🍀11.BÖLÜM🍀

25 1 0
                                    

Multimedya:Güney

1 haftadır buradaydım. Artık planı uygulamaya geçmiştik. Hastane koridorunda hızlıca koşmaya başladık. Ayfer Teyze anahtarları getirip kapıyı açmaya çalışıyordu. Kapıyı açtığında Güney hemen uzaklaştı. Tam ben de kaçacakken görevliler beni ve Ayfer Teyze'yi yakaladılar. Güney neden bizi sattı? Tekrar bir kazık yemenin tadıyla tekrar hapsime tıkadılar. Ayfer Teyze kesin işten atılacaktı. Anladım ki burdan kaçış kolay değil. Ayla ne yapıyor acaba? Beni merak ettiler mi? Düşüncerimle beraber sabaha kadar bekledim. Uykusuzluğum göz altı morluklarına sebep olmuştu. Aynaya bakınca saçlarımın durumunun da kötü olduğunu gördüm. Daha sonra gidip tekrar yerime oturdum. Zaman geçtikçe aklımı yitirmeye başlıyordum.

Biraz zaman geçtikten sonra hastaları tekrar toplamak için bir görevli geldi. "Ayfer Teyze nerede?"  Bana aşağılayıcı bir bakış attı. "Cehennemin dibinde Allah'ın delisi!" dedikten sonra saçımı çekmeye başladı. Sinirlendikten sonra boşluğuna bir yumruk attım. Boşlayınca tekme attım. Kısa süre sonra bayılttım. Anahtarları alıp kaçtım. Labirent gibi hastanede dolanıp çıkış kapısını buldum. Koşarak oradan uzaklaştım. Güneşin sıcaklığını hissedince bir huzur geldi. Hastane dağ başındaydı. Koşarak inmeye çalıştım. Bir araba görünce önüne atladım. Dikkatli bir şekilde bakınca bunun Ece olduğunu anladım. İntikamım kısa sürecekmiş. Belli oldu. Arabanın kapısını açıp onu bayılttım. Bu sıralar herkesi bayıltıyorum. Daha sonra onun temiz kıyafetlerini giyip kendi kirli kıyafetlerimi ona giydirdim. Saçlarımı düzelttim. Onu zar zor yan koltuğa geçirdim. Araba sürmeyeli uzun süre oluyordu ama yapabilirdim. Tekrar hastaneye gittim. "Merhaba! Bu hasta size ait galiba. Yolda baygın bir hâlde buldum." "Aaa evet Ece Hanım. Bu size benzeyen deli." dedi ve itici bir kahkaha attı. Arabaya geri gidip kendi kimliğimi verdim. Onun kimliğini şimdilik kullanabilirdim. Görevliye dönüp "Ayfer Hanım burada mı?" diye sordum. Başıyla onaylayıp gitti. Bir müddet sonra Ayfer Teyze geldi. Ona benim yerime Ece'yi getirdiğini söyledim. Bana sarıldı. Birbirimize telefon numaralarımızı verdik. Vedalaştıktan sonra yola çıktım. Yolu navigasyon sayesinde buldum.

Eve gidince gördüğüm manzara karşısında duygulandım.Yankı ile Ayla birbirlerine sarılmışlardı. Ayla ağlayarak bir şeyler söylüyordu. Ama önce Poyraz'a hesap sormalıydım. Hemen Poyraz'ın evine gittim. Bana baktı. Beni büyük ihtimalle Ece zannediyordu. "Seni lanet. Hala bana Yağmur'un nerede olduğunu söylemedin. Nerede o?"  Çok sinirliydi. "Karşında!" dedim. "Beni kandırmadığını nerden bilebilirim?" diye sordu. "Sana bir anımızı anlatabilirim. Hatta daha fazlasını." dedim. "Anlat o zaman!"  Derin bir nefes aldım. "Benim ilk öpücüğümü aldığında sinirlenip giderken sarhoş adamlar saldırmaya çalışmıştı. Ben kendimi savunmayı başarmıştım. Sen gelince yanlışlıkla sana da vurmuştum. Bir tane daha anlatayım. Sen de kalırken Ayla'nın taklidini yapıp beni uyandırmaya çalışırken videomu çekmiştin." dedim. Sıkıca sarıldı. "Sen buradasın." dedi. "Üzgünüm ama her şey eskisi kadar kolay değil. Ben değiştim. Ben sizin yüzünüzden akli dengemi yitirmediğim hâlde akıl hastanesine kapatıldım. Bu arada Ece'yi merak ederseniz yerime onu tıktım." dedim. İçime attığım göz yaşlarımı bıraktım. Eve gittim. Az önce camdan gördüğüm Ayla ve Yankı'ya şimdi sıkıca sarılabilirdim. Kapıyı çaldım. Kapıyı Ayla açtı. Hem üstüme atladı. "Yağmur sonunda geldin. Nerelerdeydin deli kız?"  Bana "deli" derken kötü bir şey demek istememişti. Yine de o kelime bana akıl hastanesini hatırlatıyordu. Birden çığlık atarak ağlamaya başladım. Şok olmuştu. Yankı seslere gelmişti. Ağladığımı görünce soru sormadı. Telefonuyla birilerini aradı. "Ne olur akıl hastanesini arama! Yalvarırım. Orada haksız yere kaldım. Lütfen." Ayla saçlarımı okşadı. Neden böyle davrandığımı anlamış olmalıydı. Yankı "Ben hastaneyi aramadım. Lütfen sakinleş. Seni kırmak istemedim. Beni affet." dedi. Poyraz'da böyle özür dilese ne vardı? Sonuçta Ece her şeyi açıklarken beni tek başıma bırakıp gitmemeliydi.

Akşam olduğunda biraz daha toparlamıştım. Yine de eskisi gibi olduğum söylenemezdi. Poyraz görüşmek istediğini söyleyince reddettim. Birden odamın camına taş atıldı. Camı açınca taş alnıma geldi. Aşağıda Güney'i gördüm. Bana "Yemin ederim seni kurtarmaya geri gelecektim. Ama sen zaten kurtulmuşsun. Ayfer Teyze bile seni  kurtarmaya gelmek istediğimi biliyor. İnanmazsan diye eşyalarını bile getirdim. Seni hastaneye getirirlerken düşürmüşsün. Bu arada bu şehirden gidiyorum. Sana son kez sarılmama izin verir misin?"  Pencereyi kapatıp aşağıya indim. Bu sırada Güney arkasını dönmüş,gidiyordu. Ona seslendim "Son kez sarılamak yok mu?" 

Güney'i belki hayatım boyunca göremeyecektim ama gitmeden önce numarasını alabilmeyi akıl etseydim daha iyi olurdu. Bu sırada odamın kapısı çalındı. Gelen Ayla'ydı. Yere bakarak "Senden özür dilerim.Ben senin tatile çıkacağını düşünmüştüm. Çünkü sen sandığım Ece tatile gideceğini söylemişti. O yüzden öyle dedim. Bir daha o kelimeyi ağzıma almayacağıma söz veriyorum." dedi.

SAHTE MANKENWhere stories live. Discover now