7-Bölüm

314 18 3
                                    

Herkes acı çekerdi. Acının büyüğü küçüğü olmazdı. Fakat ben acı çekmiyordum. Hayatımın tamamı acı kaynağıydı. Önüme çok fazla engel çıkmıştı ve ben hep tek başımaydım. Bundan asla şikayetçi olmamıştım. Hiçbir zaman sorun olmamıştı. Aksine hayatımda kimse olmaması iyi bir şeydi. Çünkü merak etmek, tedirgin olmak ya da hesap vermem gerekmiyordu. Daha çok olumlu yönü vardı.
Şuan ise karşımdaki kişi onun benim hayatıma karışabileceğinden bahsetiyordu. Böyle bir şeye izin vermezdim. Ben nasıl onun hayatına ve hayatındaki insanlara karışmıyorsam o da karışmayacaktı. Odama gitmeyerek yanlarına yürüdüm.
Geldiğimi fark ettiklerinde ikiside dikkatle bana baktı. Tamam, bu biraz utanç vericiydi. Arel "Kuzenim Ateş, arada o da bizimle kalacak. O da biliyor olayları."dediğinde bir şey deme gereksimi duymadım. Sadece kafamı salladım. Ateş yanıma gelip elimi uzattığında elini sıkmayıp sadece ismimi söylemekle yetindim.
Bu yaptığıma gocunmamış aksine sanki tam olarak bunu bekliyordu. Aramızdaki bu sessizliği Arel bozdu "Nerdeydin?".Hesap vermekten nefret ederdim bunun için "Bu soruyu cevaplamak zorunda olduğumu düşünmüyorum."dedim. Kaşları çatıp sinirli bir şekilde kafasını aşağı yukarı salladı. Bende daha fazla gerginlik olmasın diye odama geçtim.
Çantamı yatağa atıp dolaptan kıyafet alarak banyoya geçtim. Suyu hazırladıktan sonra üzerimdekileri çıkarıp içine girdim.
Yarım saat kadar suyun altında durduktan sonra mavi bornozu alıp üzerime geçirdim. Aldığım iç çamaşırı,siyah kotu, gri tişörtü üzerime geçirdikten sonra yavaşça saçlarımı taradım.
Saçlarımı tararken kapı açılmasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim. Areldi. İçeri geçip "Hazırlan,işimiz var."dediğinde yorgun hissettiğim için bir şey söylemedim. Odadan çıktığında üzerimi değiştirme gereği duymayarak sadece siyah hırkayı üzerime geçirdim.
   Odadan çıkıp salona ilerledim. Arel yayvan bir şekilde tekli koltukta oturuyor, Ateş ise ayaktaydı. Benim geldiğimi görünce Arel yerinden kalkıp dış kapıya yürüdü. Ben ve Ateş de onu takip ettik. Arabayı bindiğimizde hala kimseden ses çıkmıyordu. Bu biraz sinir bozucuydu aslında. Tam o sırada sessizliği telefonumun sesi bozdu. Cebimden telefonu çıkarıp kim olduğuna baktığımda Oray olduğunu gördüm. Açıp kulağıma götürdüğümde Oray "Naber güzellik?"dediğinde sırıttım. Gerçekten çok tuhaf bir enerjisi vardı. Ben de "İyi,sen nasılsın?"dedim. Bir süre konuştuktan sonra kapattım.
   Gözümü yola çevirdiğimde bir bara geldiğimizi gördüm. Arel hiç beklemeden arabadan indiğinde arkasından baktım. Ateş bir anda "Elvin,bence sende bu hallerinin sebebinin ne olduğunu biliyorsun."dedi. Biliyordum. Fakat bilmek istemiyordum. Gözümü yoldan ayırmayıp "Bilmem neyi değiştirir? Bu hallerinin bir açıklaması yok ve aynı şekilde sebebide.İşleri ben değil o zorlaştırıyor."dedim. Ateş "Bak ne demem gerekiyor,bilmiyorum.Fakat onu ilk defa böyle görmüyorum. Son üç yıldır böyle ve ben onu anlayabiliyorum. Bundan dolayı Elvin o çocuktan uzak durmanı istiyorum senden."dedi.Dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım. Son üç yıl derken ne demek istiyordu ve Oraydan uzak durma mı istiyordu. Böyle bir şey yapmayacaktım.
   Arabadan hızlıca inip Arelin girdiği kapıdan içeriye geçtim. Arkamadan Ateş geliyordu. İçerisi berbattı. Daha önce bara gitmişliğim vardı. Onun için ortama şaşırmamıştım. Arel masada oturmuş içkisini yudumluyordu. Bizde masaya ilerleyip oturduk. Ateş de bira söyleyip bana ne içeceğimi sormuş fakat reddetmiştim. Buraya neden geldiğimizi merak ediyordum. Arele dönüp "Buraya neden geldik?"dedim. Masanın yüzeyinde olan bakışlarını bana çevirdi. Göz göze geldiğimizde duraksadım. Onunla şu birkaç gündür göz göze gelmemeye çalışmıştım ve şuan içimdeki küçük kız bile pür dikkat ona bakıyordu.
  Yüzü en nadide tabloya benziyordu. Hiçbir kusuru yoktu. Varsa bile kusurlarıyla kusursuz gözüküyordu. Bakışmamız devam ederken "Demiştim,adam karısını aldatıyor diye. Bugün o kadınla birlikte buraya gelecek. Her ay bu bara gelirler. Çünkü burası fazla dikkat çekmez ve gazeteciler olmaz."dediğinde anlamıştım. Fakat bizim rolümüz neydi burada. Bunu sorcağımı anlamış gibi "Sen adamı oyalacaksın bende o sırada kadının ağzından birkaç bi şey almaya çalışacağım. Adamdan almaya neden çalışmıyoruz diyeceksin. Çünkü adam zeki ve sarhoş olacağını sanmıyorum. Kadın hemen sarhoş oluyor. Bu da işimize gelecek."dediğinde alkış tutmak istedim. Kafamla onaylayıp onları beklemeye başladık. Bir müddet sonra görüş açımıza girmişlerdi. Kadına baktığımda sarhoş olmaya başlamış  gibi gözüküyordu. Adamın benle bu şekildeyken konuşacağını sanmıyordum. Bundan dolayı tuvalete gittim.
  İçeri girdiğimde iki kız vardı. Göz makyajlarını tazeliyorlardı. Yanlarına ilerleyip "Merhaba kızlar yanınızda ruj var mı? Ben evde unutmuşumda."dediğimde tabi diyerek çantasıdan ruju uzattı. Rujun kapağını açtığımda kıpkırmızı bir renk olduğunu gördüm. Sürmem gerekiyordu. Aynanın karşısına geçip ruju dudağıma iyice sürdüm. Rujun kapağını kapatıp kıza uzattım. Aynada kendime son kez baktığımda dudaklarımın gerçekten çok dikkat çektiğini gördüm. Üzerimde kotla tişört olması rujun etkisini azaltmıyordu.
  Tuvaletten çıkıp içeriye ilerledim. O tarafa baktığımda kadının iyice sarhoş olduğunu gördüm. Bizim masaya baktığımda ikisininde şaşkın bir şekilde bana baktıklarını gördüm. Arele işaret verip adamın yanına ilerledim. Masalarına geldiğimde adam direk gözlerini yüzüme dikmişti. Yanlarına oturup merhaba dedim. Adam iğrenç bir sırıtmayla karşılık verdi. O sırada kadını masadan kaldırmam gerektiğini anladım. "Tatlım, makyajın akmış istersen bir lavaboya git."dediğimde teşekkür edip ayaklandı. Arel de sinyali alıp kadının peşinden gitti. Adamla bir müddet konuştuktan sonra gerçekten kendimi zor tuttuğumu fark ettim. Şuan onu öldürmek istiyordum. En kötü şekilde. Adam bana doğru yaklaşıp saçımı parmağına dolayıp "Çok da güzelmişsin."dediğinde ben daha ne olduğunu anlayamadan biri kolumdan tutup beni kaldırdı. Dışarıya çıktığımızı fark ettiğimde kolumu tutan kişiyi de kokusundan  kim olduğunu anlamıştım.
  Hızlıca beni duvara itip kolarını iki yanımda duvara yasladığında şaşkınca gözlerimi ona çevirdim. O da kafasını aşağı indirmiştim sinirle bana bakıyordu. Arel "Bu ruj ne? Kim senden böyle bir şey istedi."dediğinde kaşlarımı çatıp "O adamı diğer şekilde nasıl oyalayabileceğimi düşünüyorsun?"dedim. Hiçbir şey demeyip sadece gözlerimi baktı. En az on dakika boyunca sadece birbirimizi izlemiştik. Tam kollarından çıkmak için hareket edecektim ki Arel "Özür dilerim."dileyip bir anda beni kollarının arasına aldı. Gözlerim sonuna kadar açılırken sımsıkı sardı beni. Bu adamın kollarında güven vardı. Bu adamın kokusunda güven vardı. Bu adam güvenebileceğim tek kişiydi belkide her şeyiyle.
**************************************
Merhaba🌸
Arkadaşlar bundan sonra daha çok Arel ve Elvin sahnesi göreceksiniz. Lütfen yorum ve oy bırakmayı unutmayım.

UFAKLIKWhere stories live. Discover now