Unutulan Yaşam

Bölüm 12

"litrusa şimdi gitsem olur mu?" "olmaz kesinlikle yarın gideceksin" "tamam son bir sorum var" "nedir" "sen neden bana aşıksın" "hatırlarsın aslında daha 7 yaşındaydın. O gün doğum günün vardı.Ben ise zentopia dan kaçtım . Çünkü babam kaleden çıkmama izin vermiyordu.Bende bir gün kaçtım bir uçan atla uçarken litrusta şenlik olduğunu gördüm bu şenliğin amacı nedir dediğimde litrus prensinin yaşgünü partisi olduğu için dediklerinde bende bir tane hediye vermeliyim diye düşünürken dükkanın birinde çok güzel bir kolye gördüm. O kolyeyi alıp hediye yaptırdıktan sonra sarayın salonuna giderek bende sana hediyemi verdim. Sonra ki gün ise seni tekrar görmüştüm sen çiftlikte at binmeyi öğreniyor dun. Senin yanına doğru giderken bir gurup adam görünce, senden iyi köle olur demeye başladılar ve ellerimden tutup götürüyorlardı ki o sıra çiftlikten koşarak geldin ve adamların hepsini bir güzel dövdün ve o anda sana aşık oldum. Sonraki günlerde senle oynamaya başladık tabi ki de o kızda vardı.Sen hep o kızla ilgileniyordun. Bir gün ise annem ve babam saraydan kaçtığımı gördü ve ondan sonra ev hapsi yaşadım ve seni hiç göremedim." "demek olay buydu ve o kolyeyi hiç gördün mü" "yok sana aldığım halde hiç takarken görmedim." "aslında o kolyeyi senin verdiğini biliyordum sen o kolyeyi verdiğin zamandan beridir boynumda.Bak istersen"tişörtümü biraz aşağı ettim ve kolyeyi gösterdim "gerçektende takıyorsunda ama niye" "çünkü sen benim arkadaşımsında ondan" "zaten arkadaştanda öteye gidemedim." "sana son bir sorum var" "deminde sondu ama neyse sor bakalım" "ne karşılığında beni özgür bırakabilirsin" "karanlık kalbi getirirsen olur" "o ne ki" "sizin kalenin içinde bir yerde saklı " "onu sormadım ne işe yarar" "o bir bileklik sahibini istediği şeye dönüştürür" "hım tamam o zaman sana 3 gün sonra geldiğim zaman sana verip buradan tamamen ayrılacağım" -yunonun içinden konuşması-(getir getirde onu o zaman burdan asla ayrılamayacaksın o bileklik insanı kötü yapar.Öyle olunca sen burada sonsuza dek kalacaksın) "o zaman gel yemek yemeye gidelim ateş" "tamam olur" odadan çıkıp yemek yemeye gittik.Sonra ayrı odalarda uyumaya gittik.Uyandığımda üstümü değiştirip odadan çıktım.Yunonun yanına gittim "ben gidiyorum" "nasıl gideceksin" "ışınlanarak tabi" "o büyüyüdemi kopyaladın" "evet her neyse baybay" eve ışınlandım yani hayal ettim ve odamdaydım ama odamda  sanki kasırga olmuş gibi her şey bir yerlere uçmuş.Hemen hizmetçileri çağrayım da temizlesinler diye düşündüm ve kapıya doğru giderken ağlama sesleri duydum ve kısık sesle konuşma sesleri "yine bıraktın beni ateş hani söz vermiştin bir daha bırakmıyacaktın. keşke bir şansım olsa da seninle birlikte olabilsem." ağlaması daha da artı ve dolapa yaklaşıp kapağını açıp "sözünden kim dönmüş seni bırakmicam dedim ve hiç bir şekilde bırakmicam" dedikten sonra bana döndü ve üstüme atladı." yere düşürdü beni "niye bu kadar çok beklettin beni" "üzgünüm yuno salmadı" "yuno yoksa" "evet küçükken birlikte oynadığımız kız" "sen kraliçenin yanından nasıl kurtuldun" "yuno kraliçenin ta kendisi" "neyse boş ver onları artık güvendesinya gerisi boş" "aslında sadece 3 gün kalabilirim.Seni kurtarmak için kraliçeyle antlaşma yaptık 3 gün burada 9 gün zentopiada kalacağım bundan sonra" "ama ama ama niye" "sözümü tutmalıyım ama bir bileklik götürürsem ona sözümü unutacağını söyledi" "ne bilekliği" "adı karanlık kalp" "ne olduğunu biliyormusun onun, o büyü gücünü bin kat arttıran bir bileklik" "olsun yinede götüreceğim, sen şimdi onu düşünme herkes nerede" "herkes salonda seni öldü biliyorlar" "evet ölüyüm gıdı gıdı" ericayı gıdıklamaya başladım."sana bir şey sorabilirmiyim gıdı gıdı" "hahaha yeter dur yoksa öperim bak" "tamam ama bir şeyi unuttum"