Cheapter 2

3.3K 77 17
                                    


Yurt odamın kapısına vardık. Ama ben nedense içeri girmek istemiyordum. İçimde tuhaf bir his vardı. Biri bana yardım etsin, lütfen! Bana ne olduğunu bilmiyorum ama bu şeyler iyi şeyler değil. Kolumdan dürtülmemle düşüncelerimden ayrıldım.

''Kapıyı açmayı düşünüyor musun?'' Zana söylediğinde ona dönmeden kafamı salladım ve kapının kulpunu yavaşça indirdim.

İçeride bir çocuk vardı ve duvardaki aynada saçlarına şekil veriyordu. Gözlerimi saçlarından alıp vücudunda gezdirmeye başladım. Kollarında ve boynunda sayamadığım kadar çok dövme vardı. Kulağında ve burnunda da piercing.

 Kulağında ve burnunda da piercing

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

  Yavaşça anneme döndüm. Ağzı neredeyse yere değecek kadar açıktı. Ardından da aynı yavaşlıkta Zannalarry'e döndüm o da dövmeli çocuğa bakıyordu. Şaşırmış yada kötümser bir şekil de bakmıyordu. Çocuk bize döndü.

''Zana, geleceğini bilmiyordum'' Zanalarry yavaşça hareketlenerek çocuğun yanına gitti.

''Step? dostum, dövmelerini arttırmışsın'' dedi. ''Seni bir an tanıyamadım'' deyip kucaklaştılar. Bende daha ne olduğunu anlayamadan ikisi de yanımda bitti.

''Louis, bu benim arkadaşım, Step'' dedi ve çocuğa döndü.

''Stephen'' diye düzeltti Zanalarry'i ve elini uzattı. Bende elimi uzatıp kısaca selamlaştık. 

''Ne fark eder mankafa'' deyip Stephen'nın kafasına şakadan vurdu.

''Hayır!''  varlığını unuttuğum annem bağırınca yerimden sıçradım. Yavaşça anneme döndüm ve sorarcasına ona baktım.

''Bu punkla aynı odada kalmayacaksın değil mi?'' bunu düşünmemiştim. Kısaca odaya bir bakış attım. Küçüktü ama iki erkeği idare edebilirdi. Stephen'nin olduğunu düşündüğüm tarafta bir sürü adını bilmediğim rock gruplarının posterleri olduğunu gördüm. Bir yatak ve birde dolap vardı. Kendi tarafıma baktım aynıydı sadece o saçma rock gruplarının posterleri yoktu o kadar. Yatağıma baktığım da dağınık görüntüyle yüzümü buruşturdum. Stephen bunu fark etmiş olacak ki bana döndü.

''Öncelikle annenin güzel yorumu(!) için teşekkür ederim. Sen gelmeden önce burada bir arkadaşım yatıyordu. Yurttan değildi ama burada yatardı çünkü o lanet olası ergen evinde kalmak istemiyordu ama sen gelince gitmek zorun da kaldı. Aslında az önce gitti'' dedi. dediğinden gram bir şey anlamamıştım. 

''Harry mi?'' dedi Zana ve Step onu başıyla onayladı. 

Harry...

''Neden? evi yok mu?'' dedim aniden gelen merakla. Kafasını hayır anlamında salladı.

''Hayır, galiba ailevi sorunlarındanmış''dedi dudak büzerek.

''Bir soru sordum, TOMLİNSON!'' annemin sinirlendiğini fark ettiğimde yanına vardım.

''Anne, bir sorun yok. Burası gayet iyi ve ben Stephen'i çok sevdim. Ve bu odada kalmak istiyorum burası iyi.'' ona sarıldım. O da ofladı ve bana sarıldı. 

''Peki öyle olsun genç adam ama bir şikayet alırsam direk buradan çıkartırım ve buraya yerleşirim. Doncaster'dan buraya zaten 3 saat sürüyor unutma!'' dedi. Kafamı salladım. 

''Öyle olsun, bebeğim'' deyip boynuna bir öpücük kondurdum ve bavulumu yatağımın kenarına koydum. 

''Benim uykum var. Ne kadar çabuk giderseniz, o kadar çabuk uyurum. Anlaşıldı mı?'' gerçekten çok yorulmuştum. Onları çekecek kafa kalmamıştı.

''Anlaşıldı, genç adam'' deyip annem bana sarıldı. Uzunca bir süre birbirimizi göremeyeceğimiz için ona sıkıca sarıldım. Sonunda annem sarılmayı bırakıp Zana'nın bana sarılması için kenara çekildi. Oda bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı.

''Bende burada okuyorum, mankafa'' dedi 

''Biliyorum,annemi bıraktığın için şimdiden teşekkür ederim'' yanağına bir öpücük kondurdum. 

''Hadi uyu sen biz gidiyoruz'' deyip el sallayarak odadan çıktılar. Bavulumda ki kitap, kalem, bilgisayar gibi eşyalarımı dolabıma yerleştirdim ve dolabımın altına da bavulumu yerleştirdim. 

''Hey step, lavabo nerede?'' 

''Koridorun sonunda, ayrıca ben çıkıyorum bir isteğin var mı?'' kafamı hayır anlamında salladım. O da kafasını tamam anlamında sallayıp odadan çıktı. Bende dişlerimi fırçalayıp yatağıma geri dönüp uyuma işlemimi başlattım.

Pound The ALARM /LARRYWhere stories live. Discover now