AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)

DG -21. Bölüm - Part/2: BEBEK

"Özür dilersin artık."

"Hiç de bile, ne özür dileyeceğim. O adam ona bacımsın demişti," haklı olduğunu düşünüyordu Asude.

"O benim sorunum değil canım. Kaşar diyen sen, kızın yüzüne bakıp hayırlı olsun diyecek de sensin."

"Onun aklı havadadır, beni unutmuştur. Şimdi kalk hazırlanalım."

***

Asude kocası ile çıkacağı yemeği çoktan unutmuştu. Hem kına varken yemeğe gitmezlerdi. Devrim Seyfi ağabeyi severdi.

Beyaz etek uçlarında soluk siyah desenleri olan ve belinden altın rengi bir kemerle tamamlanmış efil efil bir elbise giydi. Esma ise yanında getirdiği bordo belden pantolon etek ve onun üzerine siyah bol bir gömlek giydi.

Genç kadınlar iki dirhem bir çekirdek hazırlanmış Devrim'in gelmesini bekliyorlardı. Asude son defa rimelini sürerken kapının zili duyuldu. Devrim anahtarı olmasına rağmen inatla kapının ziline basıyordu. Asude işini bırakarak kapıya gitti. Açılan kapı ile Devrim'i tıraş olmuş bir şekilde karşısında gördü.

"Hoş geldin dev."

"Hoş buldum deli gelinim," ayakkabılarını çıkardı ve içeriye geçti. Banyoya doğru giderken Esma'yı gördü.

"Hoş geldin Esma."

"Hoş buldum Devrim."

"Ya dev biz bu akşam dışarıda yemek yiyecektik ama ben düğünü unutmuşum..."

"Ben biliyordum kınanın olduğunu. Orada yeriz diye sana dışarıda yemek yeriz demiştim." Asude kocasının sözleri ile sinirlendi. Resmen kandırılmıştı. Kocası onu Seyfi'nin kınasına yemeğe götürecekti. Onun için ne kadar sevinmişti.

"Sen benim hayatımda tanıdığım en... En... En..." Asude aklına gelenlerle devamını getiremedi. Gerçi bu adamın bu odunluğu ile ondan bir çocuğu olmasını da yeniden düşünmeliydi.

"Ben ne?"

"Ne kadar şakacı bir adamsın sen öyle," dili bunları söylerken içi çok başka konuşuyordu. 'Hamile olduğum zaman sana soracağım. Gecenin bir vaktinde caminin imamı namaza durmadan seni nasıl sokak sokak gezdiriyorum izle ve gör sen'

"Öyleyimdir." Devrim konuşmanın ardından hemen hazırlanmış ve hep beraber kınanın olduğu salona doğru yola çıkmışlardı. Yağmur yağma ihtimaline karşılık kapalı bir yer tutulmuştu. Erkek ve kız kınası beraber yapılacaktı. Mahallenin erkekleri sigara ihtiyaçlarını karşılamak için salonun kapısında bekliyorlardı.

Girişte tanıdıklarına selam verip geçerken Devrim elini karısının belinden çekmedi. İçeriye girdiklerinde etrafta göz gezdirdiler. İkisinin de ailesi bir masaya oturmuştu. Onların yanına yürüdüler. Esma'nın annesi gelmeyecekti. Serkan ve annesi gelecekti. Hâlâ barışmamışlardı orası ayrı konuydu.

"Hoş geldiniz yavrum." Emine Hanım elini öpen gelinine sarılırken Rukiye Hanım da damadına sarılıyordu. İkisi de şanslıydı bu konuda.

"Sen annemlerin yanında otur ben dışarıdayım. Oynamaya kalkmıyorsun bu arada." Devrim dışarıya çıkmadan önce karısının kulağına bunları fısıldamıştı. Asude ise sinirle baktı kocasına. Oynama meraklısı değildi elbette ama bu onun kısıtlaması manasına gelmiyordu.

"O neden acaba?"

"Ben dışarıdayken neden oynuyorsun Asude? Ben gelince beraber kalkarız." İşte şimdi olmuştu. Yüzü hemen yumuşamış, memnuniyetle gülümsemişti. Devrim dışarıya giderken kadınlar bir arada kaldılar.