DG -19. Bölüm - Part/2: BİZ EVLİYİZ OĞLUM

Comincia dall'inizio
                                    

"Beğenmediysen kanal değiştirseydin. Neden kapattın ki?" Huysuzlukla söylenen kadın başına geleceklerin kokusunu almış gibi huzursuzdu.

"Konuşmamız gerekiyor Asude. Sabahtan beri kaçtın ama artık bu konuya bir açıklık getirelim."

"Hangi konuya?" Bilmiyormuş gibi yaparak kendisini akıllı sanıyordu ama yanılıyordu.

"Bir sorun mu var? Bir şey mi yaptım sana karşı? Seni kıracak bir şey mi söyledim? Canını mı yaktım?" Devrim hatayı yine kendisinde arıyordu. Bedeni gibi ruhu da kaba olabilirdi. İnsanlık hali diye düşündü. Belki ağzından hiç olmadık bir söz çıkmıştı, hareketlerine dikkat etmemiş olabilirdi. Her şeyi kendisine çekiyordu da Asude'nin hatalı olabileceğini düşünmek istemiyordu. Onun soğukluğu diyemiyordu. Beni sevmiyorsun, sevmek istemiyorsun diyemiyordu.

"Bu da nereden çıktı Devrim? Ne sorun olacak ki?"

"Kaç gündür sanki bu evde yaşamıyor da evin yardımcısı gibi davranıyorsun. Benimle muhatap olmuyor, zor durumda kalmayınca yüzüme bakmıyorsun..."

"Alakası yok. Sana öyle gelmiş. Senin sakatlanman, misafirler, ikramlıklar derken kendimi baya kaptırmışım." Asude toparlamaya çalışıyordu. Haksızlık yaptığını kabul ediyordu. Adamın hatayı kendisinde araması bile haksızlık yaptığının göstergesiydi.

"Bana öyle gelmedi. Sorun ne Asude? Neden bana karşı bu kadar soğuksun? Hatam neyse söyle bileyim. Ne istiyorsan söyleyebilirsin, sorunumuzu birlikte halledelim," oturduğu koltuktan kalkıp karısının yanına geçti. Ellerini birleştirdiğinde sıcacık bir bakış kadının içini ısıtmak için yeter gibi gelmişti.

"Sana sorun yok diyorum Devrim anlamıyor musun? İlla ki sorun olması mı lazım? Her insanın bir eşref, bir de eşek saati olur. Her zaman güleceğim, seninle uğraşacağım diye bir şey yok. Görende daha önce ballı lokmaydık şimdi acılı çiğ köfte olduk sanır. Benim de kendime göre sorunlarım var neden kendine bağlıyorsun," ses tonu yükselince Devrim gerildi. Az önce konuşurken sakin davranmaya özen göstermişti ama sinirleri iyiden iyiye yükselişe geçmişti. Elleri titremeye başladığında içinden kendisine telkinler vermeye başladı.

"Sana baktığım gibi değil sadece gözünün ucu ile baksan bana kırk gün bayram yapacak adamım ben. Bilmiyorum nerde yanlış yaptım? Erken mi kapıldım sana? Fazla mı iyi davrandım? Biz evlendik farkındasın değil mi? İyi günde kötü günde diye söz verdik. Derdine derman olamayacaksam ben neden varım?" Asude cevap vermeye niyetli değil gibi görünüyordu.

Bakışları kocasından yere kaydığında Devrim nefesini bıraktı aralarına. Sessizlik idam sehpası olmuş, kesişmeyen bakışlar urgan olmuştu aralarında. Daha fazla üstelemedi adam. Sehpada duran telefonu eline aldı ve oturduğu koltuktan kalktı. İlk başlarda bu sorun değildi onun için ama artık fazla düşünür olmuştu. Her zaman iki fazla adım atan kendisiydi. Asude bir defa ona baksa Devrim koşuyordu ama yetinmiyordu. Belki açgözlü sayılırdı. Az ile kanaat etmiyordu ama o böyleydi. Hep daha fazlasını ister, çevresine de olduğundan daha fazlasını vermeye çalışırdı.

"Ne alakası var Devrim? Ne bekliyorsun benden? Daha sana nasıl yakın olabilirim? Bilmiyor muydun beni? Daha önce hiç mi görmedin? Nişanlı kaldığımız sürede hiç mi tanımadın? O zaman iyiydim de şimdi mi beğenmiyorsun? Ben böyleyim kusura bakma. Öyle cafcaflı cümleler bilmem ben. Fikrim ne ise, zikrim de o olur benim. Bugün mutlu olurum neşe saçarım, yarın aklıma bir şey takılır surat asarım Değiştiremiyorum kendimi, değişemem. Senin bana karşı hiçbir hatalı tavrın davranışın yok. Olanların hepsi benim suçum. Bir gün bakıyorum gözüm senden başkasını görmüyor bir gün uyanıyorum seni göresim gelmiyor. Son bir kaç gündür de bunalıma girdim sanırım." Asude alttan almak yerine adamın üzerine gidiyordu.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora