1.bölüm

73 9 13
                                    


                                                                                                                                                                      6  ekim 1996

Güneş bulutların arkasına saklanmıştı, birde üstüne sis eklenince sonbahar ayları çekilmez olurdu benim için . Her zaman olduğu gibi  hırkamı aldığım gibi  evden fırladım . Durduğumda orman yolundaydım .

 Etrafa saçılmış olan yaprakların sesi , çıplak ağaçların üzerinde  ki kuşların sesi ile bütünleşince benim için dünyanın en güzel parçası olurdu .

 Etrafa baktığımda hiç kimse yoktu. Ben bu insanları anlamıyorum . Dünya sonsuzmuş gibi yaşıyorlar ,o tek pencereli odalarındaki camdan dışarı bakmak ile yetiniyorlar . Ben onlardan değilim ve asla olmayacağım . 

Sahile geldiğimde sadece bir köpek vardı . Gittim köpeğin yanına oturdum. başladım anlatmaya...

  inana biliyor musunuz ? köpek bile sözümün bitmesini beklemedi , gitti. Galiba ben sıkıcıyım .

 Dalgalar ayakkabılarımı ıslatıyordu . Deniz şiddetlendi , o kadar hızlı ki artık dizlerimde ıslanıyordu.Geri  kaydığım da  birinin daha sahilde olduğunu  anladım.

 Ah be ablacım .Buraya çiçek satmaya gelinir mi ? İnsanların hapis hayatı yaşadığı o binalara gitmeliydi . 

Kadın yanıma geldi " genç adam  gül alır mısın ?"  arkasındaki kadın da  "  oğlum gel el falına bakıyım"  her ikisine de tamam dedim ama bilmiyordum ki bu masumane görünen falın hayatımı değiştireceğini . Kadın sakince " elini getir oğlum "dedi .Elimi uzatım . İlk önce gözleri büyüdü ondan sonra yanındakini dürttü ve yürümeye başladılar hatta koşmaya ." Abla ne oldu?" Çiçekleri unutacak kadar ne olabilir ki?  

                                                                                                                                             MELİKE ÜLKER

TILSIMWhere stories live. Discover now