25. BÖLÜM

87.5K 3.3K 100
                                    

Bölüm kontrol edilmeden yayınlandı. Hatalar varsa kusura bakmayın lütfen.
***

Betül çığlıkları eşliğinde sedyeye yatırılmış doğumhaneye doğru götürülüyordu. Hastahaneye gelmeden önce Hamza Betül'ün doktorunu aratmış ve Betül'ün doğurmak üzere olduğunu bildirmişti. Hastahaneye vardıklarında ise her şey hazırdı. Şimdi ise tek bekledikleri şey bir an önce doğumhaneye varmak ve bebeklerinin aralarına katılmasıydı.

Kısa bir süre sonra Betül doğumhaneye alındı ve Hamza kapının dışında kalmak zorunda kaldı. Her ne kadar sarı papatyasının yanına gitmek istesede doktoru buna izin vermemişti. Aslında doktoru ikna etmek Hamza için çokta zor değildi ancak karısını acı çekerken görmek istemiyordu. Zaten Betül'ün çığlıklarını duyabiliyordu ve bu ona kurşun yarasından daha da acı veriyordu.

Saatler geçti ve geçen süre Hamza'ya iki ay gibi geldi. Ancak yalnızca bir saat geçmişti. Neden bu kadar uzun sürdüğüne anlam veremiyordu. Halbuki Eymen ve Yiğit'te sadece yarım saat sürmüştü.

Bu bir satte tüm aile toplanmıştı. Herkes endişeli ama bir o kadar da heyecanlıydı fakat ya zaman geçmek bilmiyordu ya da doğum gerçekten zorlu geçmişti. Bir süre sonra doktor doğumhanenin kapısında belirdi.

Tüm aile üyeleri doktoru gördükleri an ayağa kalktı.

"Karım nasıl?" diye atıldı Hamza. Betül'ün ve küçük kızının durumunu deli gibi merak ediyordu. Telaşa kapılmak üzereydi ve artık sinirleri buna dayanacak gibi değildi.

"Hamza Bey, bebeğinizin başının uygun pozisyonda olmamasından dolayı doğumu gerçekleştirmekte zorlanıyoruz. Bunun için eşinizi sezeryana almak durumundayız."

Hamza endişeyle bakan gözlerini koridordaki akrabalarının üzerinde gezdirdi. Bu sezeryan saçmalığının ne demek olduğunu tam olarak bilmesede Betül'ü bıçak altına yatıracaklarını anlamıştı. Ancak bunun riskini bilmiyordu. Ya çok rikliyse ya karısı o odadan çıkamazsa. Gözlerini düşüncelerinin verdiği öfkeyle birkaç kez kapatıp açtı ve tam o sırada annesinin doktorla konuştuğunu duydu.

"Ne gerekiyorsa yapın doktor bey, yeterki gelinimi ve torunumu o odadan sağ sağlim çıkartın." Doktor başını sallarken tekrar doğumhaneye girdi. O sırada Hamza daha fazla ayakta duramayacağını anlayınca annesinin yanındaki koltuğa oturdu. Başını ellerinin arasına aldı ama düşünceler aklını işgal etmekten başına ağrılar girmişti. Betül'ü kaybederse ne yapacağını hiç bilmiyordu, başka kadın asla olmazdı. Bunu güzle yüzlü karısına yapamazdı. Peki ya çocukları ne yapacaktı onlara anne şefkatini nasıl hissettirecekti.

Bir elin omuzunu sıktığını hissedince başını yan tarafına çevirip annesine baktı. Kadın şefkatli gözlerle oğluna bakarken onun ne kadar endişeli olduğunu görebiliyordu. Nitekim o da aynı duyguları paylaşıyordu.

"Endişe etme oğlum karın sağsalim birazdan aramızda olacak. Hem kızın biraz inatçı belli babasına çekmiş sende beni bu kadar uğraştırmıştın. Baban doğumhanenin önünde saatlerce beklemişti ikimizi. Bir türlü karnımdan çıkmak bilmiyordun," dedi kadın gülerek elini karnına götürürken. Daha sonra Hamza'yı doğururken çektiği zorlukları bir bir anlatmıştı. Hamza annesini pür dikkat dinlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Doğumhaneden çıkan doktoru görmesiyle tekrar ayağa fırlamıştı. Doktor gülümseyerek Betül ve bebeğin iyi olduğunu birazdan odaya alacaklarını söylediğinde herkes derin bir nefes almış ve mutlulukla birbirlerine bakmışlardı.

Bir süre sonra Betül normal bir odaya alınmış dinlenirken yakınları kalabalık olmasın diye tebriklerini Betül ve Hamza'ya ileterek yavaş yavaş evlerinde gitmişlerdi. Hamza'nın anneside Betül'e üst baş getirmek için yanlarından ayrıldığında ikiside yalnız kalmşlardı. Hamza usulca baygın bakışlı karısının yanına gittiğinde anlına bir öpücük kondurarak saçlarını okşamaya başladı.

SERT VE GÜZEL (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin