ÇAM YARMASI..!

Depuis le début
                                    

"Olur olur! Sen artık Berfe'nin şoförüsün Hazar." dediğinde Hazar sert yüz hatlarını biraz gevşetmiş ve 'tamam' anlamında kafasını sallamıştı. Bunun üzerine Bertan yerinden kalkıp konuşmaya başlamıştı.

"Neyse yarım saat sonra toplantım var, gecikmeden gideyim. Akşam bol bol konuşuruz Hazar. Hadi herkese afiyet olsun, hoşçakalın." deyip o da Berfe gibi salondan ayrılmıştı. Berfe'nin gönlünü de akşam alırdı artık...

Hazar ise ortadan bir anda kaybolan annesini merak edip Berfe gibi aile fertlerine 'afiyet olsun' dedikten sonra kalkıp mutfağa yönelmişti. Bu eve gelmeyeli çok uzun zaman olmuştu ve evde çoğu şey değişmişti. Eskiler atılmış yerine lüks eşyalar yerleştirilmişti. Adımlarını alt kattaki mutfağa yönelttiğinde gözlerini duvarlarda ki tablolarda gezdiriyordu. Sanırım aynı kalan tek şey duvardaki tablolardı. Ferit Taner Bey ve ailesi yer alıyordu tablolarda. Bu evin babası ve onun ailesi...

Sonuncu fotoğrafa geldiğinde kendi resmini de gördü. Tabi köşkteki herkesle birlikte, kenarda bakışları Berfe'ye dönük bir erkek çocuğu...

Mutfaktan içeri girdiğinde bedeni tezgaha dönük bir adet Berfe'yi fark etmişti.

"Hayır, yani her şeyime karışıyorlar Demet abla. Yok neymiş koruma tutacaklarmış, tüm gün boyunca peşimde dolanacakmış. Bana bu kadar mı güvenmiyorlar?" önùndeki kapta olan malzemeleri hiddetle çırparken etrafına bakmıyordu. Sadece o malzemelere ve kafasında ki düşüncelere odaklanmış bir şekilde işini yapıyordu. Sinirlendiğinde her zaman aynı şeyi yapardı. Mutfağa geçip yemek yapmak...

"Öyle deme kızım! Onlar senin iyiliğini isterler. Abin bir daha başına böyle bir iş gelmemesi için seni koruyor." dediğinde Berfe önündeki işten kafasını kaldırıp Demet hanıma kızgın bir bakış atmıştı. Iki kadın da hala Hazar'ın orada öylece onları dinlediğini fark etmemişti.

"Demet abla sende mi ya? Onlar kendi istediğini yapıyorlar, benim fikrimi bile sormadılar. Hem bağırmaktan başka bir şey yaptıkları da yok. Hele o Berat var ya Berat, ben onu dize getireceğim o görecek o zaman." dediğinde Demet hanım bir kahkaha atmıştı. Bu kız çok çirkefti, aynı eskilerdeki gibi. Bunu yeni fark etmemişti Hazar. Az önce iki abisine birden kafa tutarken anlamıştı.

Hazar yalandan öksürükle kendisini fark ettirip yanlarına doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Abilerinin dedikodusunu mu yapıyorsun küçük hanım?" Berfe kendisine doğru gelen Hazar'a ters bir bakış atıp önüne dönmüş ve önüne aldığı kesme tahtasında maydanozları sertçe doģramaya başlamıştı. Ne zamandır burada durup onları dinliyordu acaba? Ne diye sinsi sinsi geliyordu ki hem ve ne kadarını duymuştu söylediklerinin?

"Hayır, sadece olanları Demet ablaya anlatıyorum." dediğinde Hazar kafasını alayla sağa sola sallamış ve tek kaşını kaldırarak konuşmaya başlamıştı.

"Tabi kendi düşüncelerini de katarak..." dediğinde Demet hanım ikiliyi izliyordu. Berfe'nin sinirle yemek yapması, Hazar'ın da alayla onu izlemesi ona komik gelmişti.

Hazar bu konuyu kapatıp olayın daha fazla büyümemesi için başka bir konu açarak Berfe'nin sargılı ayağına bakmaya başlamıştı.

"Senin bu ayakla ayakta durman yasak değil mi? Ne diye yemek yapmaya çalışıyorsun?" dediğinde Demet hanım da olaya katılmıştı.

"Ben de söyledim oğlum ama dinlemiyor." dediğinde Berfe alttan alttan Demet hanıma bakışlarını gönderiyordu. Susmasını ister gibi...

"Acımıyor artık!" dediğinde doğradığı maydanozları ocakta ki tencereye atmak için ayağını sağ tarafa doğru atmıştı ki koltuk değneği olmadan yaptığı hareketle ayağına sancı girmiş ve yere düşmeden hızla yanındaki sandalyeye tutunmuştu.

ZEHİR'li MASKE (Askıda)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant