2. BÖLÜM

56 8 3
                                    



                     Etraftaki karanlığa gözüm alışmıştı . Tek bu uyumu  bozan, perdenin kenarından içeri gizlice giren bir güneş ışığı ile alarmın çalmasını  bekliyorduk . Yarım saat civarında bir süre sonra alarm çaldı .

 Yataktan çıkmak istemiyordum , sanki yatakta iki dakika daha kalsam kar olucakmış  gibi bir algı alıyordu beni her sabah  .  Sabah saat 06.00  hazır bir şekilde önümdeki yemeklere eziyet çektiriyordum  . Başımda annem bir gardiyan misali duruyor ,bunu yapmasının sebebi sabahları çeneme kilit vurulması ve iştahımın kapanması olsa gerek ama bilmiyor ki asıl beni biri izlerken ben yemek yiyemem . 

Spor ayakkabılarımı giydikten sonra koşarak evden ayrıldım. Artık bu ordan her sabah geçen insanlar için bir alışkanlık olmuştu , mesela köşedeki çiçekçi kadın her gün bana göz devirir ,hemen yanında olan küçük esmer çocuk güler , o küçük çocuğa göz kırptıktan sonra dahada hızlanmaya çalışırım ama nafile . 

 Otobüs durağı sanki bugün bana nispet yaparmış gibi küçük çalışkan karıncaları andıran insanlarla doluydu(!) Küçük çalışkan karıncaların arasından göründüğü kadarıyla siyah pardesülü adam her gün olduğu gibi bugünde boynuna yakalarını siper almıştı . Havada o kadar soğuk olmamasına rağmen bunu yapmasını altı aydan beri anlamış değilim.

 Otobüsten indiğimde ,siyah pardesülü adama karşın ellerimisaçlarıma siper aldım. Şehrin  bu kısımlarında bu  hava değişkenliği beni çıldırtıyordu .

 Saat 07.30 şirketten  içeri girdiğimde her gün olduğu gibi yapay çiçeğin silmekten aşınmış yapraklarını silen ,kırklı yaşlarının başında olan mavi başörtülü kadın işinin başındaydı. 

Yürümeye başladığımda otobüste değiştirmiş olduğum topuklu ayakkabılarımın o şön sesi kulaklarımı tırmalıyordu . Açıkça söylemek gerekirse spor ayakkabılarımın yerini tutmuyordu ama kurallar gereği bu çileye katlanmak zorunda kalıyorduk.

 Merdivenlerden  yukarıya çıktığımda . Herkesin elindeki kağıtlarla ilgilendiğini gördüm . Galiba yine kurallarımız  çılgın patronumuz tarafından yenilenmişti .

 Odama girdiğimde tembel kedim yine aynı tembelliğle birlikte uyuyordu. Onun yemini suyunu boşalan kaplara koydum . Kedimin obez olduğu gerekçesini göz önüne alarak yemini biraz azaltım . Kitaplığımın önüne geldiğimde ciltli kitapların pürüzlü yüzeyinde elimi sürttüm ve şansıma bir kitap seçtim .Seçtiğim kitabın  kapağını açmama fırsat bile vermeden kapı açıldı .  İçeriye patronumuz girdi .

 Bu adamla aslında kedimle arasında hiçbir fark  yoktu . bana bu kanıya vardıranhiç şüphesiz  patronumuzun göbeği olsa gerek  . Göbeğinin üstündeki salça lekesine baktığımda daha yeni kafeteryadan çıktığını anladım . uzatmadan söze girdi . Bu şaşırılıcak bir şeydi .Söylemesi ayıp kendisi tam bir gevezedir . 

         " Eslem Hanım ünlü iş adamı Efruz Rençber ortadan esrarengiz bir şekilde kaybolmuş " 

                                                                                                                                      MELİKE ÜLKER

TILSIMWhere stories live. Discover now