7

296 14 9
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda Miray camın önündeki siyah renkli koltuğa oturmuş camdan dışarı bakıyordu. Ama iyi gözükmüyordu. Elini kemiriyordu. Baş parmağından kan akmıştı bileğine doğru ama farkında bile değildi. Yataktan kalktım ve yanına doğru yürüdüm. Kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. "Annemmiş. Anlatabilirmiş her şeyi. Şimdi mi annem oldu?" Sağ elimi omzuna koydum "Dert etme." dedim. Dediğimin hiç bir anlamı olmayacaktı. Biliyordum. Benim sesimi duyunca birden irkildi ve daldığı düşüncelerden çıktı. Elini tutup çektim ağzındın. Sehpada duran peçeteyi de alıp elindeki kanı silmeye başladım. "Nasıl dert etmeyim Asya. Duymadın mı? Yıllar sonra gelmiş annem olduğunu yeni hatırlamış. Beni o adam için terk etti. Kesin o adam terk etmiştir ya da benzeri bir şey olmuştur bana geri geldiğine göre. Ama geç kaldı onlarca yıl geçti aradan. Anneye ihtiyacım olduğu zamanlar yoktu yanımda. Alıştım artık. Bundan sonra da olmasın yanımda." dedi. Ben de o sırada kanı silmiştim. Elimi çektim elinden. Peçeteyi elimin içerisinde buruşturdum. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Tamamen haklı. " O kadar sinirliyim ki... Öfkemi kontrol edememekten korkuyorum." dedi.
" Miray. Hadi hazırlan da gezelim biraz." dedim. Çünkü onu tanıyorum ve bir şeyler yapıp öfkesini, stresini atması gerek. Elleriyle oynamayı bırakıp yüzüme baktı. " Nereye gidicez?" " Bilmiyorum dolaşırız işte biraz." "Tamam." " Hazırlan hadi."

Miray üzerini giyinirken ben de lavaboya girip ellerimi ve yüzümü yıkadım. Su soğuk olduğu için bu işlemi uzatmamaya çalıştım. Daha sonra hızlı bir şekilde dişlerimi fırçaladım. Ağzımı temizledikten sonra elimi ve yüzümü havluyla durulayıp odaya geçtim. Üzerimdeki pijamaları çıkartıp açık renk dizleri yırtık boyfriend pantalonumu giydim. Üzerine siyah uzun kollu body giyip içime koydum. Biraz makyaj yaptım. Yatarken bol bir şekilde bağladığım saçımı açtım ve dağınık bir topuz yaptım. Kulaklarımın önünden biraz saç çıkardım. Daha sonra siyah deri ceketimi giydim. Telefonumu ve ve biraz paramı cebime attım.
Su ve Cemre hâla uyuyorlardı. Dün geç yatmıştık tabi normaldi. Onları uyandırmamak için ses yapmamaya özen göstererek hazırlanmıştık Mirayla.

" Miray! Odanın anahtarını almayı unutma." dedim kısık sesle.
"Tamam." Miray anahtarı alıp yanıma geldi klasik model hardal sarısı botlarımı giydim. Miray da botunu giydikten sonra kapıyı actım. Ses çıkarmadan kapıyı çektim. Hızlı olmayan adımlarla yurdun çıkışına doğru ilerledik. " Eee.. Ne yapalım Miray?" "AVM ye gidelim. Mont da almam gerekiyor." "Tamam. Bana uyar. Yemek de yeriz kahvaltı yapmadık." "Aynen. " Yürüyerek otobüs durağına gittik. Duraktaki banka oturup otobüsü beklemeye başladık.
"Miray. Bu aralar işe felan da gidemedim hiç. Biliyorsun durumları. Böyle olmaz bir iş bulmam lazım benim acilen." dedim. Evet hiç çalışamıyordum. Param azalmıstı. Hem para da biriktiremiyorum. Ama Meriç'ten sonra kendimi tolarlamam kolay olmadı. Özledim onu şimdiden. Soğuk görünümlü sıcak bakışlarını, Koruyucu hareketlerini özledim.
"Evet. Ben de bu aralar öyleyim. İş de yok hiç. Bugün ilanlara felan bakalım bi. Belki ikimiz aynı yerde bir iş buluruz." diye karşılık verdi bana.

Otobüs geldiğinde sohbet ederek bindik otobüse. Orta kısimlarda ikili bir koltuğa oturdum ben cam kenarına doğru ilerledim Miray da yanıma geldi. Bir sür kafam cama yaslı bir şekilde durdum ve gözlerimi kapattım.

"Unuttun mu?" dedi Miray. Dediği şey üzerine gözlerimi açtım ve "Neyi?" dedim. Aslında neyi olduğunu iyi biliyordum ama çok sinirliydim. Onunla nasıl öpüşürdü.
"Anladın bence." dedi Miray gözlerimin içine bakarak. Gözlerimi onun gözlerinden çektim ve arkama yaslanarak gözlerimi kapattım ve "Sinirliyim." diyebildim sadece. Unutamamıştım... " Doruk onu hiç sevmez ki onu." dedi Miray. " Ben de öyle sanıyordum ama seviyormuş demek ki o sürtüğü! Ben de aptal gibi ona onj sevdiğimi söylemeyi planlıyorum." dedim ve burukça güldüm.

SERSERİ AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin