-10-

1.3K 101 27
                                    

- Başta küçük bir açıklama. Bunu ilk kez yapıyorum o yüzden lütfen okuyun, önemli. Burada bulunmamın tek nedeninin bu hikaye olduğunu bilen birkaç kişi var. Bu hikaye benim tüm umudum. Çünkü Mabelle benim. Mabelle'ı tamamen kendimden yazıyorum ve beni anlayabilen birkaç kişi bulmak gerçekten benim için umut verici. Tabiki Gin gibi biri gerçekte yok ve sadece kurgu ; Ama Mabelle'in duygularının hepsi yaşadıklarımın bir tarifi. Yorum sayısının düşüşü gerçekten beni üzüyor... Lütfen buna... Önem verin . Bir kelime bile beni mutlu ediyor.

Bu da yazarınızın ilk ve son notu. Böyle şeylerden hoşlanmıyorum normalde. Bu zamana kadar okuyan herkese teşekkür ederim... Sizi seviyorum portakal kızlarım ve oğlanlarım. -

---

Bıçak takırtıları ve dondurma makinesinin o alışılmış gürültüsü... Molly'nin dükkanının vanilya kokan mutfağı ve hiç sevmediğim o garip-sarı-önlük. Buradan alıp götürebileceğim ne vardı, hatıralarımdan başka ? Ne olursa, ne olursa olsun. Bir koku; bir his, burayı tamamlayan herhangi bir şey.

Beni evimde hissettirebilecek herhangi bir şey.

Asla asla dememem gerektiğini anladığım sıradan bir gündü...

Eskiden , koşarak terkettiğim evime , sürünerek dönüyordum ki bu, aptallığımı yüzüme vuran en büyük kanıttı.

Ah...Bir de Sebastian' ın bana yaptığı teklif vardı.Asla aklıma gelmesin istiyordum ama beynim zaten tamamen onunla doluydu.

Bana bir şans vermişti değil mi ? Bir amaç.

Ya da kısacası; bir intikam.

Bunu mu istiyordum peki ? İçimde olup bitenler hakkında pek de bilgi sahibi sayılmazdım. Çoğu şeyi daha kendime bile itiraf edemezken insanların açıkça dile getirmesi beni şaşırtıyordu ...Ben yıkıcı bir fırtına olamazdım ki. Olsam olsam yalnızca hafif bir rüzgar olurdum ve kimsenin canını yakmadan geçip giderdim. Kimi sarsacaktım , Sebastian'ın bana bu kadar güvenmesinin sebebi neydi ? Ben daha karanlıkta bile dışarı çıkamıyordum ; Şimdi bu "Onlara gününü gösterme " meselesi de neyin nesiydi ?

Neyseki Chloe ile aramızdaki olaylar sonunda sonuçlanmıştı. Onunla küs bir şekilde buradan ayrılmak hem benim hem de onun için bir yıkım olurdu. Düşünüyordum da; Ben hiç Chloe'siz bir yaşam düşlememiştim. Yüzme kursunda da o vardı. İlkokula başladığımda da elimi tutan oydu. Yüzemeyeceğimi anlayınca intihar etmeye çalışırken beni durduran da ...

Garip bir şekilde boşluğa düşmüş gibi hissediyordum. Tek çarem David Farah ' sa... Bunu denemeliydim. Sebastian ile birlikte o okulda okumanın şartları ne kadar ağır olursa olsun denemeliydim.Yaralı bir anka kuşu gibi küllerimden yükselmeliydim.

Arkamda sorunlu bir portakal bırakarak.

...

Gin karşımdaki masada oturup bir kızla gülüşürken , işimi yapmak hiç de kolay değildi. Neden burada olmak zorundaydı ? Bana misilleme yapıyor gibiydi neredeyse... Kahkahaları tüm dükkanı sararken elimdeki işe konsantre olmaya çalıştım.

Gin... Bana bunu neden yapıyorsun Lanetolası ?

Bana bakan gözlerinin hapisinden kurtulmaya çalışırken boğuk bir sesle inledim. Elimden akan kanı yavaşça peçeteyle durdurmaya çalıştım ama işe yaramıyordu. Gin hareketsizce ne yapacağımı izliyordu. Yeşil gözlerine uzun süre takılı kaldım ama kendimi toparlamak zorunda olduğumu farkettiğimden , gözlerimi kaçırdım.

Tepsideki parfeyi kızın önüne bıraktım ve sessizce uzaklaşmaya çalıştım. Ancak kader bana birkez daha çelme takarak , kızın konuşmasını sağladı.

Kapı Komşum Bay PortakalWhere stories live. Discover now