12.Bölüm • Nyapuvarus Gecesi

Start from the beginning
                                    

Darya bunu neden yaptığını anlamamıştı. Yutkundu. Şu anda tek istediği bu odadan çıkmaktı. Kendini çok aşağılanmış hissediyordu. Yeşillere olan nefretten, ırkçılıktan ve ırkçılardan nefret ediyordu. Yüzünü yanağıyla birleşmiş olan halıdan kaldırdı ve burnunu dikerek ona baktı.

"Bak, saygı gösteriyorum işte. Ne kadar güzel, değil mi?" dedi Alek. Gözü dönmüş gibiydi. Oysaki dün böyle değildi. İnsanlar ne çabuk değişiyordu.

Darya yerde, incinen kolunu ovalarken Zoya, Alek'in üzerine yürüdü. Zoya ağlayacak gibiydi. "Bir kıza bunu nasıl yaparsın? Dostumsun sanmıştım. Özellikle seni sevdiğimi sanmıştım. Ama şu hareketine bakılırsa yanlış düşünmüşüm."

Alek, seni sevdiğimi düşünmüştüm sözünü duyduğunda dehşete düştü.

Koridordan geçerken açık kapının ardına bakıp duraksayan Kral Lev, üçünü de hayrete soktu. Kral Lev... Çok ama çok kızgın bir surat ile bir Alek'e, bir de Darya'ya bakıyordu. "Siz üçünüz! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Darya neden yerde?"

Alek afalladı.

Darya, "Sorun değil," diyerek kalkmaya yeltendi.

Kral Lev, elini Darya'ya uzattığında kız irkildi ve ele baktı. Ardından gri gözlerine... Şaşkınlıkla gözkapaklarını kırpıştırdı ve eldivenli ellerinden birini Lev'in eline yerleştirdi. Lev, kızı çekerek ayağa kalkmasını sağladı. Göz ucu ile halıya sürtündüğü için hafifçe kızaran koluna baktı.

Bu şey, Darya'yı heyecanlandırdı.

Alek, "Majesteleri, özür dilerim. Beni sinirlendirdi. Ben de öfkemi kontrol edemedim," diye suçlulukla mırıldandı. Zoya kenara çekilmiş, nefret dolu gözler ile bakıyordu.

"Ne yaptı yine?" diye sordu Lev bıkkınlıkla.

"Aslında bir şey yapmadı. Sadece gergindim, majesteleri."

En azından dürüsttü.

"Gergin olduğun için ona buna mı saldırıyorsun? Bu sarayın kurallarını bilmiyor musun sen?"

"Biliyorum, biliyorum majesteleri. Özür dilerim." Alek kafasını eğdi ve ellerini önünde birleştirdi.

"Benden değil, Darya'dan özür dile."

Darya hafifçe gülümsedi ve kibirli bir şekilde baktı.

Alek zorla da olsa, "Özür dilerim, Darya," diye mırıldandı. Lev'e karşı gelemezdi. Gelirse çok ağır şeyler olurdu.

Darya buna cevapsız kaldı.

***

Darya son bir kez kendine göz attı. Genya gizli saklı olarak Darya'ya bir çizme getirmişti. Kahverengi deriden güzel bir çizme.

Darya beline uzanan, beyaza çalan sarı saçlarını tamamen salmış ve parlayana kadar taramıştı. Gökyüzü mavisindeki kabarık elbisesini giymiş, balo vaktinin gelmesini bekliyordu. Omuzlarına attığı postun altındaki kalın askılı elbisesindeki altın detayları fark edince duraksadı. Bu elbise Darya'ya özel olarak yapılmıştı. Altın rengi de neydi?

Derken kapı birkaç kez tıklatıldı. Darya tedirginlikle kapıyı açtı.

Kral Lev karşısına siyahlıklar içinde dikildi. Karşısında duran kızı baştan aşağıya süzdü. Dudaklarından masumca bir tebessüm geçer gibi oldu. Ancak bu birkaç saniye içerisinde kayboldu. Ardından yüzü eski, sert simasına geri döndü.

Darya reveransını yaptı.

Kral kızı süzmeyi bitirdi ve gözlerini gözlerine odakladı. "Elbiseyi giy diyecektim. Lakin gerek kalmamış. Bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum."

YÜKSELİŞWhere stories live. Discover now