2. TAYF

192K 15.5K 30K
                                    

Mazzy Star - Fade Into You

2. TAYF

*Tayf: Hayal. Gül. Gökkuşağı.

Zaman inatla akıyor, kalbim hâlâ atıyordu.

Parmaklarım okuduğum kitabın son sayfasında dolaştı. Harflerin üstünde turladım, kelimeleri hissettim, oluşan cümlenin içinde bir hayat yakaladım ve o hayatı avuçlayıp sıktım. Sanki tüm kitap karakterlerinin kanı parmak boğumlarımda akıyordu. Güneşin parlak ışığı küçük bir çubuk şeklinde içeri uzanıyordu; çubuğun etrafında uçuşan toz zerreciklerine bakarken, kitabın kapağını kapattım.

Dün gece yaşanılanları belli belirsiz, parça parça da olsa hatırlıyordum. Babam eve geldiğinde kıyameti kopartmış, annem onu sakinleştirmeye çalışmıştı ve ben odamdan çıkıp ona cevap bile vermemiştim. Bisikletimin yokluğunu fark etmemişti, fark etmesine de gerek yoktu. Kafamı geriye doğru attım ve yatağımın üzerine devrildim. Uzun saçlarım yatağın üstüne tıpkı bir ahtapotun kolları gibi uzanıp yayıldı. Ellerimi kaldırdım ve açık tenimin altında atan damarların çizdiği yolları izlemeye başladım. Kâküllerim alnımın yan tarafına kaymış, alnımı açıkta bırakmıştı. Tırnaklarımın arasına giren toprağı duş alırken temizlemiştim ama yine de o toprak kırıntılarının tırnaklarımın arasında benimle yaşıyor olması hoşuma gidiyordu.

Odamın kapısı tıklatıldığında ellerimi indirip karnımın üzerine yerleştirdim ve dudaklarımdan dökülecek herhangi bir komut beklenmeden odamın kapısı açıldı. Bakışlarım yavaşça kapıya doğru kaydı, annem oradaydı.

"Günaydın," dedi tatlı bir tebessüm eşliğinde.

Dudaklarımda tatsız bir tebessüm, yanaklarımın çarmıhına gerildi. "Günaydın," diye fısıldadım, doğrulup yatağın üzerine bağdaş kurarak otururken.

"Turuncu yakışmış," dedi çenesiyle üstümdeki turuncu geceliği işaret ederek. Askılı, etekleri fırfırlı olan turuncu geceliğime kayan gözlerim kısaca üstümdeki geceliği inceledikten hemen sonra tekrar anneme döndü. "Teşekkür ederim," diye fısıldadım.

Annemin sımsıkı topuz yaptığı saçlarını uzun zamandır salık halde görmüyordum. Diplerinden birkaç tel beyaz saçın da yaptığı topuzdan dolayı gerilerek belirginleştiğini gördüm. Babam yakında saçını boyaması gerektiğini ona hatırlatırdı kesin. Annem içeri girdikten sonra kapıyı sıkıca kapattı ve odamın ortasına doğru yürüdü. Hemen girişteki boy aynasına baktıktan sonra gözleri kitaplığımda ve odamın içinde turladı. "Ne kadar yaşam dolu bir oda," dedi nazik bir tavırla. "Senin bu huyunu her zaman sevmişimdir. Ne zaman odana girsem, huzurlu hissediyorum."

"Odamı seviyorum," diye fısıldadım; evet, odamı seviyordum. Sadece içinde olmak beni mutlu etmiyordu, hepsi buydu.

"Odan sana benziyor."

"Öyle mi düşünüyorsun?" diye sorduğumda bana dikkatle baktı.

"Hım?"

"Hiç."

Annem başını iki yana sallarken gözlerini yumdu; yüzünde hüzünlü bir ifade belirdi. "Bak Gülçehre, biliyorum," diye fısıldadığında, başımı iki yana salladım. "Anne yapma," dedim üstüne basarak. "Lütfen."

Annem yatağımın ucuna oturup, yüzündeki hüznü dindirmeden, "Bu hayat senin hayatın, biliyorum," dedi durgun bir sesle. "Akşam için çok üzgünüm ama onu biliyorsun."

"Senin suçun yok," dedim gülümseyerek.

"Hayatım onu çok sevdiğini biliyorum."

"O benim babam," dedim hızla. "Onu nasıl sevmem anne?"

GÜL KUYUSUWhere stories live. Discover now