Biraz ısındığıma kanaat getirdikten sonra masama ilerledim. Bilgisayarımdaki otelin tasarımının taslaklarını yazdırdım. Daha sonra maillerimi kontrol etmeye devam ettim. Kapım tıklatılıp aralandı. Kahve kokusu burnuma dolunca çoktan Gemma olduğunu bilerek sırıtarak kapıya dönmüştüm ki James'i gören gözlerimdeki ışıltı söndü. Sırıtışımı sahte bir gülümsemeye çevirdim. "Resmen beni gördüğüne sevinmedin." dedi James dudaklarını sarkıtmaya çalışarak.
Hareketine kıkırdadım istemsizce. James insanları güldürmesini bilen birisiydi.  Ve onda en çok sevdiğim özellik kesinlikle buydu.

"Sadece şaşırdım seni Gemma sandım." gözleri muzip bir şekilde kısıldı. "Kupaları kapının önünde ondan zorla almış olabilirim." deyince bu sefer kahkaha attım. Bana eşlik edip beyaz teniyle uyumlu beyaz dişlerini göstererek güldü. Eğer Shakira hayatımda olmasaydı James kesinlikle diş macunu reklamları için aklıma gelen ilk isim olurdu.

Düşüncelerime gülüp sessizliği bozdum. "Hemen çıkalım mı ancak yetişiriz?" beni kafasıyla onayladı ve ayaklandı. Bende toparlandım.
Koridorda karşılaştığımız Gemmaya dua eder gibi "Teşekkürler Gemma" deyince koridorda tüm kahkaham inledi. Gemma kızararak kısık sesle birşeyler mırıldandı.
James etraftayken tüm kadınları çekim alanına alabilen erkeklerdendi. Ve sanırım Gemma ve diğer kızlarda bu kadınlardandı ki herkes kızarmış yanaklarla James'e bakıyordu. Bu durum beni tekrar güldürdü.

Aşağı inince yine onun hayran olduğum klasik arabasına bindik. Gürleyen motorla içimde tanıdık ama tanımlayamadığım bir his oluştu. 

İlerlerken artık yemekten bahsetmem gerektiğini düşünerek "Neymar bu akşam seni ve George'u bizim evde yemeğe davet ediyor." deyip bir çırpıda söyleyiverdim. James'in kaşları çatıldı. Şaşkınlıktan ayağını gazdan çekmiş olacak ki arabanın devri düştü ve yavaşladı. "Tabi ağabeyi ve Dia'da olacak." diye ekledim.

Birşey söylemesi için otuz saniye geçmesi gerekti. "Öğrendi demek" diye mırıldandı sadece. Kafamla onayladım. Bir anda tamamen negatif olmuş, suratı düşmüştü. Gözlerini yoldan ayırmıyordu. Normalde konuşurken mutlaka bir fırsat bulup gözlerime bakardı. "Yani öğrenmemesi imkansız internete resmimiz düşmüş." deyice kaşları daha çok çatıldı. "Kötü olmuş, çok kızdı mı?" sesi gerçekten samimi geliyordu ama böyle şeyler Neymar ile benim aramda kalmalıydı. Bunu sorması garipti "Yani ben söylemediğim için." deyip kısa kestim. "Herneyse şimdi sizinle tanışmak istiyor. Seni tanıyor ama o sayılmaz." kafasıyla onayladı. Gaza biraz yüklenip vites attı ve arabayı hızlandırdı. "Tamam babam ile akşam orda oluruz."

🔽 🔽 🔽  🔽   🔽  🔽

Dia yemek işini son anda haber verdiğim için biraz kızmıştı. Ama ağabeyim buna sevinmişti. Son anda haber vermeme değil, yemek işine. 

Eğer bunu biz yapmasaydık onların davet edeceğini söyledi. Yani Junior'a teşekkür borçluydum.

Otelden dönünce şirkette oyalanmadan eve geldim ve hazırlıklara yardımcı olmaya çalıştım. Sadece çalıştım. Mare beni mutfağa sokmamıştı. Koltukta tembellik yapan Junior'ın bacağını sıktım. "Aahh! Onunla para kazanıyorum ben!" çıkışıp bacağını ovuşturdu. "Kalk yardım ette sofrayı bari kuralım. Hem daha gidip giyineceğiz Junior." bu sefer televizyonun önüne geçerek iletişim kurmaya çalıştım. Omuz silken Junior pis bir bakış attım. "Hem yemek diye tutturdun hem de yardım etmiyorsun." gözleri sonunda bana ulaşınca yanaklarını şişirdi. O dudakları büzüldüğünden o kadar öpülesi duruyordu ki..

Ellerimi kavrayan parmaklarıyla destek alıp ayağa kalktı ve onu yemek masasına sürüklememe izin verdi. Yerimde sekerek siyah mat bir masa örtüsü alıp ucunu Neymar'a uzattım. Uzun dikdörtgen masanın diğer tarafına geçip sermeme yardım etti.

PUZZLE  (Neymar Jr)Where stories live. Discover now