Bölüm 15

728 36 13
                                    

Bu yemek işi hiç İçime sinmemişti aslında fakat Mavişe olan o anlık sinirime karşılık kendimi tutamamıştım aptal beni ne diye bırakıp gidersin ki orada! Şimdi ise akşam çıkacağım yemek için hazırlanmaya başlamıştım dünden beri maviş yoktu ve ben kabul etmek istemesemde onu özlemiştim... Nisanın kafama bir kolye atmasıyla kendime geldim kıyafetlerin içinde kaybolmuştuk ikimiz de hala neden Bora için bu kadar hazırlandığımı anlamaya çalışıyordum en son karar kıldığımız elbise baya iyiydi ve söylemek gerekirse bana çok yakışmıştı rahatsızca kıpırdandım boranın beni böyle görmesini istemiyordum çünkü elbisenin mini eteği bacağımın iki karış üstünde kolları ise kalın askılı idi limon sarısı rengi ise bende bi hayli sevimli gözüküyordu koluma taktığımız zarif bileklik ince topuklu bir stiletto ve suratıma uyguladığımız aslında nisanın uyguladığı rimel  ince bi eyeliner  ve parlatıcı ile saçımı lüle lüle yapmış kabartmıştık ben şaşkınlıkla kendimi izlerken nisa kafama vurdu "kızım sende ne çok malzeme varmış be" demesiyle ikimiz de aynı anda kıkırdadık " o Zaman ben gideyim" dedikten sonra yanaklarından koca koca öpünce kafamı bi tokat daha yedim nisa bana bekle diyip şöylene şöylene içeri gidip Parlatıcıyı bana tekrar sürüp çantama koydu yemekten sonra tazelermişim onu tamam diye geçiştirdikten sonra sonunda çıkabilmiştim borayla buluşmaya karar verdiğimiz kampın güvenliğine yürümeye başladım yolda şükür kimseyle karşılaşmamıştım çünkü böyle giyinip Bora ile yemeğe gittiğim duyulursa Neler olacağı az çok tahmin edilebilir bişeydi vardığımda Bora beyaz Porsche siyle bekliyordu OHA! Bora bu kadar zengin mi koca koca açılmış gözlerimi gören bora güldü ve kapımı açıp beni bindirdi ben hala şaşkınlığımı atamamıştım ama bi Porsche de olduğum aklıma gelince heyecanlandım arabalara bayılırdım favorim Range Rover olsa da kim Porsche ye hayır derdi ki ben böyle düşünürken Bora bi restauranta kadar beni getirmişti içeri girince limon sarısı elbisemle ne kadar komik durduğumu gördüm hani bu filmler de pekin ördeği ile kırmızı tuvalet giymiş kadınları görürüz ya onlar canlı olarak karşımda idi garson bizi masaya yönlendirdiğinde hala çevreyi inceliyordum Kocaman yuvarlak masaların üstünde kırmızı Kocaman örtüler altın sarısı duvar işlemeleri Kocaman avizeler çevreye bakınca dedim ki "inşallah bi yemek için bi ev parası harcamayacağız" Bora yine gülünce " sen değil güzelim ben harcayacağım " Dedi " Bora hayır gidip daha makul bi restaurantta yiyebiliriz buna gerek yok" dedim " güzelim sus ve tadını çıkar " ama onun dediği ile pes ettim ve sadece bi daha gelemeyeceğim yerin tadını çıkarmaya başladım garson menüyü getirince hiçbirinin ismini söyleyemediğimi fark ettim " Bora benim yerime de sen sipariş et sana güveniyorum" dedim paçayı kurtarmak amacıyla ama Boranın gözleri parlayıp bana göz kırpınca sıvadığımı anladım Bora bişeyler zırvalayınca garson menüleri alıp gitti "çok güzel olmuşsunuz hanımefendi gözlerimi sizden  alamıyorum" demesiyle kızardım " siz de çok yakışıklı olmuşsunuz beyefendi gözlerimi sizden alamayacak gibiyim" deyince söylediğimiz sözlere ikimiz de güldük güzel bi akşamdı kampa geri döndüğümüz de kulübeme gitmeden önce yanağıma bi öpücük kondurdu kulübeye vardığımda kapımın önünde bekleyen bir mavişle karşılaşmayı beklemiyordum tabiki geldiğim an da kalkıp bana soğuk bi sesle " yemek güzel geçmiş heralde" diyip gıcık bi gülüş atmıştı Ne yapmaya çalıştığını anlamadım ta ki burnuma yükselen kokuya kadar içki kokusuydu galiba içmiş miydi? Neden? " içtin mi sen?" Deyince güldü " bardaki kadın çok zorladı Ne diyebilirdim ki" diyince " yarın çok pişman olacaksın mavi şimdi çekil önümden" diyip onu ittim içkili olduğu için başarabilmiştim sendeleyince tam kulübeme giriyordum ki olduğu yere yattı gözlerimi devirip kolundan tutup kaldırmaya çalıştım onun yardımıyla da kalktığımız da kolunu omzuma attım ve onun kulübesine yürüdük anahtarları cebinden bulup onu içeri götürdüm onu yatırırken odayı da inceleme fırsatına kavuşmuştum bi dakika bu oda 2 kişilikti ve Kocamandı bizim kulübeden onlarca kat güzeldi burada da egosunu konuşturan mavişin yatağı benim gibi pencere kenarı idi onu yatağına yatırırken beni kolumdan tutmasıyla dengemi kaybedip üzerine düşmüştüm kollarını bana dolayıp uyuyan mavişin kolları arasından kurtulma imkanım yoktu ama ben ona sinirliydim biraz ittirmeye çalıştım sonucunda başarısız olacağımı bilsem dahi sonuç olarak kolları arasında sıkışmış kalmıştım fırsattan istifade yarın hiçbir şeyi hatırlamayacağının güveniyle sarıldım ve uyuya kaldık...
Biliyorum çok geç diyeceksiniz ama kızmayın bana artık bölümler küçük aralıklar ile gelicek ❤️ seviyorum hepinizi

GÖKYÜZÜ Where stories live. Discover now