Bu Masal'ı Yaşamak İstiyorum / 11

3.6K 219 86
                                    

Soğuk havayı ciğerlerime doldurdum. Uykum ve yorgunluğum yavaş yavaş vücudumu terk ediyordu 

"Dondum!!!" gülerek, söylenen Çağrı'ya döndüm. O da en az benim kadar dinç duruyordu. Saçları hafif dağılmıştı ve gözleri hala uykunun izlerini taşıyordu. Ellerini montunun cebine sokmuş, iri sayılabilecek vücudunu, ısınmak için içe doğru bükmüştü.

"Masal donuyorum!"

Henüz yanından ayrılmadığımız arabanın arka kapısını açarak lacivert atkımı aldım. "Çocuk gibisin Çağrı." kapıyı geri kapatarak arkadan dolaşarak Çağrı'nın yanına gittim. Aslında kısa bir kız sayılmazdım ama onun yanında gene de kısa kalıyordum. Hafifçe parmak uçlarımda yükselerek atkıyı boynuna doladım. Bir etkisi olmayacağını biliyordum ama bu genede Çağrı'yı bir nebze susturabilirdi.

"Oyalanmayı kesinde gidelim!"

Arkamdan gelen tanıdık öfkeli ses içimi kavurmuştu. Bu oyuna başladığımdan beri Eren'in bana karşı güldüğünü, sıcacık konuştuğunu bir iki kere ya görmüştüm ya görmemiştim. Kendim kaşınmıştım. Biliyordum. Gene de bana karşı böyle olsun istemiyordum. Çünkü bu beni öldürüyordu. Benden uzak durarak, bana böyle soğuk davranarak nefesimi elimden aldığından bi'haberdi.

Çağrı kollarını bana sararak bağırmaya başladı. "Bak şimdi! Atkını da bana verdin. Sen üşüyeceksin. Neyse gel şöyle kollarıma ben seni bir güzel ısıtırım." sıkıca sarılarak otele yöneldi. Şimdi nefesimin kollarında olmak vardı. Huzuru, güveni, mutluluğu evimde hissetmrk vardı. 

Kolumdan aniden çekilince karda dengemi kaybedip az kalsın düşüyordum. Kendimi tanıdık kokunun içinde bulurken, güçlü kollar biraz daha sıkı hapsetti beni bedenine. Sanki gevşetse oradan kaçacakmışım gibi. Oysa ben bir gemiydim, Eren ise benim en güvenli limanım.

"Ulan eline koluna hakim ol yoksa kıracağım bir taraflarını! Ben ısıtırım, sana mı kaldı!?"

Çağrı umursamaz bir tavırla omuz silkerken ben de gülmemek için dişlerimi sıkıyordum. Ah böyle ne kadar tatlı olduğunu biliyor muydu bu çocuk? Ya da böyle kıskanç ve sahiplenici davranırken ne kadar çekici göründüğünü?

"Sen de düzgün dur! Sesimi çıkarmıyorum diye..."

Sesimi çıkarmıyorum mu dedi o? Şuan böyleyse bir de sesini çıkardığında nasıl olurdu acaba? Otele girdiğimizde kulağına doğru mırıldandım. "İyi de ben bir şey yapmadım ki." dik duran yüzünü, yüzüme doğru eğdi. Şimdi çok yakındık, hatta fazla yakındık. Sıcak nefesi usulca dudaklarımı yalarken biraz daha sokuldum ona.

"Masal!" adım bir kez daha kulaklarımda yankılandı. Sinirli çıkan sesteki kıskançlık tohumları oldukça barizdi. Eren gülerek kollarını etrafımdan çekti. Babam ve babamın kıskançlıkları.. Eren'den bile kısakanıyordu beni. Hoş eskiden kendisine abi desemde artık o şekilde görmüyordum. Yani bir nevi abimden kıskanıyor sayılabilirdi.. Ona göre abimden!

Usul usul babamın yanına ilerlerken Eren'de hemen yanımdaydı. "Bazen Aras Abi'nin beni sevmediğini düşünmüyor değilim." dudaklarıma kocaman bir gülümseme yerleştirdim ve bir kez olsun zihnimden geçenleri düşünmeden söyledim. "Sadece sana bu kadar düşkün olmama katlanamıyor."

Düşkündüm ona. Tarif edemeyeciğim kadar hemde. Nefesimdi bir kere. Hayatımdı, kakbimin atma sebeydi. Yüzümde ki gülümsemenin, içimdeki huzurun nedeniydi. En güvendiğimdi. Sığınağım, evimdi o benim. Bunca zaman ne kendi duygularımı fark edebilmiştim ne de bakışlarında ki anlamı kavraya bilmiştim. Şimdiyse her bir anımızı tekrar tekrar düşündükçe biraz daha iyi anlıyordum. Fark ediyordum bazı şeyleri.

Bu Masal'ı Yaşamak İstiyorumWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu