Tamam yani Kuzey'den hoşlanmıyor değildim ama ondan daha çok sevdiğim bir adam vardı. Her saniye aklımdan çıkmıyordu...

"Şey, bence Selin'e ayıp olur sonuçta ben kızı çağırdım yazlığa, yalnız bırakamam..."

"Peki bu seferlik böyle olsun." Bir süre sonra aşağıya Selin inince dikkatimi o tarafa verdim.

"Çok geç kalmadım değil mi?" Dedi şapkasını tutuşturarak.

"Estağfurullah!" Diyen Kuzey'in dalga geçtiğini fark edince Selin dil çıkardı.

"Hadi gidelim artık, tabi gidebilirsek.." Dediğimde Selin'in kaşları çatıldı.

"Nasıl yani?"

"Arabayı Emir sürüyor" diye araya girdi Kuzey.

"Ne?! Onun ehliyeti bile yok!"

"Böyle yazlık yerlerde gündüz vakti çevirme falan yoktur. Zaten olsa bile sorun o değil, ölebiliriz hani!"

"Abartmayın lan! Yavaş kullanıcam! Hem Kuzey benden daha hızlı kullanıyor, sırf o benden büyük diye yaptığınız muameleye bakın..." Diye atarlandı Emir.

"Her neyse, daha fazla oyalanmayalım.." dediğimde herkes kafasıyla onaylayarak yola koyuldu...

Neyse ki sağ salim plaja varmıştık. Güneş gözlüğümü taktıktan deniz çantamı koluma asarak arabadan indim. Kısa bir mesafe yürüdükten sonra ayağım sıcak kumla buluşmuştu. Ne zamandır kendimi eve hapsetiyordum... Sanırım gerçekten de Bodrum bana iyi gelecekti.

Eşyaları kumun üzerine bıraktıktan sonra şezlongun üzerine uzandım.

Gözlerim yaklaşık on dakikadır kapalıyken Kuzey bunu bozmuştu.

"Hadi denize girelim, ölücem sıcaktan." Diyerek tişörtünü çıkardı. Ah, bütün vücudu herkesin içinde resmen sergilenmişti... Kızlar henüz farketmeseler bile birazdan herkesin dikkati Kuzey'in üzerinde olacaktı ve bu sinir bozucuydu...

Ne yani Kuzey'imi kıskanıyordum? Hayır.

Sadece bir erkeğin yanında kız arkadaşı varken herkesin ona bakması gerçekten sinir bozucuydu.

Gözlerimi etraftaki kızların üzerinden ayırarak tekrardan Kuzey'i süzdüm.

"Tamam, geliyorum." Gülümsedi. Mutlu olmamı istiyordu, onu hayal kırıklığına uğratmayacaktım..

Denize ayaklarımı soktuğumda irkildim. Suya alışma süreçlerinden tek ben mi nefret ediyordum?

Kuzey elimi tutarak önden ilerliyordu ve benim sabit bir şekilde durmuş olmam dikkatini çekmişti,

"Ne oldu?"

"Su çok soğuk.."

"Delfin, hadi ama!"

"Ya napıyım?! Öyle diyince su ısınmıyor!"

"Pekala, üçten geriye sayıcam ve hızlıca derinlere doğru koşmaya başlıyacağız tamam mı?" Dedi tek kaşını havaya kaldırarak.

SAPLANTI 2: Tehlikeli OyunlarWhere stories live. Discover now