2:"Sahil."

344 25 30
                                    

Sabah geç uyandığım için makyaj yapacak vaktim olmamıştı.Yüzüm idare ederdi ama ıslak yattığım saçlarımla cadıya benziyordum.Kısıtlı vakit beni bir seçim yapmaya zorluyordu;ya makyaj ya saç.Saçlarımı düzleştirmeyi tercih ettim.Üzerime askılı bir bluz ve kot pantolon geçirip aceleyle evden çıktım.Metro durağında beklemeye başladım ama hala tren yoktu ortalıkta.

Telefonuma bir mesaj geldi.

Leon: "Gunaydin! "

Gülümsedim.

"Günaydın!Nasılsın?"

Leon:" İyi!Okul gideyurum."

"Ben de okula gidiyorum!Metrodayım."

Leon:"See you."

"Okulda görüşürüz."

Tüm metro gevrek kokuyordu..Aç karnımın guruldayışıyla yüzümü ekşittim.Leon'a İzmir yiyeceklerini tanıtmalıydım.Beş durak sonra metrodan indim ve bir fırından boyoz ile gevrek aldım.Termosumda çay getirmiştim,Leon ile kampüste çimlerin üzerine çok güzel bir kahvaltı yapabilirdik.Tabii başka arkadaşlar da edinmiştim,Lale ve Ahenk gibi.Ama belki onlar bize katılmak istemezlerdi.

Elimde fırın poşetiyle okula gelmiştim,Leon da sınıfta oturuyordu.Defterine bir şeyler çiziyordu.Tam görememiş olsam da çiçek böcek çiziyordu.Ben de resim çizmeye bayılırdım!Yanına geçtim ve beni farkedene kadar ona seslenmek istemedim.Sanatçıydım ben de,sanatçıya saygım vardı,sanata olduğu gibi.Beni farkettiğinde yüzünde insanın içini ısıtan bir gülümseme oluştu.

"Sen ne zaman geldi?"

"Evet,seni rahatsız etmek istememiştim.Kahvaltı yaptın mı?"

"Kahvaltı ne?"

"Breakfast."

"Türk kahvaltı bilmiyorum."

"Türk kahvaltısı şehirden şehire değişir.Ama İzmire özel boyoz var.Simit bu.Her şehirde var ama sadece İzmirliler buna Gevrek der.Çay içilir kahvaltıda.İster misin?"

"Ben kahvaltı yapmıyorum bugün.Geç uyanmak."

"Ben de öyle.Haydi dışarı çıkıp çimlerin üzerinde yiyelim."

"Çimler guzel.Biz otururuz zaman,onlar kötü olur."

"E ama herkes öyle yapıyor."

"Onlar yapıyor için biz yapmak zorunda değiliz."

"İşte bir Türk ve Avrupalı'nın farkı." dedim gülerek.

O da güldü ve gevreklerimizi yemeye başladık.

"Sen bana dedi ki Türkçe sen bana yardim edersin?"

"Aa evet öyle demiştim değil mi?"

"Evet..Bana ders vereceksin değil mi?"

"Bu sanırım gramer hatasız kurduğun ilk cümle olabilir,çak !" dedim gülerek.

Elimi havaya kaldırdım.Ağzımda peynir ve gevreğin dişlerim tarafından öğütülmesinin verdiği hazın yanı sıra Leon elime çakmak için dokunduğunda içim titremişti.Sanki üşümüşüm gibi tüylerim diken diken olmuştu ama aslında terlemiştim bile.İçtiğim çay çok sıcaktı,hava da öyleydi.

"Kimin saye?"

Gözlerimi devirerek sırıttım.Gevreği sol elimle tutarken sağ elimle  yeni kestirdiğim saçlarımı savurdum.

"Yani.."

"Hilal.."

Yüzüne bön bön,anlamadığımı belirtircesine baktım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 07, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Agapi - HiLeonWhere stories live. Discover now