Bölüm 6

1.3K 87 8
                                    

Aybars'ın Ağzından Devam

Okuduklarım kafamı karıştırmıştı. Aşk acısı diye tahmin etsem de bu kadarını düşünememiştim. İlk sayfayı açtım. Kağıttaki dağılmış mürekkep yazarken ağladığını gösteriyordu. Herkes gibi benimde yitirdiklerim olmuştu. Sevdiğim insanları toprağa vermiştim ama gözlerimin önünde sevgilimi kaybetmemiştim. Çekmek isteyeceğim bir acı değildi. Zira benim fazlasıyla derdim vardı. Aklımdaki düşünceleri bir kenara bıraktım ve okumaya başladım.

" 8 Mart 2015. Bugünde ağlıyorum. Kimse beni anlamadı. Herkesin ağzında aynı laf vardı; 'O çocuktan sana hayır gelmezdi.' Kimse acımı paylaşmak istemiyor. Yeni anlıyorum insanlar bencil varlıklar, derdini paylaşmazlar ama ölç diye tartı verirler. Kendi yaralarımı kendim sarmaya çalışıyorum. Kimse sevdiğinin ölümünü görmek ne demek bilmez. Ayağımdaki alçıyı çıkardılar, kaburgalarım sızlamaya devam ediyor, kolumdaki kırığın iyileşmesi iki haftayı bulur diyor doktorlar. Kalbimdeki kırıkla ilgilenen yok tabi. Çok yalnız hissediyorum. Sensiz olmuyormuş sevgilim. Gözlerin gökyüzümü de götürdü beraber.

Ayağım iyileşince okula git dedi annemler. Halimi hiç fark etmiyorlar. Ben biliyorum ama. Ölüye benziyorum. Evvelki gün gözüm aynadaki yansımama kayınca öylece kaldım. Hiç benzemiyordu bana inan. Gözlerim kan çanağına dönmüş, bu satırları yazmak bile ağlama sebebim. Yanaklarım içine çökmüş ve dudaklarım kuruyup çatlamış. Umursamayı bıraktım. Kız kardeşimi biliyorsun zaten, acımla dalga geçmek en büyük eğlencesi oldu. Bu yüzden kendimi odama kapattım. Abim öldüğün için çok mutlu. Serseri diyor sana. Ve kurtulduk...

Beni bir tek sen mutlu ediyordun, mutluluğumu kaybetmem umurlarında bile değil. Muhtemelen okulda olduğumu düşünüyorlardır. Oysa ben senin mezarının başındayım. Geç kaldığımı biliyorum. Babam cenazeye o halde gidemeyeceğimi söylediğinde ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Yalvardım, sadece seni o mezara koyarlarken görebildim. Bakmaya gücüm yoktu. Üzerine toprak attılar ya hani işte ruhumda o toprağın altında ezildi. Gelemedim sonra mezarına.

Yağmurların yağmasına dayanamıyorum. Islanırsın da hasta olursun. Ölümünü kabullenmek istemiyorum, bu o kadar kolay değil. Yağmurdan sonra mis gibi kokar ya toprak. Sevdiklerimizi aldığı için mi bu kadar güzel kokusu?

Neyse boş ver. Konuşacak kimsem olmadığından ben de yazmaya karar verdim. Bunu okuduğum bir romanda görmüştüm; dertlerini yazdıktan sonra onu gemi yapıyorlardı, sonra o gemiyi yakıp denize koyuyorlardı. Ben yazdıklarımı yakmayacağım. Seni anlattığım kağıtlar acı dolu da olsa yakmaya elim varmaz. Kızmıyorum sana, kızamam da zaten. Yakışıklı prensim. Beni sevdiğini biliyorum. Beni hayatta tutan tek şey senin sevgin. Sana inanıyorum sevgilim."

Elimi saçlarımın arasından geçirdim. Kolay değilmiş yaşadığı şeyler. Tek başına altından kalkması gereken ağır bir yük vardı sonuçta. Bu defa parmaklarımla hızla geçtim sayfaları. En sonda durdum. Bu sayfa diğerleri gibi değildi. Özensiz, yarım yamalak el yazısıyla yazılmış kısa bir yazıydı. Diğer sayfalar boş bırakılmıştı.

"2 Temmuz 2017. Saat akşam sekiz. Pazartesi günündeyiz. Acımı unutmak için çabaladıkça bu satırlar çıktı karşıma. Lanet bir defteri el üstünde tutmak hiç hoşuma gitmiyor. Defalarca yırtıp atmak istesem de, yakmaya çalışsam da tüm çabalarım boşa çıkıyordu. Aklım başıma geldi. Yoluma çıkan her engeli yok edeceğim. Resim çizmeye yeniden başladım. İçimdeki boşluğu resmediyorum artık. Sensizliği resmetmeye yeteneğim yok. Ağlamayı aylar önce bıraktım. Söylemiştim bunu zaten. Kendi huzurumu yaratma peşindeyim.

Defterim ezberlenmiş sözlerden sıkıldı bu ara. Sayfalarca çizdim seni. Ellerimde geçmişin enkazına inat devam ettirmekte sarsıntılarını. Vicdansız gittin diye evde ne ses var bugün ne seda. Hiç kimse anlamadı beni be bari sen anlasaydın şu halimi. Sensiz anlam bile kalmadı güneşin doğuşunda. Pencerem ıslak bugün be en az yüreğim kadar. Kirpiklerim titrerdi kalbe her doluşunda, tutmadı dileklerimiz sevgilim. İçten içe ürperiyorum resimlerine bakarken gözlerin konuşunca. Gitme demiştin ya yerimdeyim hala ben. Hayatım mantık oyunu tüm manamsa sen. Kalp damarlarımda bitmeyen bu ağrılar, nemli topraklar seni benden aldılar. Ben aşkı ellerimle gömdüm iki sene önce. Verdiğin güller penceremin önünde.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 31, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HezarenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin