2/ Karanlık Sanatlar

En başından başla
                                    

"Git başımdan ve o çeneni biraz kapat. Yerimi belli edeceksin."

"Kimden saklanıyorsun Scorpius? Ya da Akrep Kral mı demeliyim? Babanın ve dedenin geçmişinden mi kaçıyorsun? Korkak!"

Scorpius Malfoy hiddetle oturduğu yerden kalktı. Marcella onu bu sefer çok ama çok kızdırdığını biliyordu ama birinin bu aptala bunu söylemesi lazımdı.

"Hadi Scorpius, seni burada bütün gün bekleyemem. Hazır Severus da burada değilken bana içten ve nefret dolu bir şekilde bulanık de, emin ol çok üzülürüm! Gerçekten için soğuyacaksa korkak, bana sabahtan akşama kadar bulanık diyebilirsin. Ben nasıl bulanık olduğumu değiştiremezsem, sende korkak biri olduğunu değiştiremezsin."

Marcella'nın lafları bir tokat gibi Scorpius'un yüzüne inerken Scorpius yumruklarını sıkıyordu. Ama Marcella'ya kızdığı için değil, korkak olduğunu kabul ettiği için kendisine kızıyordu.

Marcella, basamaktan aşağı atlayıp Scorpius'un karşısına geçti.

"Babanı değiştiremezsin ya da dedeni... Malfoy olduğunu da değiştiremezsin. Ya da geçmişte yaşanan o savaşı da... Ama bugün senin ve sen bugünü değişebilirsin Scorp. İnsanların ne dediği gerçekten umrunda mı? Silkelen ve kendine gel. Utanılacak ya da insanlardan kaçacak bir şey yapmadın. En azından sen yapmadın."

Marcella'nın ilk önce onu dövmekten beter edip sonra da toparlayarak kendisine getirmesini garip bir şekilde karşıladı Scorpius.

"Hah, bir de şey... Sana bu kadar laf ettim ve bunun karşılıksız kalmasını istemem. Rica etsem Scorp, şu kitapları benimle taşır mısın? Teşekkür ederim akrepçik. Hadi, derse geç kalacağız ve başındaki şu lanet başlığı çıkar!"

Marcella, geri dönüp birkaç kitabı kucağına aldı ve gerisini Scorpius'a bıraktı. Scorpius, önden giden Marcella'nın arkasından birkaç saniye baktı ve daha sonra suratına alaycı bir gülümseme yerleştirip geride kalan kitapları alarak peşinden gitmeye başladı.

***

"Merlin aşkına... Senin Slytherin'e nasıl seçildiğini hâlâ daha anlamıyorum Albus. Ve bunu kabul etmiyorum. Anneme söyleyeceğim ve seçmen şapkaya dava açacağız. Sen bir Griffindor olmalısın, Slytherin değil."

Rose Weasley, kuzeninin hâlâ daha nasıl Slytherin'e seçildiğini kabullenemiyordu.

"Remus da Hufflepuff'a seçildi ama? Ona neden bu kadar yüklenmiyorsun Rose?"

Rose, gözlerini devirdi. Remus ise "Ben bölümümden gayet memnunum dostum ve bölüm başkanıyım. Sen kendine bak, Slytherin'desin!" Dedi.

James, masaya ayaklarını uzatıp geriye doğru yaslandı. "Bence Albus'un Slytherin'e seçilmesi iyi oldu. Orada da bir muhbirimiz oldu. Değil mi Albus?"

Albus, kaşlarını çatarak ağabeyine baktı. "Saçmalama! Nerede olursam olayım, olduğum yeri satmam ben."

"Onlar senin ailenmiş gibi davranma Albus. Onlar bizim düşmanlarımız."

"Haklısın, düşmanlarımız. Ama bu adıma leke süreceğim anlamına gelmez."

Albus, oturduğu yerden kalktı. "Slytherin'i kendim seçmişmişim gibi davranmayı kesin ve saçma sapan teoriler de üretmeyin. Bunun yerine yanımda olun."

Hepsine son kez baktı ve arkasını dönüp gitmeye başladı.

***

Asil Bulanık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin