Yepyeni Geleceğe

64 20 51
                                    

  ♩  Gece Yolcuları- Meyhaneler Sen♩ 

Hayattan vazgeçmiş bir kadın düşünün şimdi, kendini hayattan soyutlamış bir kadın. Ölmek için direnen bir kadın, evet evet o benim. Babası öz kızını 2 defa öldürme teşebbüsüne kalkıp, 1 defa da delirtmeye yönelik şeyler yapıp ama yine de ölemeyen kadın. Evet o benim. Evet Eylül Öztürk ben. Size az önce kendi hayatımı kısaltılmış anlattım. Ama şimdi karşımda beni hayata geri döndürmeye çalışan Araf. Araf, her koşulda yanımda olan ama şimdi beni hayata geri döndürmeye çalışan adam.

Araf bana, ben Araf'a bakıyordum. Annem'in bir mezarı bile yokken, yaşıyor umudu içimi sarsa da gitmeyi Araf'a borç biliyordum.

- Tamam, geleceğim.

Araf: Her zaman yanında olacağım prensesim, şimdi eşyalarını topla. Sabaha doğru yola çıkacağız, ve Eylül eğer akşam annenle konuşmak istersen?

- Evet, isterim.

Araf: O zaman saat 10 gibi almaya geleceğim. Soğuk olabilir, sıkı giyin. 

Diyerek anlımdan öptü ve kapıyı çekerek gitti. Annemi görecektim, duyacaktım, hissedecektim. İlk defa öz annemle konuşacaktım. Ama Aylin ablaya da haksızlık edemezdim, gitmeden önce son kez onunla veda edecektim. Dolabımın üstündeki valizi alarak kıyafetlerimi koydum, ayakkabılarımı, yatağın altından giymediğim ayakkabıları her şeyi koymuştum. Dolaptan çantamı alıp bütün kozmetik eşyalarımı ve şarjımı içine koyup, üstümü giyindim. Aşağıya indiğimde Aylin abla yemek hazırlıyordu. Sanırım bu kokuyu özleyecektim. 

- Aylin abla?

Aylin abla: Eylül güzel kızım, bir şey mi istedin?

- Ben gidiyorum, son kez seninle vedalaşmaya geldim.

Aylin abla: Neden? Nasıl? Kimle? Nereye? Eylül gitme ne olur.?

- Gitmem lazım, her şeyimi topladım. Ben sadece buraya sana teşekkür etmeye geldim.

Aylin abla: O zaman son kez beni dinle, Eylül bak güzel kızım, evet senden gerçekleri saklamam doğru değildi. İstediğin kadar kızmakta haklısın. Ama beni de dinle, bak ben seni doğurmadım ama kendi kızım gibi baktım ben sana, sen benim yaşamam için son umudum idin, Eylül gitme demeyeceğim sana git ama burada bir annen olduğunu unutma.

- Teşekkür ederim, Araf  gelmek üzeredir. gitsem iyi olacak.

Aylin ablanın boncuk gözleri dolmuştu bile, son kez ayağı kalkıp ona sarıldım, özleyecektim. Belki haksızlık ama, yapamazdım. Annem'in benim için kendini feda ettiğini bile ben ona 'anne' diyemezdim. 

Çantamı alıp, kapıyı çekip çıktım, son kez mahalleme baktım, dizimin yara aldığı o yere, komşulara, her şeye. Sokakta geçen hayvanları bile sevdim. Gözlerim doluyordu, her şeyi bırakıp gidiyordum, giderken her bir bastığım kaldırım bana mezar oluyordu sanki. Arkamdan biri kornaya basıyordu, arkamı dönüp tam bağıracak iken, arabadan inen Araf'ı görmüştüm. Arabanın üstüne 'E' ve 'A' harfli balon asmıştı.

- Araf bunlar ney?

Araf: Mutlu olabileceğini düşündüm hayatım, eğer istersen bırakabilirim?

- Çok güzeller, diyerek gülümsedim. 

Babam beni öldürmeye kalktığından, annem'in benim için öldüğünü öğrendikten 2 ay, 5 gün, 8 dakika sonra ben hayata tekrardan gülmeye başladım. Arabaya binip giderken, ben Araf'ı izliyordum, eğer bir gün onu bırakmak zorunda kalırsam nasıl dayanacak idim? Ben bu kadar güzel seven adamı nasıl bırakırdım? 

- Seni seviyorum Araf.

Araf: Eylül bu hayatta en çok seni seviyorum, güneşin doğup, batması gibi gerçek bu söylediklerim.

2. Defa Araf'a sevdiğimi söylemiştim, yaşama tutunduğum ümit idi benim için Araf. 

Araf: Hadi sevgilim geldik. Eğer istemezsen?

- Hayır konuşmak istiyorum, tek başıma.

Araf: Sadece arkanda olacağım söz veriyorum.

Tamam diyerek başımı salladım, dışarıya çıktığımda hava çok soğuktu, manzara mükemmeldi. Çantamdan kalem ve kağıdı alarak annemle konuşuyormuş gibi yazmaya başladım.

'Annem,

Gerçekleri şimdi öğreniyorum. Yeni yeni hazmetmeye başlıyorum, belki beni hiç göremedin, belki bir mezarın bile yok ama kızın burada. Sana kızıyorum babam olacak o adamla birlikteydin diye, ama sana kızamıyorum. Dilim tutuluyor, ilk defa bu kadar zorlanıyorum yazmakta, konuşmakta. Bir kız neden annesinin yanında zorlansın ki konuşmaktan? 

İnanmak istemediğim gerçekler var, o adam belki de yalan söylüyordu. Bilmiyorum, onun babam olması mide bulandırıcı.

Aylin abla.. Sen gittikten sonra o sahip çıkmış bana, annelik yapmış. Ama ben hazmedemedim, senin bir suçun yokken, sırf benim için ölüp, benim yaşamam, keşke sen yaşasaydın da, ben ölseydim. 

Belki saçma yazdım annem, ama sana ne anlatacağımı şaşırdım, yazamadım, yazma yetim elimden gitti sana yazarken, bu ilk ve son konuşmamız. Şimdi ben gidiyorum, söz veriyorum bir gün yanına geleceğim en kısa zamanda.

Seni seviyorum anne..'

Gözlerim kan çanağına dönmüşken arkamı döndüğümde Araf beni bekliyordu. Ayağı kalkıp kağıdı, katlayıp öptüm, ve rüzgara bıraktım. 

Araf: Sevgilim? İyi misin?

- Evet, buradan gidelim, lütfen.

Araf: Tamam canım gidiyoruz.

Arabayla giderken arka koltuğa binip, uzanmıştım, gözlerimi kapattığımda uyumuştum farkında bile değildim.

#Ertesi Gün

Gözlerimi açmaya zorlanıyordum, açtığımda bir otel odasında ve banyodan gelen sesleri duydum ve gördüm. Saatte baktığımda sabahın 11 idi. Ayağa kalkıp saçımı düzeltip, bavulumdan rahat bir şeyler alarak banyoya yöneldim.

- Araf? Ne zaman geldik buraya? Ne zamandır uyuyorum ben? ve biraz çabuk olur musun bende yıkanacağım.

Araf: Üstümü giyiniyorum, çıkıyorum 2 dakikaya.

Banyonun önünde hala Araf beyi bekliyordum. 

Araf: Çıktım gir hadi.

banyo kapısını yüzüne kapatmıştım. Kaç saattir Allah bilir banyoda idi. Küvete girip suya ayarladıktan sonra duş alıp, üstümü giyinip çıkmıştım.

- Araf ne ara buraya geldim ben?

Araf: Uyuyordu, kıyamadım bende getirdim. 

Öyle söyleyince, kalkıp yanağından öpmüştüm. 

- Araf ben biraz dışarıya çıkacağım. Başım çok ağrıyor. Oteli gezerim hem.

Araf: Tamam hayatım.

Üstüme şalımı alıp çıkmıştım, etrafta kızlarıyla dolaşan yüzen o kadar çok kişi vardı ki, annem gelmişti aklıma eğer annem olsaydı nasıl olurduk diye. Babam beni eğer öldürseydi, anneme kavuşacaktım. Tamam Araf çok üzülecek ama annemi çok özledim, tamam Aylin abla kızını kaybedecekti ama ben bu yükün altında yaşayamıyordum, gerçekleri bilmek canımı yakıyordu. Gerçekler canımı yakarken, geçmişin acısından kurtulamayacağım bir kez daha anlamıştım. Belkide tek çözüm ölmek idi.

Merhabalar canlarım, yeni bölümle karşınızdayım, iyi okumalar diler ve 'Ara Söz' bölümünde ki Soru\Cevap kısmın da bana istediğiniz her konu hakkında soru sormayı unutmayınız.

Sizleri Seviyorum.


Deniz KıyısıWo Geschichten leben. Entdecke jetzt