◆ENTERESAN◆2◆

109 25 7
                                    

Multi; Deniz Ateş

Merhaba!!!biliyorum çok geç paylaştım k.b neyse iyi okumalar.

Babam için,
Yaptığım Herşeyi
Seni örnek alarak öğrendim. (Merve Dunser)

Yaşadığım onca şeye rağmen yeniden başlayabilseydim. Kesinlikle bu hayatı seçmezdim ki seçme hakım olur muydu bilmiyorum.Hayat bana oyun mu oynuyordu ne! Oflayıp iç çektim.Takıntılıydım işte kabul, en ufak bir  bile canımı sıkıyordu.

Özel'den gelen mesaj bile canımı o kadar sıkmıştı ki,mesajın ardından Fizik dersine girmiştik; dersi bile doğru düzgün dinleyememiştim.kafam çok karışıktı.Adan'a söyleyip söylememe arasında kararsız kalmıştım.Merve de bende ki sıkıntıyı anlamış olacakki,bana sorunun ne olduğunu birkaç defa sormuştu. Bende önemli birsey değil, diyip geçiştirmiştim.

Dersin çıkışında telefonu cebimden çıkarıp, mesaj varmı diye kontrol etmiştim neyseki  özel den gelen bir mesaj yoktu. Sıkıntı bir sekilde iç çekip montumun şapkasını başıma yerleştirip adımlarımı hızlandırdım.

Hava güzel olmasına rağmen  hafif bir şekilde yağmur çiseliyordu. Burnuma gelen toprak kokusunu içime doğru çekip,gülümsedim.şüphesiz ki babamın kokusundan sonra sevdiğim kokudan biri de toprağın ve kitapların kokusuydu.Yokuştan yukarıya doğru çıkınca,Sokağın aşagısındaki bir amcanın elma şekeri satığını gördüm. Gülümseyip dukanın içine girdim.  Elimdeki parayı amcaya uzatıp, elma sekeri istedim. Verdiği anda dükkandan çıkıp elma şekerini paketinden çıkardım.ağzıma doğru götürüp yemeye başladım. 

Issız bir sokağa girdiğimden hızlanıp,otobüs durağını aramaya başladım.
Ama sokakta yankılanan bağırış ve yankılanan koşuşturma seslerin den dolayı arkamı döndüm ki dönmez olaydım. Döndüğüm anda bir çocuk önümden jet gibi kaybolurken ardından arkasından gelen çocuğun bana çarpıp benimle birlikte yere serilmesiyle birlikte tiz bir çığlık atmıştım.Elini başımın altına koymuştu çarpmıyayım diye ama dirseklerim sızlıyordu. Ayağı kalkıp, elini uzatıp beni kaldırmaya çalıştı.

"Kusura bakma göremedim.varmı bir Hasar" kaşlarımı çatıp yüzüne baktım."Elma şekerimi kırdın be"sinirini benden çıkaracak mış gibi yüzüme baktı.Ya da daha çok tuhafmış gibi Suratının kırmızılığın dan bile sinirli olduğu belli oluyordu.Çatık kaşlarıyla söylenerek Cebinden çıkardığı 100"lüğü elime sıkıştırıp"Bununla alırsın"deyip kaçan çocuğun arkasından koşmaya başladı.

Dilenci miydim ben şimdi bu ne ya! Hiç değilse çocuğu oyalamıştım. Kavga etmelerini izleyemezdim doğrusu.

Üstümdeki tozu temizleyip, betonda parçalanan elma şekerime dudak büzdüm.
Seni doğru düzgün bile yememiştim.

Elma şekeri katili!! İşte ne olucak.

♤♤♤♤

Otobüsten inip binaya doğru yürümeye başladım. Oturduğum ev çok şirin bir evdi.
Ceketimden çıkardığım anahtarla kapıyı açtım. Adan duş alacağını söylemişti. Kesin Odasındaydı. Benimle beraber kalıcağını söylediğinde ona odayı ayırmış ve hemen hemen yerleştirmiştim.salonu es geçip ceketimi çıkarıp astım. Kedili terliklerimi giyip mutfağa ilerledim. Ona süpriz yapıcaktım. Tabi ki de çoraplarını etrafa saçmadığı için.

🕞🕓🕟🕠🕕🕡

Yaptığım zeytinyağlı sarma ve elmalı kurabiyelere alıcı gözüyle baktım. Annem burada olsaydı alnımdan öperdi. Tamam öpmezdi ama aferin derdi. Kendi kendime güldüm.  Kim demiş beceriksizim diye?

Sarmayı tabağa yerleştirip, tepsinin üstüne koyup Adanın odasına gitmeye koyuldum. Kapıyı çalmadan odaya girdim.
Adan çizdiği projeyi kaldırıp, bana gülümsedi.

"Oww Ada hanım bu ne şeref, bilseydim baştan gelirdim bu eve"
Kıkırdayıp "Ne sandın seni bile geçerim"başını olumsuz gibisinden salladı.

"İşte buna itiraz ederim"tepsiyi elimden alıp yemeye başladı. Çatalı almak yerine eliyle yedi. Bu haline gülüp bende yemeye başladım.

Annem burda olsaydı kızıp terlikle kovalardı bizi, özlemiştim onu, hem iki gün bile geçmemişti. Onu aramam gerektiğini aklımın bir köşesine yazdım.Belki de ondan mezarlığa gitmeliydim.8senedir cesaret edememiştim, yalnız gitmeye, belki belki bu defa tek başıma giderdim.

"Donoz bozomkolor çoğordo"Adanın kurduğu cümleye kaşlarımı çatarak baktım.Kafama vurup "bizimkiler çağırdı tanışmak için"gözlerimi pörtletip "Ananlar mı,Vallaha mı?"Annesini merak ediyordum yurtdışında olduğundan hiç görmemiştim.görsem alnından öperdim heralde.böyle bir evlat yetiştirdiği için.

"Ne anası kızım bizimkiler hani Kutay, Deniz,Çağlar,Nazlı, Savaş ve Emir falan"onaylar biçimde başımı salladım.olsundu, o da olurdu...
♪♩♬
Saçlarımı düzeltip, aynada ki yansımama baktım. Adan'a kestirmiştim ama o kahkülün yakışacağını düşünüp kahkül kesmişti.
Kahküle dokunup somurtum.  Oysaki daha küçük gösteriyordu beni. On sekizimde değilde on altı görünüyordum.

Derin bir iç çektim. Adan önden gitmemi söyleyip odasına çekilmişti. Zalım... Neymiş efendim çok asosyal mışım da,utangaç mışım falan. Sensin o diyip yanaklarımı ovalamıştım.Kutay'a bile anlatmışmış ve kendimi kanıtlamak gerektiğini düşünüp beni önden göndermişti. Ha birde pamuk şekeri teklif etmişti.Utangaç değildim, sadece sosyal olduğumu göstermek için gidiyordum. Pamuk şekerle alakası yoktu yani.
Ayakabıyı giydim ve evden çıktım.
O sırada binanın kapısı açıldı. Gördüğüm kişiye kaşlarım havalanarak baktım. Bu, elma şekerini mahveden çocuktu.

Parasını çıkarıp ona uzatım. "Al şunu" Bileğimi tutup,
"Dilenciye mi benzettin Küçük"tek kaşımı kaldırıp "Küçük?"dudağında ki sigarayı çıkarıp beni süzdü.
"Sen o kızsın"yüzüne  bakıp başımı salladım. "Elma şekerini mahvetiğin kız, ayrıca elma şekeri borcun var yada pamuk şekeri"başını umutsuz vakaymışım gibi salladı. Kaba herif

"Sana alman için vermiştim ve herşeyin bir yaşı olmalı? "İnsan değilmiş gibi baktım. "Birincisi elma şekeri 100 lira değil, ikincisi çocuk değilim üçüncüsü bazı şeylerin yaşı olmaz.Elma şekerinin bile." arkamı dönüp Evimin kapısına doğru yürümeye başladım. Adanla gitsem iyi olacaktı.Gitti pamuk şekeri.

Kutaylara gitmiş ve hepsiyle tanışmıştım. Deniz hariç tabi ne gizemliymiş arkadaş.
Çağlar ;erkeklerden en seveceniydi
Nazlı;yaşadığı bir olay yüzünden konuşamıyordu,ama defterine yazdığı şeyleri okuyunca kıkırdamıştım. Komikti yani çağlarla sevgililer bu arada
Emir; biraz daha resmiydi
Savaş; merve'nin sevdiği çocuktu, Adan kadar yakın davranmıştı ve merve'nin dediği kadar da vardı.

Çağlar'ın anlatığı anıyı dinleyince gülmüştüm. Tabi Adan güzel gülüyorsun diyince utanıp yüzümü kapatmıştım. Bu defa diğerleri gülmüştü.

Açılan kapının sesiyle yüzümü kapıya çevirdim.
Deniz gelicekti.neyseki tanışma fırsattı yakalayacaktım. Acaba Adan'a benziyor muydu.
Ama kapıda elma şekerimi kıran çocuğu görünce şaşırıp kaldım.
Deniz bu olamazdı değil mi? Yok yok o değildi bence.
Adan ayağı kalkıp onuna tokalaştı.Beni gösterip "Deniz Ada, bu Deniz"başını selam vermiş gibi salayıp yerine oturdu.Yüzüme bile bakmadı.
Ama Adan sıcakanlı olduğunu söylemişti. 

Ne yani şimdi Elma şekeri katili;Deniz miydi.?
İyi de Adan'a benzemiyordu ki
Adıyla zıt olan gözleri
Onun(adanın) sıcaklığıyla bi hayli zıt olan soğukluğu,
Bu Deniz miydi?..?

İyi ama Bu çocuk labirent gibiydi...

Evet bölüm sonu vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Seviyorum sizleri. ↖(^ω^)↗

a) Deniz Ada;

b) Deniz;

c) Adan;

Not:
Üçüncü bölüm daha heyecanlı olacak.;)

ENTERESAN (Deniz'in kayıp Ada'sı)Where stories live. Discover now