12- Atlantis

21 5 2
                                    


'Bir şeyler hep eksik kalacak içimizde. Ne kadar iyi cümleler kurarsak kuralım, ne kadar iyi anlatırsak anlatalım. Bazı şeyler hiç söylenmemiş olarak kalacak..'

İndiğimiz araç kendine güzel bir park yeri bulmak için uzaklaştığında herkes sessizce etrafa bakıyordu. Uzun bir sessizlikten sonra titrek bir nefes aldım ve

-Pekala..

Diye mırıldandım. Etrafımdaki kalabalıktan gözlerimi kaçırırken

-Son part. Son oyun artık ne derseniz.. Gitme vakti...

Dediğimde babam saatine baktı. Ve hemen sonrasında

-Yirmi dakikaya bir araç gelecek. Radyasyondan koruyucu özel bir kıyafet istettim. Onu getirecekler.. O zamana kadar mantıklı bir plan yaparız.

Dediğinde kendimden emin bir tavırla

-Plan belli. Tek başıma gideceğim.

Dediğimde itiraz dolu cümlelerin ardı arkası gelmedi. Yükselen sesimle

-Üzgünüm! Oraya gelemezsiniz. Radyasyon sizi öldürür. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden ben dönene kadar bekleyin.

Dediğimde gerisine pek kulak asmadan yürümeye başladım. Birkaç saniye sonra hemen yanımda yürüyen Aras'a döndüğümde

-Gelmemelisin.

-Bana bir şey olmaz. Sonuçta mükemmel lanetin bütün evrelerini tamamladık.

Dediğinde istemsiz güldüm. Kızaran yanaklarımı gizlemek istercesine başımı eğdiğimde güldüğünü duydum. Eli elimi kavradığında sıkıca tuttum elini. O puslu yolu yavaş, oldukça yavaş adımlarla yürürken Aras sesindeki tuhaf tonla

-Sence New york mu, İstanbul mu?

Dediğinde ona döndüm ve

-Ne için?

-Yaşamak için?

Dediğinde hafifçe çatıldı kaşlarım.. Tereddütte kalarak

-İstanbul..

Dediğimde uzaklara bakarken

-Yarın sabah erkenden bilet alırım. Aslında bunca yıl bir yanım sanki hep İstanbul'da yaşamak istemiş gibi hissediyorum..

Dedi duraksadı ve sonrasında

-Yerleşik hayata geçmek iyi gelecek gibi. Belki bir ev alırım. Bahçeli..

Dedi. Bana döndüğünde

-Sen ne düşünüyorsun?

Diye sordu. Ne düşünmem lazım? Öyle kapalı konuşuyorsun ki.. Evet gidip bir ev alırsın. Ama kiminle? Ne için? Tek kişilik mi bu düşünceler? Titreyerek derince bir nefes aldım ve

-Şey...

Dediğimde bende şaşırdım. Bunca duraksama bu kelime içindi sanki.. Sonrasında toparlanmaya çalışırken

-Belki eve dönerim. Yani Simi'ye.

Dediğimde durdu. Öylece olduğu yerde durdu. Ve şaşkın bir sesle

-Eve dönersin? Tek başına?

Dedi duraksayarak. Kaşlarım çatıldığında Aras

-Gelmek istemiyor musun? Yani... Benimle...

Dediğinde yüzüme aptal bir gülümseme yayıldı. Şaşkınca bakıyordu. Yaklaşıp sıkıca sarıldığımda bedeninin gevşediğini fark ettim. Kollarını doladığında ise küçücük kaldığımı. Yüzümü göğsüne gömdüm. Derin nefesler aldım. Kokusu ciğerlerimi sararken

KAYIP VADİWhere stories live. Discover now