11. Bölüm Hayal kırıklığı

91.8K 4.2K 336
                                    

Günler birbiri ardı sıra hızla akıp geçerken, Yavuz Selim'in gelmesine de iki gün kalmıştı. Bu süreçte her sabaha ayrı bir mutsuzlukla uyanan Handan, gün içerisinde Talha'nın varlığıyla huzur buldu.

Tanışalı daha 11 gün olmasına rağmen ona o kadar çok alışmıştı ki. Aslında alışkanlıktan da öte ona bağlanmaya başlamıştı. Kendini ismini koyamadığı bambaşka duyguların içinde bulan genç kız kalbinin neden böylesi sızladığına anlam veremiyordu. Aklı sürekli onun bakışları, arada bir çok nadiren gördüğü gülüşleri ve beraber yaptıklarıyla doluyken ondan uzaklaşma düşüncesi ruhuna acı veriyordu.

☆☆☆

Öğle saatlerinde ilk kez Talha'nın odasına giden Handan, tahmin ettiği gibi onu bilgisayarın başında çalışırken buldu. "Gelebilir miyim?"

Bilgisayarı kapatan genç adam onun odasına gelmesinin şaşkınlığıyla ayağa kalktı. "Tabii ki. Buyrun."

"Bugün hava çok güzel. Beni şelaleye götürür müsün?"

O gün, aslında her şeyin değişeceğini bilmeyen genç adam gelen teklifi hiç düşünmeden kabul etti. "O zaman oltayı da alalım." dedi.

Birlikte evden çıktıklarında aralarındaki sessizliği bozan ilk Handan oldu. "Bana evlilik aşkı öldürüyor mu diye sormuştun, hatırladın mı?"

Talha cevap vermeden sadece olumlu anlamda başıyla onayladı.

"Peki, neden bu soruyu bana sormuştun? Yoksa sen de öyle düşünenlerden misin sevgili yazarım."

Genç adam onun "sevgili yazarım" demesine hafiften gülümsedi. "Hayır. Bence aşkı evlilik değil, çoğunlukla erkekler öldürüyor. Ama bu aramızda kalsın."

Aldığı cevap Handan'ın beklediği cevap olmadığı için çok şaşırdı. "Bunu bir erkeğin söylediğine inanamıyorum!" Dedi ve cep telefonunu çıkartıp kamerasını açtı. "Bu cümleyi ölümsüzleştirelim o zaman."

Genç adam onun yaklaşımına bozularak adımlarını hızlandırdı. "Şaka yapıyor olmalısın!"

Ancak Handan ısrarına devam etti. "Neden bunu bir başkasının duymasından utanıyorsun ki?"

Önünde yürüyen adamın arkasından konuşsa da Talha geriye dönmedi. Üstelik o kadar hızlı yürüyordu ki genç kız yetişmekte zorlandığı için arkasından koşmaya başladı. "Dur bekle!"

Ayağına takılan taş yüzünden kendini bir anda yerde bulan Handan acıyla inleyince genç adam koşarak yanına geldi. "İyi misin?"

"Ben iyiyim ama telefonum değil!"

Genç kız bataryası çıkan telefonunu tekrar bir araya getirirken genç adam "Dizini parçalamışsın!" Dedi.

Üzerindeki kot pantolonun diz kapağının alt bölümünün yırtıldığını ve kanı o zaman fark etti Handan. "Çok acımıyor." Dedi ve açılan telefon ekranına baktı. "Çalışıyor! Senin yüzünden düştüğüme göre şimdi kaydı yapabiliriz. Yani bana borçlusun."

Endişeyle yerdeki kızın yüzüne baktı Talha. "Sana inanamıyorum! Resmen vicdanımı kullanıyorsun."

Onun uzattığı elini tutarak ayağa kalkan genç kız pis pis sırıttı. "Beni buna sen mecbur bıraktın. İstersen bir daha düşeyim, ister misin?"

"Tamam ama önce şelaleye gidip şu dizine bakalım. Anlaşılan seninle her yola çıktığımızda yanımıza ilk yardım çantası almamız gerekecek."

Deli MAVİ  (Raflarda)Where stories live. Discover now