Gecenin Kâbuslarıyla İlk Karşılaşma

207 7 1
                                    

ertesi sabah gün doğmadan yaklaşık bir saat kadar önce derya kalkmış tüm hazırlıkları yapmış cem'e hiçbişi bırakmamıştı hem çocuk bir sıfırdı bu oldukça zor bişiyken ona görev yükleyemezdi biraz bu duruma alışmasını beklemeliydi tüm hazırlıkları yaptıktan sonra derya,yatağına güneşin doğmasını beklemek için oturdu bu sırada gözü cem'e takıldı daha önce farketmemişti ama cem oldukça yakışıklı bir çocuktu çok tatlıydı kendine engel olamayan derya güneş doğana kadar uyuyan cem'i izledi

cem'i izlemesinin üzerinden bir 15 dakika geçmiştiki güneş doğmuştu,horozlar gür sesleriyle ötmeye başlamışlardı kuşlar cıvıl cıvıl sesleriyle adeta horozların ötüşünü bastırmaya çalışıyorlardı bir yarış varmışçasına aralarında kuşlar ve horozlar var güçleriyle ötüşüyolardı güneşin doğmasından bir süre geçmesine karşın uyanmamıştı cem derya artık gitme vaktinin geldiğini düşünüp cem'i uyandırmaya karar verdi ve yavaşça yanına yaklaştı hafifçe omzuna dokunarak düşük bir ses tonuyla cem diye seslendi hadi uyan artık yola çıkmalıyız.cem gözlerini açıp deryaya döndü ve başını tamam anlamında çok hafifçe salladı derya eşyaları çadırdan çıkarmaya başladı o sırada cem de kalkmış kendine gelmiş ve deryaya yardım etmeye başlamıştı tüm eşyayı dışarıya çıkardılar. derya elindeki kumandada bulunan tek düğmeye çadıra doğru tutarak bastı ve çadır eski küçük metal haline döndü cem meraklı gözlerle tüm olan biteni izledi bu konu hakkındaki sorularını daha sonraya saklamaya karar verdi çünkü derya ile konuşması gereken daha önemli konular vardı mesela o gerizekalı çatlak çocuk mehmet gibi bir süre yürüdüler hangi şehirde olduklarını anlıyamıyordu artık,heryer aynıydı ağaçlık ve yabani otlarla çevrili çok sık olmayan ormanlarla kaplıydı hertaraf.baya bir yol aldılar ve hiç konuşmadılar derya nereye gittiğini biliyor gibiydi ama yinede cem merakına engel olamıyıp başladı sorulara

derya biz şimdi nereye gidiyoruz ???

bende bilmiyorum arıyoruz

neyi arıyoruz yani amaçsızca koskoca dünyada dolanarak öle şansımızın yaver gitmesini bekleyemeyiz kaç yıldır dolanıyorsun böle ???

300 yıldır o dönüşüm olayı olduğu günden beri

peki hiçbir işine yaradı demi derya tabiki yaramadı yaramazda böle boşa zaman kaybediyoruz

pekii zeki çocuk sence ne yapmalıyız ??? diye sertçe çıkıştı derya

evet bende bunu sormanı bekliyordum diyerek konuşmaya başladı cem şimdi o çadıra bakılacak olursa teknoloji konusunda oldukça ilerisiniz ???

evet dedi derya o gün dünyanın üzerine yağdırılan toz sayesinde zeka seviyemiz normalin daha üstünde ama uyudukça bu tozun zeka yan etkisi geçiyor sen 300 yıldır uyuduğuna göre sanırım sende hiçbişi kalmamıştır diye cem'in sormasına dahi gerek bırakmadan kendinin neden böle zeki olmadığının açıklamasını yapıvermişti

cem devam etti pekiii uzaya çıkabiliyormusunuz ???

derya evet dedi gözlerini kısarak cem'e baktı senin aklından neler geçiyor ?? dedi gülümseyerek

cem hemen anlatmaya başladı aklındakileri bak şimdi 300 yıl önce bir uydu sayesinde bu pislik bu tozu yaydı değilmi dünyaya derya evet anlamında kafasını salladı ama cem'in aklından geçenleri hala kestirememişti cem deryanın kafasıyla yaptığı onayı gördükten sonra gülümseyerek devam etti anlatmaya e uzayada çıkabiliyoruz sen tozun dünyaya yayılmasının ertesi günü uyanmıştın sanırsam yani oldukça zekisin o zaman uydu işlerindende anlarsın ben diyorumki uzaya gitsek o uydunun yanına derya gözlerinde kocaman bir parıltıyla sözünü kesti cem'in ve konuşmanın devamını kendi getirdi eğerki o uyduya gönderilen sinyalin yerini tespit edebilirsekki bu işten bile değil o zaman yerini buluruz en azından elimizde bir başlangıç olur cem sen bir dahisin diyerek cem'e sarıldı ve sonra hafiften utanarak geri çekildi şeyy ben birden sevinince... cem anlamış olucakki hemen konuşmaya başladı yoo çok iyiydi hoşuma gitti bu dedi ve birbirlerine gülümseyerek baktılar bir süre sonra zaten güneş batmaya başlamıştı bunu farkeden derya hemen o küçük metal şeyi çıkarttı çadır kurucakktı ancak arazi hiç uygun değildi çadır için,oldukça engebeliydi telaşla cem'e dönüp cem hemen çadırı kurucak engebeli olmayan bir yer bulmalıyız yoksa... yoksa ??? diye tekrarladı cem korkuyla dolu gözlerle deryaya bakarak derya birkere tyutkunduktan sonra cem'e kısık ve bir o kadar korku dolu sesle gecenin kabuslarına yem oluruz dedi sonra cem'in elinden tuttuğu gibi koşmaya başladı derya o kadar hızlı koşuyorduki üstelik cemide çekiyordu.cem bir ayağıyla yere basıp kendini yukarı atıyordu zaten saniyeler içinde 5-10 metreyi koşmuş oluyordu derya sonra aşşağı inerken cem diğer ayağıyla kednini itiyordu bir 5-10 metre daha.birden içinde nasıl bir kız bu yaa düşündü cem ama sonra aklına toz gedli zeka yanında farklı birkaç özellikte ortaya çıkmıştı galiba çocuklarda ve onlardan biride hızlı koşma yeteneği gibi bişiydi ama cidden çok hızlı koşuyordu bir süre sonra bir tepeye ulaştılar aşşağı düz ovaydı oraya rahatlıkla çadır kurabilirlerdi ancak derya aşşağı inmiyordu sürekli sanki birşeyi takip ediyormuş gibi kafası yavaş yavaş sağa sola doğru hareket ediyordu ve saklanıyordu neolduğunu anlamayan cem deryaya o kadar güveniyorduki derya ne yapsa oda aynısı yapıyordu küçük kafa hareketlerini bile bir süre sonra cem dayanamadı derya hadi inelim çadırımızı kuralım birazdan gece çökücek dedi derya dikkate dahi almamıştı ama yüzünde öle ciddi bir ifade vardıki cem iyice korkmaya başlamıştı korkudan dua etmeye başlamıştı sesi yavaş yavaş yükseliyordu derya birden eliyle cem'in ağzını kapadı ve cem'in üzerine kapandı üzerlerinden sanki bir fırtına geçiyordu öle sert rüzgar estiki cem hem korkuyor biryandanda olayları çözmeye çalışıyordu derya küçücük bir rüzgar esintisi içinmi bunca zaman ovayı gözlemişti üzerlerinden geçen rüzgar durmuştu ama derya hala cemin üzerindeydi ve elini ağzına kapamış duruyordu nefes bile almıyordu neredeyse,cem bir süre sonra dayanamadı boğulacak gibi oldu kalkmaya çalıştı ama derya sert bir hamleyle onu tekrar yere yatırdı cem ne yapmaya çalışıyor bu kız diye düşündü bir deliyemi çatmıştı yoksa ??? artık nefessizliğe dayanamayan cem daralmıştı boğulucak gibiydi ve çırpınmaya başladı derya onu tutmaya çalışıyordu ama nafile cem kalkmakta kararlıydı gece neredeyse çökmüştü ve gecenin kabuslarına yem olmak istemiyordu deryayı üzerinde attı sonra derya aniden yerinden kalkarak belindeki daha önce cem'in farketmediği giysiyle kamufle edilip saklanmış kılıcı çekip cem'in kafasına doğru savurdu cem bir an öleceğini düşündü buraya kadardı bir deliye çatmıştı ve şimdi onun tarafından öldürülecekti gözlerini kapatıp boynunu vücuduna doğru çekip birden kendini kastı cem sonra yüzüne mor bir sıvı fışkırdı gözünü açtığında heryerden mor sıvılar fışkırıyordu derya bir oraya bir diğer tarafa kılıç savuruyor her kılıç savurmasında boşluktan mor sıvılar fışkırıyordu en ufak ses dahi çıkmıyordu derya ve kılıcın havayı yararak çıkardığı sesten başka.derya biran cem'e döndü ve koş diye bağırdı koş ovaya koş cem hemen idrak edemedi ancak daha sonra var gücüyle tepenin aşşağısındaki ovaya koşmaya başladı tepe biraz dikti ve cem dengesini kaybedip tepeden yuvarlanmaya başladı sonunda yuvarlana yuvarlana ovaya vardı hertarafı kan içinde kalmıştı ovanın ortasına doğru biraz koştu sonra birden durdu deryaaa ??? arkasını döndü derya yoktu bacağı sonra bacağının kötü yaralandığını farketti bacağının yarasına bakmak için eğmiş olan kafasının tam karşısında duymuş olduğu hırıltıya doğru korku içinde yavaşça kaldırdı karşısında belki on yaşlarında çocuk görümünde simsiyah biri duruyordu her bir tafafı o kadar siyahtıki ne saçı belliydi nede gözleri sadece vücut şeklinden bir insan olduğu anlaşılıyordu boyuna bakılacak olursa 10 yaşlarındaydı cem 16 yaşında olmasına karşın ilk defa kendinden küçük birinden korkuyordu ama oldukça sakindi hem korkuyor hemde sakinliğini koruyordu çocuk karşısında hafif sallanarak duruyordu ya hiç gücü yoktu yada kasıtlı yapıyordu bunu

ancak cem'i farketmemiş gibiydi sonra üzerine doğru çok ağır adımlarla yürümeye başladı cem emin olmuştu artık farketmemişti kendini bu şey ama nasıl ??? herneyse dedi cem içinden şimdi bunları düşünmenin sırası değil çok yavaş bir hareketle sakat bacağıyla ne kadar olursa artık sola doğru haifçe çekildi cem,birden çocuk başını kaldırdı ellerinin boyutu iki katına çıktı parmakları yoktu sanki ama her iki eli de bıçağa benzer bir şekildeydi aynı bir peygamber devesinin en öndeki iki bacağı gibi açılıverdiler çocuk artık sarsılmıyordu ve oldukça güçlü görünüyordu cem'e yaklaşmıştı iyice aralarında çok az bir mesafe vardı cem nefesini tutmuş tam gözlerinin içine bakıyordu gecenin kabusunun cem yavaş yavaş kalbinin hızlandığını hissetti öle hızlıydı ki sakat bacağının verdiği dengesizlikte üzerine eklenince cem'i hafif haif sarsıyordu kalbi gitgide hızlanan cem artık iyice sarsılmaya başlamıştı birden dengesini kaybetti ve sakat bacağının üzerine yük vermesiyle birlikte aniden acıyla bağırdı bunu beklemeyen gecenin kabusu bir iki adım geriledi galiba korkmuştu sonra iki elini havaya kaldırdı tam cem'e saldırıcaktıki kafasına bir bıçak saplandı ve etraf mor sıvıyla boyandı tekrar,korkudan gözlerini kapamış olan cem yavaşça açtı gzölerini karşısında deryayı gördü kolundan yaralanmıştı ama gülümsüyordu cem'e,bacağındaki yarayı farkedince birden yanına koştu ve onu tuttu sonra cebinden çıkardığı metali attığı gibi yere çadır kuruldu içine girdiler kapı büyük bir gürültüyle kapandığı gibi yine aynı şekilde çadıra saldırılar başlamıştı deryanın yardımıyla yatağına oturdu cem derya direk cem'in pantolunun yarasının bulunduğu kısmı yırttı cem ise kendi yarasını unutmuş deryanın kolundaki yaraya bakıyordu hala kanıyordu yaran dedi cem,derya cem'e baktı ve bişi olmaz dedi seninki daha ağır çok kan kaybediyorsun diye yineledi cem,derya bir sargı beziyle cem'in yarasına tanpon yaptıktan sonra kednininkinin kanamasını durdurdu sonra tekrar cem'e döndü derin bir kesikti dikmesi gerekiyordu kendi yatağının tarafındaki çadırın duvarına eliyle vurdu aslında buna çadır demeye bin şait gerekirdi ama bir çadırdı bu sonra vurduğu yer açıldı içinden iğne,iplik ve pansumanı alıp cem'in yarasını diktikten sonra sert bir sesle benim yaptığım hiçbirşeye karşı gelme duydunmu orada kurtulmamız bir mucizeydi şimdi iyice dinlen yarın kendimizi tam anlamıyla toplar o kargaşada kaybettiğimiz eşya vb varmı bakarız bir gece daha burda konaklayıp ertesi günü yola çıkarız tekrar,iyi geceler diyip yatağa kafasını koyduğu gibi derin bir uykuya daldı cem hala bişi diyememişti şoktaydı az önce ölümden dönmüştü bacağıda zaten çok acıyordu ancak o ölüm kalım savaşının verdiği yogunlukla çok geçmeden derin bir uykuya daldı

Dünyada Tek BaşınaWhere stories live. Discover now