BU BENİM FİNALİM

Start from the beginning
                                    

"Poyraz zarar görmesin diye..." doğru mu duymuştu? ameliyathanenin önünden ayrıldığından beri donmuş olan kanının akışını hissetmeye başladı... aldığı oksijenin ciğerlerine doluşunu. Kalbi umudunun hafifliği ile ritmini hızlandırmıştı. "Poyraz hayatta mı?" derken. Zeynep hiçbir şey anlamamış olmasından dolayı kaşlarını çatarak bakmıştı. Hemşire ise Emire asırlar gelen sesizliği bozup bebek de anne de gayet iyiler ama bebeğin sağlığı için onları birkaç günlüğüne müşahade altında tutmamız gerekecek"dedi. Emir daha önce hiç gülümsemediği kadar kocaman gülümseyerek sağ eliyle ağzını kapattı, neredeyse sevinçten çığlık atarak "beni karımla yalnız bırakır mısınız?" dedi hemşireye dönüp. Hemşire de tebessüm edip kafasıyla onayladı Kozcuoğlunu, o kapıya doğru yönelirken Emirde koşar adımlarla oğlunun annesine Zeynep'e yönelmişti. Zeynep henüz ne olduğunu anlayamadan Emir elleriyle kafasını kavramış alnına sımsıkı bir öpücük kondurmuştu. Sol elini küçüğünün karnına götürüp burnunu saçlarına gömerek derin bir soluk aldı saatlerdir ilk kez nefes alabiliyormuş gibi çekti o kokuyu içine. Gülümsemesini durduramıyordu adeta.Mutluluğunu saklamak istemiyordu,hissettiklerini paylaşmaya ihtiyacı vardı. Ve işte Zeynep her zamanki gibi oradaydı her şeyi anlatabileceği,kendini saklamadan tüm gerçekliğiyle gösterebileceği tek kadın,tek insan,tek arkadaşı,dünyada sahip olduğu tek ailesi, tek gerçeği Zeynep...asıl yoldaşı... "Beni bırakmadın bana oğlumla döndün" derken sevinç dolu öpücükler konduruyordu küçüğünün yüzüne..."İzin vermedin Zeynep sen izin vermedin,hayatın onu bizden almasına izin vermedin"dedi sonunda durulup alnını Zeynep'in alnına dayayarak. Zeynep, bu kadar kısa sürede teslim olmamayı dilerdi ama tanıdığı sevdiği bu adamın suçluluk dolu samimiyetinde kaybetmişti kendini, gözlerini sımsıkı kapatıp sadece onun sesine bırakmıştı tüm benliğini...yanağında hissettiği her öpücüğün şevkati ile büyülenmişti adeta.

"Siz benim her şeyimsiniz bunu bu kadar geç anladığım için beni affet, beni affet küçüğüm" derken hayatında ilk defa mutluluktan ağlıyordu Emir. Kafasını geri çekip ağlamaktan şişmiş gözleri ile baktı af dilendiği kadına, Zeynep Emir'in yakarışlarının altında ezilmiş yaşadıklarının yorgunluğuyla beraber kendi gözyaşlarını onun gözyaşlarına katmıştı.. sesli harfleri uzatarak "hayır,hayır"dedi emir zeynebin gözyaşlarını baş parmakları ile silerken, "ağlamayacaksın! sen artık hiç ağlamayacaksın" eğer Emir bunları söylerken siz de orada olsaydınız sesindeki şefkati iliklerinize kadar hissederdiniz...

Ruhundaki karmaşanın etkisiyle, titreyen bir nefes aldı Zeynep "ben artık çok yoruldum"demeden önce. Bitti! artık her şey bitti dedi Emir heyecanla Zeynep cümlesini tamamlar tamamlamaz, avuçlarıyla saçlarını okşadı küçüğünün "artık savaşmana gerek,yok sen kazandın ... (suratına umut dolu bir gülümseme yerleştirip fısıldayarak devam etti ) başka bir adam olacağım, senin için,oğlumuz için ben artık başka bir adam olacağım"... anlını tekrar zeynebin alnına koydu, burnunu burnuna sürterek hasretiyle yandığı küçüğünün dudaklarına kavuşmadan önce. Gözlerini sımsıkı kapatarak öpmüştü Zeynebi ilk kez bu kadar teslim etmişti kendini, sadece benimsin diyordu adeta diliyle ağzını esir alarak, ben seninim... birbirlerini öptükçe kayboluyordu tüm ümitsizlikleri, ve renkler tekrar anlam kazanıyordu.Farid Farjad- Nefrin çalıyordu onlar birbirlerini öptükçe, kuşların sesleri duyulur olmuştu, dünya ise daha güzel bir yer... küçük çocukların savaş adı altında diktatörlerce katledilmedikleri bir yer.

"Artık bitti mi?" diye sordu Zeynep kendi sevinci ile sarmaladığı bir kıkırtı ile.

"Bitti, bitti sevgilim, artık sadece üçümüz varız" dedi Emir mutluluğun her tonunu gözlerinde yeşerterek, nihayet sevgisini kabullendiği kadının yanaklarını bir Cemal Süreyya şiirindeki öpücük hikayesini hatırlatırcasına ve dudağının değmediği teninin hatrı kalacakmışçasını öperek.

Zeymirin Sonunu Bir De Benden DinleyinWhere stories live. Discover now