"Mesela?" dedim sessizce.

Başını hafifçe eğip gözlerini dudaklarıma kaydırdı. "Seni öperim."

Yuh. Yani çüş. Ya da oha. Hadi lan oradan.

Bir şey söylemeden gözlerini bakmaya devam ettim. Kalbim ağzımda atıyordu. Mustafa tepkisiz kaldığımı fırsat bilip üzerime daha çok eğilmeye başladı. Saçları yüzüme değerken kalbimin içinde ince bir sızı kan basıncımı bozguna uğrattı.

Gözlerimi kapattım ve sadece onun nefesini duydum. İlk kez kalbim bu kadar fazla ve düzensiz atıyordu. Mustafa'nın çenemi kavradığında saçları burnumun üzerine dokundu.

Aha yaklaştı. Kaynadı kavurdu, kaynadı kavurdu.

Derin bir nefes aldım ve sinsi bir gülüşle hızla elimdeki fırçayı Mustafa'nın yanağına sürdüm.

Mustafa şok olmuş bir biçimde geri çekilirken eli yanağına gitti. "Lan ne yapıyorsun?"

"Neler yapacağımı bilmek ister misin?" dedim dudaklarımı kıvırarak. Mustafa yüzünde ki boyaya dokundu ve eline bulaşan boyayla yüzüme dokundu.

Hızla geri çekildim. "Pislik misin?"

"Sen değil misin?" dedi keyifle. "Ya of," dedim yüzümde ki boyayı çıkartmaya çalışarak. "Ne ya of?"

Mustafa'yı duymamazlıktan gelip çantamda ki ıslak mendile ulaşıp yüzümü silmeye başladım. Mustafa'ya kızgın bakışlar atarken bana gülmemek için kendimi zor tutan bir ifadeyle karşılık verdi.

"Ne oldu?" dedim hayretle.

"Galiba daha büyük bir sorun var?"

"Neymiş?"

"Sırtın," dediği anda duvardaki silik boyadan anlamıştım. Kafamı omzumun arkasına atarak bakmaya çalışırken dişlerimi sıktım. "Allah belanı vermesin ya."

"Benim mi?"

"Ebenin."

"Ebem umarım mezarında rahattır," dedi sakince. Omuzlarımı düşürerek Mustafa döndüm. "Ne yapacağım ben, başka kıyafetim yok. Eve bu şekilde gidemem."

"Gel," dedi bana bakarak. "Anlamadım?" dedim hayretle. "Gel sen," dedi tekrar ve okula yürümeye başladı. Çantamı elime aldım ve hızlı adımlarla onu takip etmeye başladım. Zemin kattaki spor salonunun tuvaletine girdiğimizde kapıyı kilitledi ve ne olduğunu anlamadan üzerindeki siyah tişörtü çıkarttı.

Hızla arkamı dönüp gözlerimi kapattım. "Tövbe estağfurullah, lan ne yapıyorsun sen?"

"Sana giyecek veriyorum," dedi gülerek. Gözlerimi sımsıkı kapatırken utançla dişlerimi sıktım. "Ben senden giyecek mi istedim?"

"Bir nevi."

Dudaklarımı kemirmeye başladım. "Çıkarttın mı, ya da giyindin mi?" deyip yüzümü ekşittim. "Şeylerin meydanda değil, değil mi?"

Yaz kızım, Nida Azur yüz kızartıcı suç işlemek nedeniyle bir daha hiçbir kaslı erkeğe bakmama cezası aldı.

"Neylerim?" dedi bir hayli keyifle. Buldun tabi zamanını çıkar keyfini Mustafa Bey.

"Tulumbaların."

"Baklava diyecektin galiba, dilin sürçtü."

"Baklava sevmem," deyiverdim. Bu arada gözlerimi hâlâ kapalı arkam dönük. "Ya giyin hadi aile var burada be."

"Yok yavrum, aile olmamıza daha çok var."

İstemsizce gülümsedim ve hemen toparladım. "Bak sinirleniyorum ama."

"Bana hava hoş," dedi.

"Giyindin değil mi sen, bu kadar çok konuştuğuna göre?"

"Dönebilirsin, daha fazla sapık muamelesi görmek istemiyorum," dediğinde derin bir nefes alıp gözlerimi açarak arkamı döndüm.

Üzerinde basketbol forması vardı. Elindeki siyah tişörtü bana uzatırken, "Al giy hadi," dedi.

Güçlükle bana uzattığı tişörtü kavradım. "Olmadı ama böyle."

Güldü. "Eve gidip kayınvalideme bir ton açıklama yapmanı istemem."

Güldüm ve daha fazla beklemeden yan tarafta ki kabine girip hızla giyindim. Parfümü anında burnuma nüfuz ederken, "Çok güzel kokuyor parfümün," diye itiraf ettim.

"Kokum üzerine sinsin, ileride nasılsa silemeyeceksin," dedi.

Bu sözü yüzümde manasız bir tebessüme yol açarken tişörtün kollarını kıvırıp lekeli gömleğimi katladım ve çantamın içine attım. Kabinin içinden çıktığımda Mustafa beni kısa bir süre süzdü. Aynanın karşısına geçip kıkırdadım.

"Çok komik görünmüyor muyum sence?"

Mustafa bana sabit bakışlarını yöneltirken iç çekti. "Çok güzel görünüyorsun, sanırım sana âşık olmam tesadüf değil," deyip hemen yanıma geldi. Yutkundum ve başımı biraz kaldırarak mavi gözlerini hedef aldığımda dudaklarını araladı.

"Ve sanırım sana olan âşkımın bir sınırı yok."

Ve sanırım sana olan hoşlaşma evrem, aşklaşma evresine dönüyor Mustafa Alp Levendoğlu.

SEVİLİYORSUNUZ ❤ ❤

ÇEVRİMİÇİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin