2. BÖLÜM

351 93 28
                                    


Multi: BURAK

"Seni bir daha etrafımda görürsem bu senin sonun olur SALMAN."
Ural'ın söylediklerine karşın çocuk sadece gülümsemekle yetindi. Ben ne olduğunu anlamazken Ural çocuğun yakasını bırakıp sinirli bir şeklide arabanın olduğu sokağa doğru yöneldi. Ben sorar gözlerle karşımdaki yabancıya bakarken o,

" Teşekkür etmene hiç gerek yoktu." deyip gitti. Ağzım açık bir şekilde arkasından bakarken Ural'ın sinirli sesini işittim.

"Ne bekliyorsun sen hala orada çabuk arabaya bin!"

Bunun üzerine bir şey demeden çantamı yerden aldım ve arabaya geçtim. Ural'ın siniri hala geçmemişti. Bunu direksiyonu sıkan elleri ve boynunda belirginleşen damarlardan anlayabiliyordum. "Ural." diye seslendim. Bu sefer kızgın gözlerle bana döndü.

"Ne var ?" Bu tavrına bozulsam da belli etmedim.

"O çocuk kimdi ? "

"Tanımazsın boşver."

"Peki seninle ne alakası vardı?"

"Bak Deniz sinirliyim üzerime gelme kalbini kırmayı hiç istemem."

Tersleyince susmak zorunda kaldım. Ural'ı sinirli gördüğüm nadir anlardan biriydi. Demek ki ciddi bir şeydi. Her ne kadar merak etsem de üstelemedim. Nasıl olsa sonra öğrenirdim. Yolculuk çok sessiz geçmişti. Evin önüne geldiğimizde kemerimi çözdüm. İnecekken Ural beni durdurup:

"Sen git ben bu akşam yalnız kalsam iyi olur, Hatice sultanın gönlünü sonra alırım ben. "

"Ama.."

"Üsteleme Denizim hadi."

"İyi tamam, seni sinirlendiren her neyse kafana takmamaya çalış. Seni böyle görmeye alışık değilim."

"İyiyim ben merak etme." deyince ona sarılıp kocaman öptüm ve arabadan indim.

Bahçe kapısından içeri girdiğimde küçük bir köpek yavrusu bana merhaba dedi. Çok küçük ve sevimli bir şeydi. Yanına eğildiğimde bacağının kanlı olduğunu farkettim. Onu böyle burada bırakamadım. Eve götürmeye karar verdim. Zili çaldım ve çok geçmeden annem kapıyı açtı. İlk önce bana sonrada yavru köpeğe baktı.

"Deniz o elindeki ne?"

"Anne neye benziyor köpek tabii ki."

"Onun köpek olduğunu ben de biliyorum Deniz, senin elinde ne işi var?"

"Bahçede gördüm. Bacağı yaralıydı, ben de pansuman yapalım diye içeri getirdim."

Deniz öyle şey olur mu Allah aşkına hastalıklıdır falan."

"Yarasını saralım yarın ilk iş veterinere götürüp kontrol ettiririz söz . Ama bunu bir daha sokağa bırakmayalım. Lütfen!"

Anneme elimdeki pofuduk şeyle beraber yavru köpek bakışı attım. Annemin buna dayanamayacağına emindim ki annemin verdiği tepkiyle yanılmadığımı anladım.

"Tamam ama bütün sorumluluğu sende ben karışmam."

Anneme öpücük atıp içeri girdim. Televizyonun karşısında oturan Savaş'ı görünce hemen yanıma çağırdım. Gelince köpeği eline tutuşturdum. Meraklı bakışlarını üzerimde hissettiğimde hızlı bir şekilde:

" Bahçede buldum, yaralıydı, eve getirdim. Annemden zar zor izin aldım bundan sonra bizimle kalacak. Şimdi ona pansuman yapmamız lazım. Ben üzerimi değiştirip gelene kadar ona sahip çık."

Sonra da odama çıktım. Hemen üzerimi değiştirdim ve banyoya gittim. Sargı bezi vb. ne lazımsa alıp aşağı indim. Savaş kucağına oturtmuş köpekcikle oynuyordu. Ben de yanına gittim ve beraber pansuman yaptık. Savaş onu çok sevmişti. Bunu tahmin edebiliyordum zaten küçüklüğünden beri hayvanlara hep sevgisi ve merhameti olmuştur.

Dile Kolay Kalbe DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin