3. Sik Kafalı

7.8K 1K 148
                                    

Lea'nın Anlatımı

Odadaki herkesle tanıştıktan sonra, bana döndü. Neredeyse aynı anda, gülümsemesi zayıfladı ve meraklı yüzünde hafif bir şaşkınlık belirdi. Kafası karışmış bir şekilde bana bakıyordu. Bir süre duraksadıktan sonra, sanki beynimde bir ampul yanmışçasına bana neden öyle baktığını anladım.

Büyük ihtimalle adını hatırlamaya çalışıyor, onunla aynı İngilizce dersini alıyor olmana rağmen.

Popüler olmadığımın farkındaydım, ama bu kadar da görünmez olduğumu bilmiyordum.

Bir süre gözleriyle beni süzdü, bakışları üzerimde gezinirken yanaklarımın ısındığını hissettim. Bu sevmediğim bir refleksimdi, beni bir domates kadar kızartmak hiç zor değildi ve bunu kontrol etmek benim elimde olmadığı için çok sinirleniyordum. Şükürler olsun ki, şimdi gözlerini aileme çevirmişti.

"Tanıştığımıza sevindim," derken saygılı bir şekilde annemle babama başını eğdi. "Ben kendimi yorgun hissediyorum, ben odama çıkacağım, size iyi geceler." Rahatlamıştım. En azından benimle aynı odada olmazsa bu kadar gerilmezdim.

River oturduğu krem koltukta doğruldu ve ayağa kalktı. Oturma odasının kapısına ilerlerken alnına düşen birkaç parça saçı yukarı kaldırmıştı. Saçının rengi koyuydu, ama altın gibi de parlıyordu. Bir yanım gittiği için seviniyordu, diğer yanımsa hayal kırıklığına uğramıştı. Bir insanın nasıl bu kadar göz kamaştırabildiğini aklım almıyordu.

"River, Lea'yı da misafir odasına götürebilir misin?" Brenda arkasından seslendi, River'ın adımlarının aksamasına sebep olmuştu.

Ah, lanet olsun.

Gözlerim hızlıca Brenda'yı buldu, umarım gözlerimden oğluyla birlikte misafir odasına ne kadar gitmek istemediğimi anlardı. Ama gözleri yalvaran gözlerimle buluştuğunda, River'ın cevabını duymak için umutla ona döndü.

"Tabii," dedi River, ve beni dehteşete düşürerek gözlerini bana çevirdi.

Pekala, Lea, onu çıplak hayal et.

Bekleyin, çekindiğimiz kişiyi çıplak olarak düşününce yatışacağımız fikri hangi aptaldan çıkmıştı? Bu düşünceyi aklımdan uzaklaştırdım — River'ı çıplak hayal etmek istemiyordum. Endişeli bir şekilde gülümsedikten sonra ben de koltuktan kalktım.

Aileme ve Parkerlara 'iyi geceler' dedikten sonra, River'ın peşinden yürüdüm. Yine de tabii ki tahmin edebileceğiniz gibi, benim olduğum yerde aptalca şeyler olmadan olmuyordu. O yüzden tipik, zavallı Lea, halının kenarına takılmış ve kolayca bir Superman hareketiyle karıştırılacak şekilde yere dalıvermişti. Bir kolum önümde, diğeri arkamda; dengemi sağlamaya çalıştım. Neyse ki, River'ın göğsüne çarpmadan biraz önce kendimi durdurmayı başardım; ama şimdi vücutlarımız birbirinden sadece birkaç santim uzaktaydı.

Ve ben nefes alamıyordum.

Sana neler oluyor, Lea?

Yüzümde özür diler gibi bir ifadeyle River'a baktım, o ise karşılığında bana sadece özgüvenimi-kıran bir sırıtış gönderdi.

"İyi misin, tatlım?" dedi Brenda, beni yakalamak için neredeyse yerinden kalkacaktı.

Bu daha fazla utanç verici bir hal alabilir miydi?

Mr. Popular and IWhere stories live. Discover now