyorum." çıplak ayaklarının parkedeki sesini duydum. Sonra gölgesini camdan gördüm. Sıcaklığı tüm sırtımı kapladı ve kolları belimi sardı.

Gözüme ne zaman dolduğunu bilmediğim yaşlar dökülmeye başladı. Onu özlemiştim.

Duvarlarımı yıkmaya başlamıştı ve ben izin veriyordum. Parmaklarımı karnımın üstünde birleştirdiği ellerine sarıp ayırmaya çalıştım. "Bana tek bir şeyin cevabını ver ve buna son verelim." dedim titreyen çenemle. Gözleri çeneme kaydı ve baş parmağı ile işaret parmağı arasına aldı. Bileğini tutup dokunuşunu çektim. Gözleri yaşlarla parladı. "Yapma, izin ver." diye fısıldadı. Kafamı iki yana salladım. Aramızda on santimle birbirimize dokunmadan yaşlı gözlerle birbirimize bakıyorduk.
"Benim hayatındaki, duygularındaki yerim ne?" diye mırıldandım. Derin bir nefes aldım "Ya da bekle soruyu değiştiriyorum. Ona hâlâ aşık mısın?" kolları belimi kavradığında tekrar onu uzaklaştırmak istedim ama olduğu yeri sıktı. "Sana cevabını vereceğim." deyip suratını yaklaştırdığında bir nefeslik mesafe kalmıştı aramızda. Birbirine yaslı alınlarımıza rağmen kafamı iki yana salladım. "İstediğim sensin deyip geçiştiremezsin Neymar, bu sadece tensel olamaz." kafamı sağa çevirip bileklerini açması için direttim. Hıçkırıgım boğazmıma takıldı ve orada kocaman bir yumru oluştu. Ellerini çözdü ve bir adım geri attı. Hâlâ cevap vermemişti ve bu herşeyi itiraf edişiydi. Dudaklarımı dişlerimin arasına alıp hıçkırığımı önledim.  Yanına yaklaşıp düşmek üzere olan eşofmanını cebine elimi soktum ve anahtarları aldım. O da engel olmadı ve sırtını duvara yaslayı yere çöktü. Gözyaşlarım yüzünden zorlukla anahtarı deliğe soktum ve açtım.  Kapıdan çıktıktan sonra uyanmış olan Davi'ye çok bakmadım ve diğer kapıya yöneldim. Oranında kilidini zorlukla açtıktan sonra çantalarımı toplayıp çıktım.
Bu ev artık ev gibi hissettirmiyordu.

PUZZLE  (Neymar Jr)Where stories live. Discover now