DG -30. Bölüm: ÖZEL SON

ابدأ من البداية
                                    

"Ya Allah," dedi ve tükürdüğü avucunu Necati'nin suratına yapıştırdı. Tokat öyle hızlı gelmişti ki genç çocuk neye uğradığını şaşırmış feleği ters dönmüştü. Asude'nin bu darbesi diğerlerini de harekete geçirmiş futbol kavgasına çevirmişti.

"Saldırın," kalecileri Dobi Hüseyin göbeğini tutarak kavgaya koşarken, defansta oynayan Turgut kramponlarını savuruyordu etrafa. Asude o hengâmede Necati'nin kulağını ısırdığını hayal meyal hatırlarken, bacağındaki acı ile sıçradı yerinden.

"Lan Emre şerefsizi bıraksana bacağımı," boşta kalan ayağını savurup Emre'den kurtulmaya çalıştı. Maç doksan dakika kıyasıya mücadele ile devam etmişti ama asıl maçı şimdi veriyorlardı. Saçı başı dağılmış olmalıydı, hallederdi. Makyajı bozulmuş olmalıydı, onu da hallederdi.

Önemli olan zayiat vermeden buradan çıkmalarıydı. Necati kıpkırmızı olmuş suratı ile kendisini savunmaya çalışırken bir yumruk daha savurdu karnına. İkincisi de geliyordu ki karnından yakalanıp havaya kaldırıldığını fark etti. Ayakları sallanıyor, gücü yettiğince karşı koymaya çalışıyordu.

"Ulan deli kız bir dur be," sesin sahibini tanımıyordu Asude. Hızla arkasını dönüp baktı kimin kucağında olduğuna. Kendinden fazlasıyla uzun olan, esmer iri yarı bir delikanlı ile kucak kucağa duruyordu şuan. Pek durmak da denmez aslında. Genç delikanlı onu kavganın ortasından uzaklaştırıyordu.

"Bırak beni be? Çek ellerini üzerimden."

"Meraklı değilim seni kucaklamaya. Bana dua edeceksin Necati'yi öldürmeden senin elinden aldım diye," delikanlı da sert bir üslup ile konuşunca Asude'nin siniri daha da perçinlendi. Ellerini havada savurup gelişi güzel vururken konuşmaya başladı.

"Bırak o düzenbazı geçmişlerine kavuşturayım. Bana git ananın dizinin dibinde otur ev işi öğren dedi. Futbol erkeklerin kendilerine has sporudur diye bir kanun mu var? Onu yenmiş olmamı hazmedemiyor cıvık," daha sorusunun cevabını almadan yeniden sahaya koştu. Hedefine ulaşmasına az bir mesafe kalmıştı ki yeniden yakalandığında çığlık atmaya başladı.

"Ya bıraksana beni sen? Hem sen kimsin ya?" Sinirle baktı onu tutan kollara. Hatta bir ara bir yumruk da ona atmaya çalıştı ama delikanlı bunu çabuk savuşturdu.

"Devrim kardeşim kızı uzaklaştır buradan istersen, birazdan katliam çıkaracak gibi bakıyor." Asude onlara seslenen adama nefretle baktı. Zorla tutulmasa katliamın alasını yapacaktı ama elleri kolları bağlıyken bu pek mümkün değildi.

"Demek ismin Devrim ha? Bak, son kez söylüyorum beni bırak yoksa seni bir vuruşa deviririm."

"Sen beni Necati sandın sanırım. Sen ne deli bir şeysin ya..." Devrim suratını buruştururken Asude'nin kolundan sürüklemeye başlamıştı bile.

"Bırak beni diyorum sana. Bırak kendim giderim." Evlerine giden yola girmişlerdi bile. Asude hâlen direnmeye devam ediyordu. O kendisine kaçtı dedirtmezdi.

"Tabii tabii... Bırakayım da yarım bıraktığın işi tamamlamaya git," birkaç metre gitmişlerdi ki Esma geldi yanlarına. Titriyordu korkudan, ağlamıştı da biraz.

"Asude çok korktum. Sana bir şey olmadı değil mi?"

"Mümkün mü öyle bir şey Esmoş. Elini kaldıranı yere serdim ta ki şu zebella gelene kadar." Devrim'e huysuz ve memnuniyetten kilometrelerce uzak bir bakış atarak söylendi. Bu sırada hâlâ kurtulmaya çalışıyordu. Kolunu kurtarabilseydi eğer Necati'yi doğduğuna pişman etmeye gidecekti.

"Valla gördüm geleni gideni çatır çutur ısırdın kızım." Esma gözlerini silerken kahkaha da atıyordu. Asude biraz daha sakinleştiğinde adama karşı koymayı bıraktı.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن