13.Bölüm- Gizli

191 20 7
                                    

Çok içime sinmedi bu bölüm. Ama güzel olmuştur inşallah.

Bölüm müziği; Yann Tiersen- La Valse.

Ben bölümü bu müzikle yazdım. Rahatlatıcı bir etkisi var. Bununla dinleyerek okumalısınız kesinlikle. Çok uzattım.

İyi okumalar..

#############

"Bu sevdalar boşuna hey bu sevdalar boşuna.Belalım belalım.."

"Beynine oksijen gitmiyor bunun Damla.Bir haftadır kız kafayı yedi." Elimde halay çekmek için kullandığım mendili kenara fırlatarak kendimi koltuğa bıraktım ve iki saniyeliğine kızlara ters bir bakış atıp tekrardan sırıtarak evin tavanına baktım. Nedenini bilmediğim şekilde içim içime sığmayacak derecede mutluydum. Daim olmasını umuyordum.

Yani...

Güzel olurdu daim olsaydı. Kızları umursamayarak arka bahçeye geçtim ve güzel olan gözküyüzüne dolu dolu baktım. İki elimin parmaklarını birleştirerek yukarı kaldırdım ve arkaya doğru esneyerek belimi rahatlattım. Kahvaltımızı yapmıştık ve kendimi çok enerjik hissediyordum. Bir yerlere deli gibi vurmak istiyordum. Hastaneden çıkalı ve Çağan'ın söylediklerini duymadığım yalanını devam ettireli tam bir hafta oluyordu. O gün hastanede kendimce bir şekilde kıvırmıştım ve dediklerini duymamış gibi davranmıştım. Günlerdir bir yamuk yoktu ama bana hastaneden çıktığımdan beri soğuk davranıyordu. Sanki benim başımda ağlayan o değilmiş gibi..

Ben ona zaman tanıyordum. Belki saçma sapan sorgulama olaylarına girmişti ama onunda aşması gereken olaylar vardı. Bu yüzden kesinlikle canımı sıkmayacaktım. Bahçede biraz tur attıktan ve kapıda duran çocuklara-ayılara- göz gezdirdikten sonra tekrar eve girdim. Ben eve girdiğim anda kızların çantalarını aldıklarını ve evden çıkmaya hazırlandıklarını gördüm.

"Gidiyor musunuz, biraz daha otursaydınız?" dedim dudaklarımı aşağı sarkıtarak. Fazla çocukçaydı ama bu hareketi yapmak nedensizce hoşuma gidiyordu. Kızlar üzüntüyle kafalarını salladılar. Esra mavi gözlerini kıstı, arkamdan bahçeye şüpheli bir bakış atıp tekrar bana döndüğünde afalladım ve bende kafamı arkaya çevirmeye çalıştığım anda bana birden sıkıca sarıldı. Arkamı dönmemi istemediği çok belliydi ve bu hareketleri beni korkutuyordu. Etrafında onca koruma olmasına karşın iki katlı kocaman bir evin 'için'de yanlız olduğumu biliyordu. Buna rağmen beni şüphelendirecek hareketler yapması evden gelen en ufak bir seste korkmamı sağlıyordu. Benden ayrıldığında arkamı döndüm ama hiç kimse yoktu. Esra'nın aklı yüzünden okunabiliyordu şu an. 'Son anda yırttık,' der gibi rahatlamış bir suratı vardı. Damla yeşil gözleriyle ikimizi de manasızca baktı. Olayı kurtarmak için ikisine de sarıldım ama bu olay burada kesinlikle kapanmamıştı.

Ben kapatmasam bile zaten bir yerde karşıma çıkacağı belliydi.

Kızlar evden gittikten sonra aklımdaki saçma sapan öldürülme kurgularını kaldırıp çöpe attım. Öyle yapmak zorundaydım. Mesela  beş kişi tarafından tecavüze uğrayıp, üzerime bir gelinlik giydirilip uçurumdan atılacağımı düşünmemeliydim. Akıl sır ermeyen düşüncelerimi durdurmak ve kendime gelmek adına yanaklarımı hafifçe tokatladım. Ciğerlerime çekebildiğim kadar bolca nefes doldurup hızlıca verdim ve adımlarımı Çağan'ın odasına yönlendirdim. Önceden rafa kaldırdığım bir mesele vardı.

Bir anahtar..

Merakımı giderecek..

Belki acıtacak ama çabuk geçecek..

Bakır,eskimiş anahtarı terli olan avuçlarım arasına alarak kendimden emin olmayan adımlarla merdivenin hemen sağ altındaki koridora saptım. Bu koridora daha önce gelmediğim için koridorda bulunan üç kapıyı da açtım.

Ölümcül Saklambaç (Tamamlandı)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant