Koma ünitesine girince yavaşladılar.Doktor, o sırada Sevgi'nin, bulunduğu odadan çıkıyordu.Mikael ve Sultan hanımın,yanına gelerek her ikisini de selamlamıştı.

"Bu küçük yakışıklı da kimmiş?"

diyerek Ateş'in, yanağından makas almıştı. Ateş, doktoru görmenin verdiği korkuyla babasının, arkasına gizlenmişti.

Mikael, oğlunu kucağına alıp
"Bu yakışıklı çocuk benim oğlum Ateş, doktor bey."

"MaşallAllah , benden korktun mu sen?"

Ateş, yüzünü babasının göğsüne bastırmıştı.

Sonra ağlamaklı bir ses ile

"Annem, senden, kokuyo.  O yüzden uyanmıyo" deyince Doktor gülerek

"Ben,anneni, iyileştirmek için burdayım. Ona zarar vermiyorum.
Ona, çok iyi bakıyorum burada.
Yoksa annen, burda kalmak ister miydi sence, kaçardı dimi kötü olsaydım!"

Ateş, doktorun söylediklerinden sonra doktora bakıp, onu bir süre süzmüştü. Sonra cesaret edip;

"Neden uyuyo ve konuşmuyo o zaman "

Doktor, şaşkınlıkla Mikael ve Sultan hanıma, bakmıştı.
Ne diyeceğini oda şaşırmıştı.
Çocuğun anlayacağı dilden konuşmayı deneyip;

"Annen, çok yorulmuş. O yüzden uyuyarak dinleniyor"

Doktor, durup Ateş'in, tavrını süzdü.Ne anladığını merak ederek.

Ateş, bir süre düşündükten sonra;

"Kardeşleyim yüzünden, gece hep ağlıyolaydı. Annem de, onlaya bakayken çok yoyuluyodu."

Doktor, tebessüm ederek cevap vermemişti.
Yok da diyememişti.

"Hadi gel baban ile gir içeriye,  anneni gör" Ateş gülerek"Tamam" diyerek içeri girmişlerdi.

Doktor, "Fazla uzun sürmesin" diyerek ordan uzaklaşmıştı.
Mikael, oğluyla yavaşça içeri girip;

"Korkma oğlum! Annen senden sonra daha iyi olacak. Onu en kısa zamanda burdan çıkarıp evimize götüreceğiz!"

Ateş, bir süre kapıda durup annesini izledi yaşlı gözlerle.  Hıçkırarak babasına doğru koşmuştu. Ağlamamak için verdiği sözü Annesini görünce unutmuştu.
Mikael, bunun iyi fikir olmadığını düşünürken Ateş, verdiği sözü hatırlayarak ıslak gözlerini babasına dikti.

"Annemi cok özledim baba. Onu görünce cok mutlu oldum. Dayanamadım  Annem beni duyuyor  ve  görüyor baba!"  diyerek annesine doğru ilerlemişti.

Mikael, şaşkın şaşkın oğlunun dediklerini ve hareketlerini izlerken
Ateş, ayakta annesinin yanında  durup, annesinin ellerini tutup dudaklarına götürüp öpmüştü.
Kafasını annesinin göğsüne koyup
Büyüdüğü kanıtlamak ister gibi;

"Anne uyan aytık lütfen. Seni cok özledim. Kaydeşleyim seni çok üzüyoy biliyorum ama ben seni yanımda istiyoyum. Neden bizi bıyaktın. Sana cok kızmıştım ama aytık Kızmıyoyum. Bu ağzındaki hortumlar  canını yakmıyoy mu anne? Uyan anne ben sana da kaydeşleyime de  bakayım . "

"Anneee"

****
Neden sesimi duyuramıyorum!
Neden kimse beni duymuyor?
Halbu ki etrafımda durup konuşanları hissediyorum.
Kendimi çok güçsüz ve bitkin hissediyorum!

Her gün duymaya alıştığım Ses'e;

"Ben burdayım... Neden, diyemiyorum?"

Hâlâ sebebini çözemediğim bir korku var içimde. Kalbimin üstüne, taş oturmuş gibiyim, ama neden?
Gözlerimi açıp " Ben burdayım " demek istiyorum fakat, buna gücüm yok.

Ses kulaklarımı okşamaya devam ediyordu. Ses kalbime akıyor , buna karşılık bir tepki vermek istiyor fakat, bunu yapacakken
Bir anda içimdeki, yenemedigim korku bütün benliğimi eline alıp, bunu yapmama mâni oluyordu.

Ben bunları hissederken, başka bir ses daha kulağımı okşamaya başlamıştı.

Ve bu Ses , kulağımı okşarken, hayalimi saran karanlık bir anda yok olmuş, yerini aydınlığa bırakmıştı.
Aydınlığın içinden ilerleyen minik bir yüz tatlı bir erkek çocuğunu görüyordum...

Haykırmak istedim...

Sonra bunun da bir rüyadan ibaret olma düşüncesi aklıma gelince bitkin olan vücudum, bu yenilgiye malup olmaya dünden hazır olduğunu gösterirken,

O sıcak , tatlı Ses, kulağımı deliyordu sözleri ile;

" Anne, Uyan artık lütfen! Seni çok özledim " diyordu.

Bu kelimeler kalbimin, bam teline bıçak gibi darbeler indiriyordu.
Kalbimin eridiğini hissettim.
Minik eller , tatlı dokunuşlarını ellerimde ve saçlarımda gezdiriyordu.
Tatlı dokunuşlar, içimde kalan korkuları bir bir siliyordu.

Bütün hayatım...yaşadıklarım, başımın içinde oynamaya başlamıştı. Minik ellerin dokunuşu ile canıma can geldiğini hissediyordum.

Birden bire heyecandan atan kalbim, biranda ritmini deli moduna almıştı.
Deli gibi çarpıyordu ve bu kadarı beni oldukça korkutmaya yetmişti.
Karanlığa doğru sürüklendiğimi sanıyordum.
2 ışık hüzmesi belirdi... Biri zifiri karanlık, diğeri ise aydınlık.. Ellerini  uzatmış beni bekleyen insanlar  karşımda duruyordu....

****

Bu bölüm diğerlerine oran ile çok az oldu ne yazık ki.

Son demler ....

Güzel bir Son ile kitabıma noktayı koymayı düşünüyorum.

Kötü sonlardan hiç bir zaman hâz duymamışımdır.

O yüzden çok acılar çeken 2 aşığımızın sonunu güzel bitirmeyi istiyorum!

Umarım bölüm hoşunuza gider.

Uzun bir bölüm ile bir daha ki sefere  görüşmek üzere...

Hayırlı Ramazanlar dilerim!

****

Bugün yayınladığım.. 1.5 yıl önce yazmış olduğum" Tanrıçaların isyanı" adlı kısa, Fantastik hikayeme bakarsanız mutlu olurum ..

Saygılarımla
Ela-Gunes
😘😍

Aşk ve Gurur (Amzeni) Tamamlanmış HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin