18. BÖLÜM

109K 3.4K 175
                                    

"Hamza bey geldik efendim. Beş dakikaya çıkarırız sizi. "

Hamza derin bir of çekti. Yanındaki kadınına bakıp elleri arasında duran yüzünün kıpkırmızı olduğunu gördü. İçten içe gülmek istese de kendisini tuttu.

Betül ise utanç ve anlam vermediği değişik bir duygu ile iç içeydi. Yanındaki adam biraz önce onu öpecekti. Ve Betül'de buna izin verecekti. Evet yalan yoktu. İstemişti. Gördüğü rüya onu öylesine sarsmıştı ki şu anda bu adam onu yatağına alsa sesini çıkarmazdı. Neydi bu? Nasıl bir duyguydu? Bu adamı hala seviyor muydu yoksa.

Evet.

Betül'ün iç sesi deli gibi bağırıyordu "evet" diye. Öylesine veryansın ediyordu ki, ağzında kaçırmamak için kendini zor tutuyordu Betül.

Hızla toparlandı genç kadın. Gözlerinin içine bakan Hamza'dan hızla çekti gözlerini.

"Şey ben..."

Ne diyeceğini bilemedi. Utanıyordu. Değişken duygularından sıkılmıştı. Bir yanı adamı deli gibi isterken bir yanı uzak dursun istiyordu. Gözlerini tekrar adama diktiğinde içi burkuldu. Karşısındaki adam öyle heybetli ve yiğit duruyordu ki dudaklarını yalamadan edemedi.
Hamza'nın gözünden kaçmayan bu hareket onu heyecanlandırdı. O bal dudakları çok güzel gözüküyordu ve onları olduğu gibi saklamak geçiyordu içinden. Kimseler görmesin kimseler bakmasın istiyordu bu kadına.

"Kadın, şu hareketi yapma." dedi arzu ile.

Betül ise daha fazla kızardı ve hızla Hamza'nın yanından kalktı. Hemen bu odadan çıkmazsa oda kendini tutamayacaktı. Ve Betül bir daha pişman olmak istemiyordu.

Kapının önünden gelen bir takım sesler, anahtarı bulamayan hizmetlilerin kapıyı açma telaşlıydı.

"Ben bir yüzümü yıkayayım." dedi. Gece gece bu kırmızı yüz ile millete rezil olmak istemiyordu. Hızla odanın içinde bulunan ebeveyn banyosuna yöneldi.

Hamza erkeksi bir ses ile kıkırdadı. Ellerini kaldırıp gergin olan bedenini esnetti.

"Tamam" dedi kinaye ile. Minik adımlarla önünden geçen kadına kısa bir bakış attı ve üzerine giydiği gömleği çözmeye girişti. Öfke ile giydiği gömleği şimdi değişik bir haz ile üzerinden çıkartıyordu. Ayağa kalktı ve yatağın üzerine savurduğu tişörtünü gerisin geriye giydi.

Aslında şu kapı ile uğraşan adamları bir güzel postalayıp bu geceyi Betül ile aynı odada geçirmek vardı ama kadını daha fazla ürkütmek istemedi.

Bir anda tüm siniri yok olmuştu adamın. Dünya yansa umurunda değildi. Çünkü tam bir senedir beklediği şey bu gece gerçekleşmişti. Betül'ün ona karşı boş olmadığını biliyordu. Ama bu gece onu sevdiğinden emin olmuştu.

Hızla telefonunu cebinden çıkarıp bir kaç numara çevirdi ve kulağına getirdi. Biraz bekledikten sonra çalan telefonu açıldı. Tam o sırada banyodan çıkan Betül ile göz göze geldi.

"Hamza?" Dedi karşıdaki ses.

Hamza gözlerini Betül'den ayırıp telefondaki kişiye döndü. Boğazını temizleyip ona bakan Betül'e muzipçe tekrar gözlerini dikti. Kadının kırmızı yüzü eski haline dönmeye başlamıştı sanki.

"Kenan, Sarıyer'deki mekanı basmışlar. Ben gidemiyorum. Sen ilgilen kardeşim. Sorun olursa tekrar ararsın. " Hamza'nın yakın dostu Kenan'dan başka kimse halledemezdi bu işi.

"Hayırdır kim bunlar." Dedi Kenan.

"Eski defterler!" Diye tısladı Hamza telefona doğru.

"Peki abi ben ilgilenirim." Dedi sorgusuz sualsiz Kenan. Hamza anlatmıyorsa vardı bir bildiği.

SERT VE GÜZEL (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin